Eğitim, çok farklı kişilerce ve kurumlarca ayrı perspektiflerden tanımı açısından bugüne dek yorumlanagelmiştir. Zihnime eğitimin ne olduğuna dair yerleşen tanımını, sonucunda istenilen olumlu bir davranış değişikliği meydana gelmeli ve tabi ki meydana gelen bu davranışın istenilen doğrultuda, hedeflere uygun olmalıdır. Şeklinde özetleyebilirim.

Yaşamın var olduğu ilk çağlardan bu yana, insanlığın nefes alıp vermeye başladığı ilk andan bu zaman dilimine kadar eğitim süreci hep var olmuştur ve bundan sonraki tüm zaman dilimlerinde de eğitim varlığını sürdürmeye devam edecektir. İnsanlık tarihinin en uzun evresi olan Eski Taş-Paleolitik Devir’de bile insanlar mağaralara duygu ve düşüncelerini anlatan figürler yansıtmış, resimler çizmişlerdir. Psikolojik ruh hallerine bağlı olarak bu resimlerin içeriği değişmiştir.

 Tabi bu eğitimlerin içeriği ve şekli coğrafyaların, kültürlerin içsel dinamiklerine bağlı olarak değişmektedir. Bu eğitim formal, informal ya da non-formal tür olarak kendini gösterebilir. Eğitim ve psikolojinin en yoğun ve standardize olduğu eğitim türü formal eğitim türüdür çünkü formal eğitim okul öncesi dönemden başlayarak ilkokul, ortaokul, lise, üniversite, master ve doktoraya kadar uzanan uzun soluklu belli bir planı, müfredatı, çerçevesi, normları ve kuraları olan bir yapıyı ifade eder.

Psikoloji ise, insan ve hayvan davranışlarını geniş çerçevede inceleyen bir bilim dalıdır. Eğitim hem insanlar hem de hayvanlar için yaşam boyu olduğu göz önüne getirildiğinde eğitim ve psikolojinin birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. İnsan eğitimlerinde klasik koşullanmayı, hayvan eğitimlerinde de edimsel koşullanmayı hatırlamak, eğitim ve psikolojinin birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğu düşüncesine katkı sunacaktır.

Yukarıda eğitimin bilinçli bir şekilde istenilen davranışları meydana getirme süreci olduğundan bahsettim. Eğitimde hedeflenen amaçların gerçekleşebilmesi ve amaca ulaşılabilmesi için bireylerin gelişim dönemi özelliklerine, öğrenme stillerine göre dizayn etmelidir. Tabi bu dizaynı oluştururken gelişim dönemi özeliklerinin neler olduğunu, öğrenme stillerinin ne gibi farklılıklar yaratacağını vs. gibi olguları psikoloji biliminin verilerine dayalı olarak oluşturacaktır. Gelişim psikolojisi, bireylerin hayatları boyunca geçirmiş oldukları değişimleri betimlenmesi ve açıklanmasıyla ve aynı zamanda bireyler arasındaki değişim, benzerlik ve farklılıklarıyla uğraşır (Onur, 2006).

Özellikle formal bir eğitim verilme sürecinde insan psikolojisini göz önünde bulundurmamak ve buna göre hareket etmemek düşünülemez. Düşünülmesi ve bu doğrultuda hareket edilmesi eğitim sistematiğinin mantığına ve istenilen sonuçlara engel olunmasına neden olur.

Eğitim sistemimizi baz aldığımızda okul öncesi dönemden başlayarak ortaöğretimin bitimine kadar her okul ve kademesinde rehberlik ve psikolojik danışma servisleri bulunmaktadır. Ki son yıllarda rehberlik ve psikolojik danışma servislerinin önemi konusunda farkındalık artmıştır. Her kademede rehberlik ve psikolojik danışma bulunması eğitim ve psikolojinin ne denli birbirinden ayrılmaz olduğunu göstermektedir. Bu servislerde temel olarak öğrencilere bireysel, mesleki ve eğitsel rehberlik yapılmaktadır ki bu hizmetler öğrenci psikolojisi için hayati önem taşımaktadır.

Psikolojik danışma boyutu ise eğitim sürecinde can alıcı bir noktaya sahip olup hayati önem taşımaktadır. Eğitim dediğimiz süreç sadece öğretim ile gerçekleşemez. Gelenekselci eğitim sistemlerinde sadece öğretim boyutuna odaklanılmakta ve bu da beraberinde başarısızlık getirmektedir. Bu kaçınılmaz bir sonuçtur. Dolayısıyla eğitimin bir bütün olduğunu ve içsel dinamiklerini iyi dengelemek gerçeğini unutmamız gerekmektedir. Ruh sağlığı/Psikolojisi sağlıklı olmayan bir öğrenciden, bir bireyden eğitim hayatında akademik başarı beklemek realist bir hedeften oldukça uzak olacaktır. Öğrencinin özel problemlerini, durumlarını güven çerçevesinde bir uzmana, profesyonele açabileceği bir servisin olduğunu bilmesi bile öğrenciyi psikolojik olarak rahatlatacaktır. Sorunun ne olduğu fark etmeksizin, koşulsuz kabul edileceği, saygı duyulacağı, gizli kalacağı, güven duyacağı, şeffaf-saydam bir şekilde yürütüleceğinin bilinmesi eğitimde başarıyı arttıracaktır. İnsan psikolojisinin normal bir şekilde olması eğitime de olumlu katkılar sağlayacaktır.

Eğitim hayatı boyunca bireyin kendine ve dünyaya olumlu bakış açısı kazandırması için, kendisini izole ve mutsuz hissettiğinde, herhangi bir konu hakkında danışacak birini aradığında, kaygı ve korkularının üstesinden gelmek için, verimli ders çalışmak ve akademik başarasını arttırmak için, kendini gerçekleştirme yolunda ilerlemek için, aile ve arkadaşlık ilişkilerini düzeltmek için, öfke kontrolünü sağlamak ve daha sağlıklı iletişimler kurmak için kendi ruh halini iyi anlayan temel psikoloji derslerini alan öğretmenler ve işin uzmanı psikolojik danışmanlar arar. Bu da eğitim ve psikoloji ilişkisini daha sıkı hale getirmektedir.

Eğitim, psikolojinin içsel dinamiklerinden olan aşağıdaki tüm olguları dikkate alarak hareket eder. Gelişmiş tüm eğitim sistemlerinde de bu böyledir.

  • Motivasyon
  • Hazırbulunuşluluk
  • Güdülünme
  • Bilişsel Gelişim
  • Gelişim ve Öğrenme
  • Fiziksel Gelişim
  • Ahlaki Gelişim
  • Kişilik
  • Mizaç ve Karakter
  • Öğrenme stilleri
  • IQ ve EQ
  • Özel öğrenme
  • Zekâ Çeşitleri

Eğitim süreci boyunca bireylerin hazırbulunuşluluk psikolojisini göz önünde bulundurmak zorunludur. Derse, eğitime yeteri hazırlığı yapmayan, o psikolojide olmayan bir bireye eğitim verilmesi düşünülemez. Aynı durum yeteri kadar motivasyonu sağlanmayan bireyler için de geçerlidir. Motivasyonu, güdülenmesi eksik ve yetersiz olan öğrencilerden yeteri başarı sağlanamaz ve beklenemez de. İşte tam da bu noktada eğitim ve psikolojinin birbirinden ayrı düşünülemeyeceği gerçeği bir kez daha çok açık bir şekilde ortaya çıkmış oluyor.

Benze şekilde eğitim sürecinde, bireylerin kognitif gelişim düzeyleri, fiziksel gelişimleri, ahlaki gelişimleri göz önünde bulundurulmak zorunludur. Çok farkı arklı gelişim düzeylerinde bulunan bireylerin bir arada bulunduğu bir ortamdan gerçekçi bir eğitim sağlanamaz. Bunun verilerini de psikoloji biliminden alıyoruz.

Eğitim psikolojisinde kullanılan birçok yöntem vardır ((İienstitu, 2020).

Bunlar:

  • Gözlem Yöntemi
  • Deney Yöntemi
  • İstatiksel Yöntem
  • Klinik Yöntem
  • Olay İncelemesi
  • Görüşme Yöntemi
  • Anket Yöntemi

Eğitim ve psikoloji ilişkisini etkileyen önemli faktörlerin başında da zekâ gelir. Son yıllarda ve gelişmiş eğitim sistemlerinde zekânın tek bir tür olmadığını ve eğitimin de tek bir zekâ türüne bağlı yürütülemeyeceği anlaşılmıştır. Gardner, Çoklu Zekâ Kuram’ında 8 tür zekâdan söz etmektedir (Basaran, 2004 (5): 7-15). Bunlar: Sözel zekâ, mantıksal zeka, görsel zeka, sosyal zeka, kinestetik zeka, doğa zekası, müzik zekası, öze dönük zekadır. Bu zekâ türleri psikoloji bilimi sayesinde eğitime kazandırılmıştır. Ve bu zekâ türleri eğitimden bağımsız düşünülemez.

İnsanlar, Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisindeki temel fizyolojik ihtiyaçlarını ve güvenlik ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra ait olma sevgi ihtiyacını karşılamaya çalışır. Bunu da sağladıktan sonra itibar, kariyer, başarı, saygınlık, üretme aşamasına geçer ki bu da ancak eğitimle gerçekleşebilir. Bu eğitimi sağlarken de sağlıklı bir ruh halinin sağlanmasıyla elde edilebilir ancak.

Sonuç olarak, eğitim ve psikoloji birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçalarıdır. Üniversitede özellikle eğitim fakültelerinden mezun olacak kişilerin, ki buna BESYO da dahil, eğitim psikolojisi dersi alması buna en apaçık göstergelerinden biridir.

KAYNAKÇA

  1. Basaran, I. (2004). Etkili öğrenme ve çoklu zeka kuramı: Bir inceleme. Ege Eğitim Dergisi, 5, 7-15. Erişim adresi http://static.dergipark.org.tr/article-download/imported/5000004052/5000004568.pdf?
  2. İstanbul İşletme Enstitüsü. (2020). Eğitim psikolojisi nedir. Erişim adresi https://www.iienstitu.com/blog/egitim-psikolojisi-nedir
  3. Onur, B. (2007). Gelişim Psikolojisi. Ankara: İmge