*Bu başlık, aslında bu şehirde oturan herkesin beynine nakşetmesi gereken bir söz… Bir zamanlar bu kentin en büyük zenginliğinin ‘Doğa’sı olduğunu eski petrolcüler söylüyor. Batman’ın tarım alanları ve doğası elden çıkarsa, Batman’da elden çıkar…

*1200 Rakımlı Raman Dağı’nın zirvesinde yaşayan Yakıtlı Köy Muhtarı Abdülsamet Gezici, 1950’li yıllarda Raman kampındaki ‘Gazino’nun önüne getirilen yerli sebze-meyvelerin, ABD’li mühendisler tarafından kapışıldığını söylüyor ve ekliyor; “Günümüzde Raman çevresindeki o organik ürünlerin hiç biri kalmadı…”

3 YIL SONRA BÜYÜKŞEHİR AMA…
İllerin 2022, 2023, 2024 ve 2025 yıllarına ait nüfus istatistikleri açıklandı.

Petrolün başkenti Batman’da nüfusta düşüş yok.

Hep artış var.

Bu yıl nüfusu 635 Bin 312 olan Batman’ın gelecek yıl nüfusu 645 bin 509 olacak.

2024’te 655 bin 682, 2025 yılında da 665 bin 806’ya çıkacak Batman, belki de gelecek 3 yılda ‘Büyükşehir’ statüsüne kavuşacak.

Batman, 14 Haneli ‘İluh’ köyü olduğu 1940’lı yılların sonunda Raman Dağı’nda seçmen sayısı 325’ti.

Bu iddianın sahibi Raman’daki Yakıtlı köy muhtarlığını yapan Abdülsamet Gezici.

Gezici, aynı zamanda TPAO emeklisi.

1940 ve 50’li Yıllarda Raman’ın ortasında Amerikalı mühendisler için yapılan ‘Gazino’nun önüne çevre köy ve mezralardan getirilen yerli sebze-meyvelerin, aradan geçen 70 yılda tükendiğini şöyle anlatıyor muhtar Gezici;

“Gazinonun önüne geldiğimizde çevredeki köylülerin getirdikleri üzüm, incir ve pembemsi renkteki domates ile diğer sebze-meyveler yabancı mühendislerce kapışılırdı. Tadına ve kokusuna doyum olmayan o doğal ürünlerin çoğu günümüzde kalmadı.”

RAMAN’IN CANLI TARİHİ…
Ara ara ziyaret ettiğimiz Raman’da kısa süreli sohbetlerde Raman’ın eski günleri ile doğaya olan hayranlığından ötürü muhtar Gezici, o bölgenin canlı tarihi gibi.

Raman Dağı’na her gidişimizde muhtar Gezici ile geçmiş günler bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçiyor.

Geçenlerde fotoğraf sanatçısı İrfan Tapan ile birlikte muhtarla çok keyifli bir sohbetimiz oldu.

Gezici, Raman Dağını en iyi bilenlerden.

O bölgenin doğasını da yer altı zenginliğinin de farkında.

Raman’ın hem doğasının hem de ‘kara altın’ının önemine değinen Gezici, kısa ve net konuşuyor;

“Buranın doğası ve yer altı zenginliğinin farkındaysak bu bize yeter.”

Raman Dağı, ‘Kara altın’ kadar büyük bir doğa zenginliğine sahip.

Çevresindeki yeşil kuşak, fıstık bahçeleri ve yabani hayvanlar… ABD’nin Arizona bölgesi gibi.

1940 ila 50’li Yıllarda Raman Dağı’nda çalışan ABD’li petroülcüler; “Raman Dağı, tıpkı bizim Arizona bölgesine benziyor” diyorlarmış…

Batman’ın bu güzel doğasını korumak için de kırsal refah, kırsal kalkınma da gerekli.

Bu ovanın birim alanında en yüksek değeri kazandıracak ürünlerin de arayışına girilmeli…

Batman’ın en büyük eksiliklerinden biri de ‘Petrol Müzesi’ idi.

Enerji Bakanlığı, Batman’ın ‘Petrol Müzesi’ne onay verdi.

Aslında Raman Dağı, ‘Açık hava Petrol Müzesi’ ilan edilmeli.

Çünkü, bu dağda ilk petrolcülerin ayak izleri var.

Raman Dağı, açık hava petrol müzesi ilan edilirse, bu şehir Türkiye’deki ilk petrol bulan kahramanlarına da ahde vefa görevini yapar.

Bu şehirde tarih yazan petrolcülerin adını yaşatmış olur…

RAMAN DAĞI’NDA GEÇEN ANILAR
Bugün ki, yazımı da Raman Dağı’nda ‘çocukluğu ve gençliği’ geçen Yalçın Ata’nın bize gönderdiği mesajla bitiriyorum;

“Merhum babam Lütfi Ata, 1950 yılında MTA döneminde Kurtalan’da işe başladı, sonrasında benimde doğum yerim olan Garzan’a, oradan Siirt’in üst kısmındaki Reşan kampına ve nihayet 1958 yılında idare Amiri göreviyle Raman’a geldi. Burada zaman zaman kamp şefliğinde vekalet ettiği 17 senelik iş hayatında mesai arkadaşlarıyla çok özveri ve başarılı çalışmalar yaptılar. Kış şartlarında sahadan günlerce eve gelemediği zamanlar yaşadık. Sikeftan’dan Raman’a su sağlanıyordu. Bunun daha sağlıklı olabilmesi için yanlış hatırlamıyorsam 1964 yılında Dicle kenarına bir keson kuyu açtırdı. Halen çalışıyor olabilir. Çekimde görülen tamamdaki havuzunda aynı dönemde yaptırdı. 1960’li yıllarının ilk yarısında Şerafettin Aytekin öğretmenimiz 5 sınıfı bir arada yönetiyordu. Daha sonraları öğretmen sayısı arttırıldı. Çocukluk ve gençliğimizin geçtiği Raman’da hiç bir zaman unutamayacağınız, çok güzel anılarımız oldu. O yıllarda çevrilen ‘Toprağın Kanı’ filminde babam ufak bir rol üstlenmişti. Çalışanların maaşlarını öderken Erol Taş gelip, muhasebeyi soymak isteyince; babam silahını çekerek Erol Taşı yaralıyor. 1975 Yılı Mayıs ayında emekli olana kadar 17 yılı Raman’da olmak üzere toplamda 25 yıl ilk zamanlar çok zor şartlarda geçen ve babam, mesai arkadaşları kendi özel işlerinde olabilecek istek ve şevkle çalışıp TPAO’nun bu günlere gelmesinde katkıları küçümsenmeyecek kadar büyüktür. Yıllar sonra TEİAŞ İnşaat Müdürü olduğum dönemde Raman’a yaptığım ziyarette Muhtar Gezici görüşmüş, anılarımızı canlandırmıştık. Ben ve ailemizin hiçbir zaman unutmayacağı o güzel Raman kampı anılarımızda yaşadığımız sürece var olacaktır.”

Sağlıkla kalın…