Çin’in Shenzhen kentinde yaşayan Batmanlı Beşir Taymur’un,‘başarı’ hikayesi!
ÇİN’DE BİR BATMANLI!

‘İstanbul’a gidiyorum’ dedi,
Hong Kong’dan çıktı!

** Nüfusu bakımından Türkiye’nin en genç illerinin başında yer alan Batman’da ‘girişimcilik’ ruhu her geçen gün artıyor. Sadece Batman’da yaşayan ‘Batmanlılar’ değil, diğer kentlerin yanı sıra ülkenin sınırlarını ‘ticaret’le aşanlar, başarıyla adlarından söz ettiriyor… Bu başarıyı yakalayanlardan biri de 32 yaşındaki Batmanlı Beşir Taymur…


Röportaj: Barış Arslan
[email protected]



SINIRLARI TİCARETLE AŞIYORUZ
Genç nüfusunun dinamikliği kadar ‘genç işsiz ordusu’nun da bulunduğu Batman’da, kabuğundan çıkmaya hazırlanan gençler, umut veriyor. Sanayisi bir türlü gelişmeyen ama şu sıralar kıpırdayan Batman’da gençler, yenilik peşinde. Batmanlı gençler, il içinde yenilik peşinde koşarken, bir diğer Batmanlı Beşir Taymur, Türkiye sınırlarını aştı bile. Yaşadıklarıyla gençlere en iyi örneği oluşturan Taymur’un hikayesi oldukça ilginç.

-Ticarete ne zaman başladınız
?
Babam sebze-meyve halinde çalışıyordu. Yıllardır bu işi yapıyordu. Ben de o sıralar onun yanında çalışıyordum. Ticaret ruhumun depreştiği ilk yerdir orası. Daha sonra Kıbrıs’ta Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde okumaya başladım. Kıbrıs’ta da bir an önce ticarete atılma hayalim vardı. Orada bile plastik ürünleri üzerine çalıştım. 4. Sınıf öğrencisiyken radikal bir karar alarak, okulu bıraktım. Kötü örnek olmak istemem ama okulu bitirdikten sonra düz bir memur maaşıyla hayallerimi gerçekleştiremezdim. Bu sebeple ilgi alanım olan elektronik ürünlere yöneldim.

-Üniversiteyi bıraktıktan sonra ne yaptınız?
2004’te Batman’a dönüş yaptım. Cep telefonları ve mp3’leri İstanbul’dan sipariş ederek, satmaya çalıştım. Fakat, öyle büyük çaplı değil tabi. Her üründen 15-20 kadar. Çin’le irtibatta olan bir İstanbul firmasıyla çalışıyordum. Ürünleri oradan temin ederek Batman’da satmaya başladım. Ancak sattığım ürünlerden bir kar elde edemiyordum. İstanbul’daki firmanın malları bana yüksek satması kar oranımı düşürüyordu. Hep aracılarla iş yaptığım için kar oranım da yok denecek kadar azdı. Ciddi araştırmalar yaptım. Türkiye’nin en önemli firmaları bile Çin ile çalışıyordu. Çin’e gitmeyi kafama koydum. Fakat, dil bilmediğim için hep tereddütte kaldım.

-Ticaret için Çin’e gitmek daha büyük bir risk taşıyor. Öncesinde İstanbul’u düşünmediniz mi?
Aslında düşünmedim değil. Fakat, İstanbul’dakiler de aracılarla çalışıyordu. Yine istediğim gibi işlerimi yapamayacaktım. Bunun için mutlaka Çin’e gitmem gerekiyordu.

-Çin maceranız nasıl başladı?
Çin’e gitmeyi kafamda kesinleştirmiştim. Ancak dil bilmiyordum. En fazla 10 kelime İngilizcem vardı. Batman’dayken internet üzerinden elektronik ürünler satan bir Çinlinin telefonuna ulaştım. Aynı dilde konuşamadığımız için anlaşamadık. İnternet üzerinden mailleşmeye başladık. İstediğim malları yarı fiyatına bulmuştum ama nasıl mal isteyeceğimi bilmediğim için bu yolla da işi yapamadım. Sonra eşime İstanbul’a gideceğimi söyledim. Ailemin izin vermeyeceğini bildiğim için onlara Çin’e gideceğimi söyleyemedim. Katar Hava Yollarıyla en ucuzu olduğu için Çin’e uçtum. Birkaç gün geçtikten sonra yine aradılar. Yine İstanbul’dayım dedim. Bir gün sonra ağabeyim aradı. Nerede olduğumu söyleyince Hong Kong’ta olduğumu söyledim. Çok şaşırmıştı. ‘Ne işin var’ orada diyerek sitem etti. Ben de onlardan hiçbir şey istemediğimi sadece manevi destek istediğimi söyledim. Sağ olsunlar, destek oldular.

-Çince-İngilizce bilmemenize rağmen bırakın ticareti, derdinizi nasıl anlattınız oralarda?
Zaten tüm sıkıntı da oradan çıkıyor ya. İnanın acıktığımı bile el-kol hareketleriyle anlatabiliyordum. İnanılmaz sıkıntılar çektim. Çin’deydim ama hiçbir şey bilmiyordum. 1.5 milyar nüfuslu bir ülkede ne yaparım diye hiç düşünmedim. Başaracağıma inanıyordum. Ora da her ülkeden insanlar vardı. Arapça bildiğim için oradaki araplara yol-yordam soruyordum. Çok az da İngilizcem vardı. Bir Müslüman lokantasına gittim. Çatal kültürleri olmadığı için çubuk kullanmak zorundaydım. Çubuklarla yemeyi bir türlü beceremedim. Bir iki otelde kalarak en azından bulunduğum çevreyi tanıdım. Tabi oralarda bir Batmanlı var mı diye de hep soruşturuyorum. Sonunda bir hemşerimle tanıştım. O da sağ olsun epey yardımcı oldu. Birkaç gün onun ofisinde kaldım.

-Pes doğrusu, en sonunda tutunmuşsunuz Çin’e. Hayatınızı nasıl idame etmeye başladınız?
Kolay olmadı tabi. Ama ticaret için oradaydım. Çevremi biraz tanıdıktan sonra Batman’dayken mailleştiğim Çinlinin mekanına gittim. Çin’e giderken cebimde sadece 3500 dolarım vardı. Başka da yoktu. Ufak-tefek mallar alarak, oradaki Türklere satış yaptım. Baktım döngü de oluyor. Fakat, cebimdeki para da bitmişti. Batman’daki dostlarımı arayarak destek istedim. Sağ olsunlar yardımcı oldular. Zaman da geçiyordu. Ürün de satmaya başlayınca tutunmaya başladım.

-Hedefiniz neydi?
Hiçbir aracı kalmayana dek ilerlemek. Çünkü hep aracılar yüzünden iş yapamıyordum. Yapsam bile kazanamıyordum. Ticareti geliştirmek istiyordum. Sonra bir gün ‘Chen’ diye ticaretle uğraşan bir bayanla tanıştım. O da bu sektörde iyi konumdaydı. İlk ticaret yaptığım kişiden daha uygun ürünler alıyordum ondan. Tabi o sıralar ben de boş durmuyordum. Mail üzerinden Türkiye’deki çevreme orada olduğumu, bu işleri yaptığımı gönderiyordum. Geri dönüşler hemen oluyordu. Gel zaman git zaman ticaretim baya ilerledi. Dubai’ye bile ürün vermeye başladım. İşler çok iyi gitmeye başladı. Sonra Chen’le ortak olmaya karar verdim.

-Kısa zamanda bir Çinli ile ortak oldunuz. Şuan ki durum ne?
Evet, zordu ama başardık. İşler de çok iyi gidiyordu. Sonra bir ara Türkiye’ye geldim. Bağlantıları daha da güçlendirdim. İstanbul’da sıkı pazarlıklar yaptım. Tüm bağlantıları yaptıktan sonra tekrar Çin’e döndüm.Çok değil, döndükten hemen sonra inanılmaz bir hareketlilik oldu. Artık ürünleri yetiştirmeye zorlandık. Şu anda ortak olduğum bu atölye cep telefonu üretiyor.

-Şu sıralar memlekettesiniz, bir yatırım söz konusu mu?
Hem ticaret hem ziyaret derler ya. İkisi için de buradayım. İstanbul’da bir yatırım yapmayı düşünüyorum. Şu anda bunun hazırlıklarını yapıyorum.

-Nedir bu yatırım?
Şu anda açıklamak belki doğru olmaz ama yine de söyleyeyim. Yine bir hayalimi gerçekleştirmek istiyorum. Bu da Türkiye’nin en büyük sanal marketi. Bunu kısa zamanda gerçekleştirmeyi amaçlıyorum. Ayrıca Türkiye’de Teknocell Sahra’nın da patentini aldık. Bu firmamızla da cep telefonu üretmeyi planlıyoruz.

-Batman’da da yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Tabi ki fikirlerim var. Ancak şu aralar süreç uygun değil. Batman’a yatırım da hayallerimin arasında.

-Son olarak genç girişimcilere neler söylemek istersiniz?
Her şeyden önce ticarette cesaret çok önemli. İnansınlar ve kabuklarını kırsınlar. İnsanlar oturdukları yerden ticaret yapamazlar. Gezsinler ve teknolojiyi takip etsinler.