Dün 17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü idi.

Batman’daki korona patlaması nedeniyle etkin tedbirlerin alınması için acil çağrı içeren yazı yazdım. O nedenle bugün Çölleşme konusunda değerlendirme yapmak istiyorum.

Son bir yıl içerisinde dünya sadece Koronavirüs tehdidi ile mücadele etmiyor, çok elim hadiselerle boğuşuyor…

‘Felaketler yalnız gelmez’ sözü özellikle son yıl için geçerli oldu…

Amazon, Avustralya ve Rusya’da yaşanan devasa büyük orman yangınlarında milyonlarca hektarlık yeşil doku küle döndü…

Sibirya’da 3 milyon hektar orman yandı…

Avustralya’da aylarca süren devasa yangında 9 milyon hektar orman yok oldu, milyarlarca hayvan öldü…

Amazon yağmur ormanlarındaki yangın nedeniyle Bolivya’da 4 milyon hektar orman yandı…

**

**

Medyada dikkat çeken bu tür başlıkları önemsemeyip geçiyoruz.

Oysa yanan sadece ormanlar değil, dünyanın geleceğidir…

Çünkü dünyamız gittikçe çölleşiyor. Çölleşmenin ne denli büyük tehdit olduğunun bilincinde değiliz…

Bazı meseleler vardır ki elli kez dile getirsen, yine az kişi bundan ders çıkarır. İnsanlık ailesi tehlikenin farkında değil.

Bilim insanlarının yaptıkları uyarılar aslında her gün ders olarak televizyonlarda gösterilmeli, okullarda öğrencilere anlatılmalıydı. Bu tehdit çok boyutlu ve her ülke risk altında, zira çölleşmeye hizmet eden başka nice faktörler var. Bir kere daha 17 Haziran dolayısıyla görevimi yaparak çölleşmenin önemine dikkat çekmek istiyorum.

Şu muhteşem kainatta-evrende insanların ve hayvanların teneffüs edebildikleri ve yaşadıkları tek yer dünyamızdır.

Dünyayı yaşanabilir kılan en önemli şeyin toprak olduğunu biliyorsunuz. Toprak canlıların yaşamı için en önemli işlevi görüyor. Ormanlar, bitkiler, sebzeler hayatımız için vazgeçilmezlerdir ki hepsi toprakla ilintilidirler. Toplumsal barış, topraktan geliyor.

Çölleşme toprağı tehdit ediyorsa, toplumsal barış da tehlikeye girecektir…

BU MESAJ HERKESE…

Batman Çevre Gönüllüleri Derneği’nin yazılı basın açıklaması oldu. Topluma, öğrencilere, il yöneticilerine vermek istediğim mesajlar o açıklamada özetle yer aldığından olduğu gibi köşeme alıyor ve bilgilerinize sunuyorum:

“Dünyanın geleceği, çölleşme nedeniyle tehdit altında. Çölleşmeyle mücadelenin tek yolu toplumsal bilinçlenmedir. Birleşmiş Milletler 1994 yılında aldığı bir kararla 17 Haziran gününü, ‘Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü’ olarak ilan etmiştir. Koronavirüs pandemisi nedeniyle alanlara inip kitlesel basın açıklaması, kapalı salon toplantıları düzenleyemediğimiz için çölleşmeyle mücadele konusundaki bakış açımızı kamuoyuna yazılı açıklama ile duyurmayı görev biliyoruz.

-2001 yılından bu yana doğaya, çevreye yönelik mesajlarla toplumumuzun karşısına çıkan Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, daha yaşanabilir bir Batman mücadelesi veren bir gönüllüler hareketidir. Derneğimiz, çölleşmeyi, yoksulluğun nedenleri ve sonuçları açısından önemli bir faktör olarak değerlendirmektedir. Çölleşme ülkemizi, aslında hepimizi doğrudan ilgilendiren ve maruz kaldığımız çok önemli bir tehdittir.

-Aşırı ve bilinçsiz su tüketimi, hatalı sulama, yanlış tarım uygulamaları, çarpık kentleşme, toprakların, kaynakların aşırı ve amaç dışı kullanımı, ormansızlaşma, mevcut ormanların hoyratça talan edilmesi, dünyada yaşanan savaşlar vb. gibi çeşitli faktörler yüzünden dünyamız hızla çölleşmekte, dünya ile birlikte ülkemizin geleceğini de tehdit etmektedir. Yaşanan toprak erozyonu nedeniyle her yıl milyonlarca ton verimli toprağımızı kaybetmekteyiz.

-Bilinçsiz sulamadan kaynaklı olarak da verimli topraklarımız Dicle’ye akmaktadır.

Toprak yaşamın vazgeçilmezidir. Toprakları çölleşen her ülkeyi bekleyen en önemli ve kaçınılmaz tehlike; işsizlik, yoksulluk, susuzluk, açlık ve göçtür. Bu nedenle hep birlikte geleceğimize sahip çıkmamız, toprağımızı korumamız gerekmektedir. Gelecek nesillere, çocuklarımıza çölleşmiş bir ülke bırakmak istemiyorsak, toplum olarak çölleşmeye karşı verilen mücadelede yerimizi almalıyız. Topraklarımızı yitirmemek için etkin şekilde ağaçlandırma yapılmalı, barajların havza ağaçlandırma projeleri hayata geçirilmeli, mevcut ormanlarımızın yangın başta olmak üzere her konuda korunması sağlanmalıdır.

-Dernek olarak daha önce alana gidip dikkat çektiğimiz ve kamuoyunun gündemine taşıdığımız Batman-Kozluk-Bitlis’in Mutki sınırlarındaki yağmur ormanlarımızın kaçak kesimden korunması, ‘gençleştirme’ adı altında kıyımdan geçirilmemesi için etkin tedbirlerin alınmasını istiyoruz.

-Verimli topraklar yapılaşmadan korunmalı, konut, sanayi ve turizm amaçlı yatırımlar için kullanılmamalıdır. Organik tarım gibi toprak ekosistemine uygun uygulamalar teşvik edilmeli, toprağın yapısını bozacak, verimini azaltacak ve çevre kirliliğine neden olacak uygulamaların önüne geçilmelidir.

-17 Haziran Dünya Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Günü vesilesiyle herkesi duyarlı olmaya, parayla asla satın alınamayacak toprağa sahip çıkmaya, karar vericileri ise, gıda güvenliğinin sağlanması ve gelecek nesillere üretken toprakları bırakabilmek için politika geliştirmeye ve somut adımlar atmaya davet ediyoruz. Saygılarımızla.”