Uzm. Dr. Akgül, kız çocukların yaklaşık yüzde 7-8’inde, erkek çocukların ise yüzde 2’sinde, yaşamlarının ilk sekiz yılında idrar yolu enfeksiyonu görüldüğünü anımsatarak, doğumundan sonraki ilk yılda ateşli idrar yolu enfeksiyonu görülme sıklığının kız ve erkek bebeklerde eşit olduğunu kaydetti. İlk altı ay içinde sünnet olmamış erkek bebeklerin, kız bebeklere göre daha fazla etkilendiğine dikkat çeken Uzm. Dr. Akgül, ateşsiz idrar yolu enfeksiyonunun ise genellikle kız çocuklarda üç yaşından sonra görüldüğüne vurgu yaptı.

Nedenleri

İdrar yolu enfeksiyonlarının genellikle dış genital bölgeden kaynaklandığını, bazen de kan yoluyla oluşabileceğini belirten Uzm. Dr. Akgül, şöyle devam etti: “Küçük çocuklarda idrar yolu enfeksiyonu tanısı koymak daha zor. Büyük çocuklarda orta akım idrar, mesane kontrolü olmayan küçük çocuklarda idrar toplama torbaları ile örnek alınabilir. Ayrıca mesaneden enjektörle veya idrar sondasıyla idrar almak gibi yöntemler kullanılabilir. Alınan örneklerden mikroskobik inceleme ve kültür yapılarak tanı konabilir. İhtiyaca göre kan tahlilleri, ultrasonografi, ilaçlı idrar yolu filmleri (VSUD), damardan ilaç verilerek (DMSA sintigrafi) yapılan radyolojik tetkiklerle de böbrekte hasar olup olmadığı araştırılabilir. 38 C’nin üstünde açıklanamayan ateşi olan, ayrıca halsizlik, kusma, beslenememe, tartı alamama, huzursuzluk, sarılık ve gelişme geriliği olan küçük bebekler veya özellikle büyük çocuklarda görülen sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrardan kan gelmesi, karın, bel, yan ağrısı, bulanık, damla damla ve çatallı idrar yapma, idrar kaçırma ve hatta idrar yapamama gibi şikayetlerin varlığında da idrar yolu enfeksiyonu düşünülmeli ve bir çocuk hekimine başvurulmalıdır.”(İHA)