Gastrit, mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri, mide kanseri ile mide lenfomasının en büyük etkeni olan Helicobacterpylori enfeksiyonu, bu hasta gruplarında oldukça sık olduğunu ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Keskin, "Yapılan çalışmalarda gastriti olan hastaların yüzde 94’ünde, mide ve on iki parmak bağırsağı ülseri olan hastaların yüzde 100’ünde, mide kanseri olan hastaların yüzde 92’sinde, mide lenfoması olan hastaların yüzde 92’sinde bu bakteri tespit edilmiştir. Türkiye’de yapılan değişik çalışmalarda toplumdaki sıklığı yüzde 57 ile yüzde 82 arasındadır. Mide ağrısı, yanma, ekşime, şişlik, gaz, doygunluk hissi, ağız kokusu gibi birçok şikayete yol açan Helicobacterpylori enfeksiyonu aynı zamanda mide kanserine de yol açtığı için oldukça önemlidir" dedi.

Çocuğunuzun mama kaşığını ve emziğini yalamadan bir daha düşünün

İnsanlara en fazla enfekte sular ve iyi dezenfekte edilmemiş veya pişmemiş sebzelerle geçtiğini ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Murat Keskin, "Helicobacterpylorienfekte suda birkaç gün yaşayabilir. Enfekte bireylerin, eş ve çocuklarında bakteri görülme ihtimali enfekte olmayan kişilere göre daha yüksektir. Bu sebeple aile içi yakın temas, aynı bardak ve kaşık-çatal kullanma gibi alışkanlıklar bulaşmada önemli rol oynamaktadır. Aynı zamanda annenin kendi ağzına götürdüğü mama kaşığı veya emzik ile bebeğe geçiş söz konusudur. Helicobacterpylori’yi tespit etmek için birçok yöntem mevcuttur. Bu yöntemler arasında endoskopi sırasında alınan mide biyopsilerinde hızlı üreaz testi veya patolojik inceleme önemli bir teşhis aracıdır. Ancak her hastaya endoskopi yapmak veya endoskopik incelemede tespit edilen bu bakterinin tedavi ile geçip geçmediğini anlamak için işlemi tekrarlamak pratik olmayıp maliyeti de oldukça artırmaktadır" şeklinde konuştu.(İHA)

Editör: Yunus Yasak