Değerli Okurlar, halklar arasındaki savaşlar insanlık ailesi adına en büyük felaketlerdir…

Bu büyük felaketlerin yaşanmaması için tüm dünyada insan hakları bilincinin gelişmesi gerekiyor.

Tabi bu bilinç hemen gelişmiyor.

Bu bilinci geliştirmek için duyarlı insanlara ihtiyaç vardır.

Savaşlar; yıkımdır,

yoksulluktur,

açlıktır,

insani değerlerin aşınması,

can,

mal,

din,-inanç,

akıl,

ve nesil-ırz-namus emniyetinin-güvencesinin yok olması demektir…

**

**

Savaşlar tüm dünyada ormanların yakılması,

doğanın tahribi,

su kaynaklarının ağır metallerle kirlenmesi,

yeni nesillere acı faturalar demektir…

Bunu niçin söylüyorum?

Karabağ’da, Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki savaşın korkunç boyutlarını görmüş olmalısınız.

Bütün insanlık ailesi gözle görülmeyen bir virüse karşı hayatta kalma mücadelesi verirken, sadece küçük bir coğrafyada yaşanan savaşın ne denli korkunç boyutlarının olduğu gerçeğine de tanık oluyoruz.

Evet, gerçekten de görsel araçlarla savaşın vahim tablolarını herkes izleyebiliyor. Ancak savaşın korkunç boyutları gördüklerimizden çok çok ötedir, büyüktür…

Kentleri terk eden sivillerin konvoyu mu, savaşta hayatlarını kaybedenlerin görüntülerini mi, dinsel mabetlere yönelik çirkinlikleri mi; neler gördük neler…

**

**

ZOR ZAMANLARDA İNSANLIĞI SAVUNMAK...

Oysa gördüklerimiz felaketlerin binde biri bile değildir…

Dünya siyasetinden habersiz nice anaların yitirdikleri evlatlarının ardından ne büyük acılar yaşadıklarını tahmin bile edemeyiz…

Evet, silahların konuştuğu,

insanların kanının aktığı,

her gün cenazelerin kaldırıldığı,

fidan gibi delikanlıların hayatlarını kaybettikleri yer ve zamanlarda yüce değerlerden, barıştan, sevgiden, karşıdakilerin hak ve hukuklarından, inançlara saygıdan söz etmek zorlaşır…

Çünkü yumruklar sıkılı, boğazlar düğümlüdür…

Böylesi zor günlerde ancak yüce şahsiyetler, erdemli insanlar risk alarak konuşabilmekte, savaşları dayatanların hak ve hukuk tanımaz emperyal güçler olduğunu deklere edebilmektedirler…

**

**

İşte her zaman ve zeminde hakkı,

hukuku,

insani değerleri,

farklı inançlara saygıyı dillendirebilecek,

ayrımsız olarak herkesin iyiliğini isteyebilecek erdemli insanlara ihtiyacımız vardır…

Erdemli insanlar,

savaştan,

şiddetten,

yağmadan,

talandan,

kötü muamelelerden yana değildirler…

Erdemli insanlar, zor süreçlerde ‘kana kan intikam’ diye değil, yetim çocukların olmaması için çırpınanlardır…

Erdemli insanlar, empati kültürünün gelişmesi için çabalayan, anaların ağlamaması için çırpınan, yeryüzündeki bütün insanların mutluluğu, barış içerisinde yaşam sürmeleri için kafa yoran, düşünce üreten ve bunun için bedel ödeyenlerdir…

Erdemli insanlar, doğayı, çevreyi, ekolojiyi savunan, tüm canlıların yaşam hakları için duyarlı olan, pratikleriyle bu yüce amaçlar için fedakarlık yapanlardır…

Tüm toplumların böyle erdemli insanlara ihtiyaçları olduğu gerçeğine inanıyor, bu duygu ve düşüncelerle tüm insanlık ailesine huzur ve esenlikler diliyorum.