Bu toplumun değişmesi, hak ve hukuka saygılı olmasından başka kurtuluş çaremiz yoktur.

Yıllarca dikkat çektiğim kadınların hak ve hukuklari maalesef güvende değil.

Batman ve yakın yöremizde yine kadın cinayetleri yaşandı...

Diyarbakır da sokak ortasında kadın katledildi.

Her gün dövülen nice kadınlar gerçeğine şahit oluyoruz.

Aileleri, çocukları için zulme boyun eğen anneler yüreğimi yakıyor...

Bu köşede kadın haklarına dikkat çektiğimi bilirsiniz.

Xx

Geçtiğimiz günlerde hiç ummadığım, kendilerinden hiç beklemediğim bazı kişilerin eşlerine şiddet uyguladıkları, yani dövdüklerini duyduğumda inanamadım…

Beni yakından tanıyan birkaç kişi eğer eşlerine şiddet uyguluyorlarsa, demek ki çevremde bile yeterince etkili olamamışım.

Üzüntümü ifade etmekte acizim.

Sinirlerim gerildi...

Kadın hakları ile ilgili önemli bir değerlendirmemi bir kere daha kamuoyunun dikkatine sunmak istiyorum.

İnşallah o kendini bilmezlere de bu yazım ulaşacak, bu kez kendilerini kast ettiğimi anlayacaklardır…

Toplumun yarısını oluşturan kadınlar gerçeğine dikkat çekerek kadınların haklarını savunduğum için aile çevremde kadın hakları savunucusu olarak da biliniyorum. Her türlü ortamda kadın hakları için eleştirilerden çekinmediğimi bilen yakın ve uzak kimi akrabalarımın bu konularda benden etkilendiklerini de memnuniyetle görüyorum.

Geçmişte eşlerine sert davranan ve bazen döven akrabalarımın, yanımda bulundukları sırada kadın haklarına duyarlı olduklarını gözlemliyorum. Ancak cehalet bataklığında olanlar da var...

Xx

Nice imamla kadınların miras hukuklarını tartışmışımdır. Bölgemizde kadınların miras hukuklarını gözetmeyenlerin İslam’ın temel ilkelerine aykırı hareket ettiklerini açıkça ifade ediyorum.

Kadın hakları konusunda değişim ve dönüşüm için herkese görevler düşüyor.

Bölgemizde ve kentimizde kadınların maruz kaldığı kimi uygulamalara oldum olası isyan etmekteyim.

Daha çocukluğumdan beri kadınların ikinci sınıf insan muamelesi gördüğüne olan inancımı her zaman aile içinde ve çevremde dillendirmekteydim…

Görüşümü her dillendirdiğimde birilerinin, ‘toplumu sen mi değiştireceksin?’ sözleriyle karşılaşıyordum…

Toplumu sadece benim değiştirmem mümkün değildir. Ancak hak sözü her zaman söylemeyi de görev biliyorum.

Xx

‘Erkek egemen toplum’ diyorlar ya, tamamen katılıyorum.

Maalesef kadınlar konusunda tam bir erkek egemen toplum gerçeğimiz söz konusu. Bugün bu konuda çok açık ve net eleştiriler yapmayı görev biliyorum.

Değerli Okurlar, Dinimizin asla tasvip etmediği, hoş görmediği ancak geleneklerin egemen olduğu anlayış nedeniyle açıkça ikinci sınıf insan muamelesi gören kadınlar gerçeği söz konusudur. Ve ben buna tahammül gösteremiyorum…

Bu gidişata ‘dur’ dememiz gerekiyor. Herkes sorumluluk bilinciyle hareket ederek, süregelen yanlışa karşı çıkmalıdır. Çünkü bu haksızlığın dinimizde yeri yok. Sadece geleneklerle ilgili bir durum söz konusudur.

Xx

Hayatın her alanında kadınların ezildiğini gözlemliyorum.

Zaten feminist hareketin de etkiye karşı tepki olarak geliştiğine inanıyorum.

Eğer kadınlara haksızlıklar yapılmasaydı, kadınların hakları diyecek kimse olmayacaktı.

Sözün hemen burasında bu konuda din alimlerimizin sorumlu olduğunu ifade etmek istiyorum…

Evet, şeyh, melle, müderris, feki, imam ne denilirse denilsin, görevlerini yapmayan tüm din alimlerinin sorumluluğu söz konusudur…

Kadınların ikinci sınıf insan muamelesi gördüğüne tanıklık eden din alimlerimizin duruma seyirci kalmaması gerekirdi. Ancak, genel olarak hep seyirci kaldılar…

Xx

‘Din yerine gelenekler topluma egemen olurken’, çoğu alimlerimiz süreci hep izlemekle yetindiler…

Belki bazı hutbe ve vaazlarında kadınların haklarına dikkat çekmişlerdir.

Ancak pratik yaşama müdahale etmediler…

Sorunun adını koyarak tepki geliştirmediler…

Alimlerimiz, ‘Siz neye dayanarak kadınları eziyorsunuz?’ diyerek, gelenekçi anlayışa meydan okumadılar…

Eğer yapılan yanlışa karşı çıksaydılar, zaten durumumuz böyle olmayacaktı…

Devamı yarına…