*1955 Yılında Batman ovasına kurulan rafineri etrafını kerpiç evler kale gibi sarmıştı. 1970’lı yıllardan sonra o evlerin yerini briket ve daha sonra beton yapılar aldı. Şehir hızla büyüdükçe o bildiğimiz çatılı kerpiç evlerin yerini çok apartmanlı konutlar aldı. Şehrin eski mahallelerinde tek-tük kalan bu kerpiç evler de yıllara direniyor…

*885 Rakımlı Beşiri’nin Kıra Dağı’ndan Batman ovasına bakınca, kanaat önderlerinden önemli simaların bize anlattıkları hikayeler film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Kültürel zenginliğimizin ne kadar farkında olduğumuzu da sorgulamadım değil… Son yılların belki de en kurak sonbaharını geçiren Batman ovası, hafta sonu yağan yağmurla nefes aldı. Çiftçinin yüzü güldü...

NEREDE O KERPİÇ EVLER
1955’te TÜPRAŞ Rafinerisi’nin kurulması, Batman’ı bu günlere taşıyan en önemli olgudur şüphesiz.

Batman’ı yarım milyonluk kent yapan TPAO, TÜPRAŞ ve diğer petrol sektörleridir.

Bölgede diğer illere göre ‘sanayi kenti’ adını alan Batman’ın 70 yılda nasıl büyüdüğünü bizlere bu rakamlar anlatıyor:

Petrolün henüz keşfedilmediği 1945’te Batman nüfusu sadece 445’di. 1950’li yıllarda o İluh köyünü kentleşmeye götüren Türkiye’deki ilk petrolcüler, Batman-Hasankeyf karayolu güzergahı üzerindeki Meymune boğazına yerleşince; henüz ‘Belde’ olmayan Batman nüfusu 915’e çıkmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü 1955’te Batman’ı ‘Belde’ yapınca nüfus 4.713’e çıktı. O dönemlerde Raman’da petrol keşfedilmişti. Türkiye’nin dört bir yanından petrolcüler Batman’a yerleşince 1965 tarihinde nüfus tam 25 bini bulmuştu.

1970’te 44 bin 893, 1975’te 64 bin 300, 1980’de 86 bin 200, 1985’te 114 bin 210’a yükselen Batman, dönemin Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın, 1990’da ‘İl’ yaptığı dönemde kent merkezi nüfusu 148 bin 779 idi.

Batman’ın ‘İl’ oluşu üzerinden 29 yıl geçti.

Şimdi ki merkez nüfusu ise henüz şehir tabelasında 411 bini gösteriyor fakat yeni tabelanın asılmasıyla kent merkezinin nüfusunun 430 bini aştığı da görülecek.

Batman’ın nüfus potansiyeline dikkat çekince şehrin henüz ‘Belde’ olduğu dönemlerde konutlara yerleşenler, kasabayı andıran evlerde yaşamlarını sürdürürlerdi.

YILLARA DİRENEN EVLER
50 Yıl önce eski Çarşı merkeziyle iç içe olan Yeni Mahalle ve Akyürek’te bazı sokaklarda yer yer kerpiç evlere rastlamak mümkün. Yıllara meydana okuyan o evler ne anılara ev sahipliği yapmıştır.

2 Oda, 1 salon ve bir de bahçede lavabosu olan o kerpiç evlerde yaşam bir başkaydı.

Odun sobasının kullanıldığı kerpiç evlerde, yazın serin kışın da sıcak bir ortam olurdu.

Tıpkı 12 bin yıllık Hasankeyf’in mağaraları gibiydi o kerpiç evler.

Mezopotamya ovasına 10 bin yıl öncesinde yapılan yerleşkelerin benzeriydi o kerpiç evler.

Şimdilerde kentsel dönüşüm projesi kapsamında tarihi konak, han ve kerpiç evlerin hemen hemen hiç biri kalmadı.

Batman’ın çekirdeği olan İluh tepesinde bile o eski evler çoktan tarihe karıştı.

BATMAN OVASI
885 Rakımlı Beşiri-Kıra dağındaydık hafta sonu.

Ovada uzun süre kuraklık vardı.

Cumartesi ve Pazar gününün yağışlı geçmesi çiftçinin yüzünü güldürmüştü.

Bölgede yer yer kar yağışının etili olmasıyla aç kalan kar kuşları, Batman ovasına indi.

Kümeler halinde Batman ovasına akın eden kar kuşları, ekili alanların çevresindeydi.

Ovaya hakim bir yerden Batman’ı gözlemledim.

Yıllar önce bu topraklarda kimlerin gelip geçtiğini kanaat önderlerinden ve bilge insanlardan merhum Hacı Reşat ve kardeşi Hacı Necat Nasıroğlu’ndan öğrenmiştik.

Kıra dağından çiseleyen yağmur, hemen dibindeki 2000 yıllık Mor Kiryakus Manastırı’nın çevresini etkisi altına almıştı. Restorasyon çalışmaları süren tarihi manastır 1960’lı yıllara kadar farklı kültürleri, ovaya hakim olan devasa binada barındırmıştı.

Şimdilerde Batman Valiliğinin turizme kazandırmak istediği Mor Kiryakus Manastırı’nın 3 katlı ve 365 odalı olduğunu Mardin ve Midyat’taki rahiplerden öğrenmiştik.

Kimler gelmiş kimler geçmiş bu ovadan.

Ovanın her tarafı kültür zenginliğini oluşturuyor.

8700 nüfuslu Beşiri’de ise manzara aynı.

İlçe halkının umudu yeni cezaevinin önümüzdeki yılın ilk aylarında açılması.

Beşiri-İkiköprü beldesi önünden geçen Garzan Çayı, Muş’tan gelen sularla berrak akıyor. Su seviyesinin yükselmesi ovadaki çiftçiyi az da olsa umutlandırmış.

Batman-Siirt il sınırındaki Yunuslar köyünde kanaat önderi ve sulh adamı merhum Necat Nasıroğlu’nun, yıllar önce farklı meyveleri ektiği dönümlerce arazinin büyük bir ormanı andırması, bu coğrafyadaki verimli topraklardan ne bitkilerin yetişeceğini gözler önüne seriyor. Bu bahçede yetişen Böğürtlenler ihraç ediliyor.

Kısacası, bu coğrafya her yönüyle zengin ve elverişli.

Bu coğrafyanın baş handikabı dedikodunun ön planda olması.

Tüm olumsuzluklara rağmen memleketin havası bir başka güzel.