Batman son zamanlarda bazı ahlak dışı olaylara sahne olurken “nereden nereye” diyesimiz geliyor.

Bu sapkınca şeyleri burada yazarak tekrardan körpe dimağları iğfal etmenin bir anlamı yok, o yüzden es geçiyoruz ancak bu kadar kolay da geçemeyeceğimiz şeyler de var.

Batman insanı dinine, diyanetine, ‘ama kim ne der’e çok dikkat eden bir toplumdu.

Bize göre yaşanan bazı olumsuz olaylar ancak büyük şehirlerde olur, bizim gibi Anadolu’nun çorak topraklarında kök salamazdı.

Ama oluyor işte.

Batman’da birçok mağazada ve spor salonu reklam afişinde gördüğümüz görüntüler mide bulandırıcı nitelikte. Çıplaklık kültürü her yanı sarmış ve korkum bu çıplaklık kültürünün, kültürel çıplaklığa evrileceği yönünde.

Biz ne ara böyle bir millet oluverdik.

Diyarbakır caddesinde bilmem ne vücut geliştirme salonunun reklam afişinde eğilmiş (başka bir şekilde izah edilebilirdi ama bu da gayri ahlaki) bir kadın resmi. Bütün çıplaklığıyla bu milletin dinini, imanın, ahlakını bombardıman etmektedir.

Bir başka elbise ve ayakkabı afişinde ise “oha bu da ne?” diyeceğiniz en mahrem görüntüler sergilenmektedir.

Yahu ayıptır, günahtır. Sizin de ananız, bacınız var. Bu resimdeki kadınlara bakıp da kadını sadece bir meta fetişizmi, bir cinsel obje durumuna soktuğunuzun farkında değil misiniz?

Ama sadece kadın bedeninin hunharca sergilenmesi değildir mesele.

Erkek bedeninin de bir o kadar fütursuzca sergilenmesine ne demeli?

Erkek milleti cıbıldak kadın resminden etkileniyorsa aynısı kadınlar için de geçerli.

Kadınlar da cıbıldak erkek resimlerinden etkileniyordur.

Özel zamanlarda ve özel mekânlarda kimin ne düşündüğü ve ettiği bizim meselemiz değildir.

Genel zamanlarda ve genel mekânlarda yarı çıplak resimlerin sergilenmesi bizim meselemizdir.

Bazı reklam afişlerinin yanından geçerken ailece utanıyor, çocuklarınızın yüzüne bakamaz oluyorsunuz.

İnanın bu dükkân sahiplerinin kahır ekseni de belki yaptıklarının farkında değildir.

Ticari kazancın bu şekilde olduğunu, bunun genel kabul görülmüş bir fenomen olduğunu düşünüyorlardır.

Hatta bazılarının dindar bir aileden geldiğini, hacı, hoca, seyit kökenli olduklarını da biliyoruz.

Ama “ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz” düsturu gereği biz dediklerine değil yaptıklarına bakacağız.

Cinsellik çağrıştıran açık seçik resimlerin olduğu mağazalar

Duvarları çıplak erkek resimleri ile kamufle edilen spor mekânları

İç giyim markası (ki çoğu kadın resimleri) vitrinlerde, ulu orta yerlerde ifşa edildiği

Sözüm ona ayakkabı reklamının yapıldığı ama daha çok bilmem neyin reklamının yapıldığı yerler

Bunların hiç biri vatana, millete hizmet etmemektedir.

Helal kazancın olmasının bir yolu da meşru yöntemlerin kullanılmasıdır

Bilmem ne mağazası “kara cuma” diye bir indirim yaptı. İnançlı yurdum insanı boykot ilan etti ve tepkisini gösterdi

Demokratik sınırlar çerçevesinde bu tür teşhircilik yapan, milletin uçkurundan başka bir şey düşünmemesine sebep veren işletmelere de bizlerin güzellikle uyarılarda bulunmamız lazım. “Kardeşim, gel inat etme. Vazgeç bu tür sapık reklam afişlerinden” diyebilmeliyiz

Belediye ve Valilik bu tür iş yerlerine uyarı yapabilir ya da bu tarz yöntem kullanmayanlara ayın ödülü verilebilir ki teşhircilik yapanlar da belki utanır ve prestij kazanabilmek adına ayın ödülünü almaya yönelik olumlu adım atabilirler.

Zira bu mağazaların bir kısmı Hıristiyan dünyasının markalarıdır ve onların dine bakışı, kültürü bizimki gibi değildir.

Spor mekânlarında kullanılan fotolar da yine aynı şekilde çoğunluğu Amerikalıdır.

Ee Amerika’nın Kudüs ile ilgili kararı, Cumhurbaşkanımızın İsrail’in başkentinin Kudüs olması açıklamalarına tepkisi ortada. O zaman şunu iyice kavramalıyız; bunlardan bize hayır yok. Öyleyse ticari hayatta da biraz dikkat etmemiz gerekir. Öyle bize her gönderilen reklam afişini ve imajını halkımızın görseline sunmayalım. İnanın ticari kazancınızdan bir şey kaybetmeyeceksiniz. Üstelik kazancınızda zerre miktar haram olmamasının haklı gururunu yaşayacaksınız. Kazancınıza Rabbim bereket katacak, bu millet de size duacı olacaktır.