Kentimizin, bölgemizin, ülkemizin ve dünyamızın daha güzel yarınları için gönüllülük temelinde, karşılık beklemeksizin ve büyük özveriyle çalışan duyarlı insanlar ve onların oluşturduğu kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşları vardır.

İnsan hakları, doğa, çevre, eğitim, sağlık, basın vs alanlarında çalışan, çabalayan, zor duruma düşmüş insanların imdatlarına koşan gönüllülerden söz ediyorum.

Dünya iyi insanların sayesinde dönüyor düşüncesindeyim.

Bir ülkede savaş, kıtlık, felaketler yaşandığında onların imdatlarına koşan ve bunun için ücret almayan gönüllülerden daha hayırlı kim olabilir?

Ülkemizde Türkiye Çevre Platformu diye bir STK’lar topluluğu vardır. Bu platforma Doğu ve Batı Akdeniz, Ege, Güneydoğu Marmara, Doğu ve Batı Karadeniz Çevre Platformu bileşenleri olarak hayırlı güzel çalışmalar yapan Türkiye Çevre Platformu’na bir gönüllü olarak destek veriyorum.

Bu platformun kuruluş amacı şöyle özetlenmiştir: “Küresel, ülkesel, bölgesel ve yerel çevre sorunlarına karşı, ekolojik dengenin korunması temelinde; tarihi, kültürel ve doğal çevre bilincini ve duyarlılığını geliştirmek, etkin kılmak, bu bilinci ve duyarlılığı yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalar yapmak, bu sorunlara karşı ortak hareket etmek ve çevreden yana taraf olmak, kamuoyu oluşturmak, çözüm önerileri üretmek ve bu önerileri yaşama geçirmek amacıyla kurulmuştur.”

**

**

GÜNDEMDEKİ SORUNLAR…

**

**

Bazen pandemi nedeniyle zoom üzerinden toplantılarına katılım sağlıyorum.

Çevrecilerin gündemi her zaman geleceğimizle ilgili olmaktadır. Son zom toplantısında yaptığım konuşmadan bazı satırları köşeme alarak geleceğimiz adına nelerden söz ettiğimi belki faydası olur diye bilginize sunmak istiyorum:

‘İnsanlık ailesinin geleceğini en çok tehdit eden sorunların başında ‘tatlı su kaynaklarının kirliliği’ sorunu gelmektedir. Bu sorun ülkemizin ve bölgemizin de en önemli sorunlarının başında gelmektedir.

Gelişmiş dünya ülkelerinde büyük kentlerin, yerleşim yerlerinin evsel atık-çöp dediğimiz katı atıkları ile lağım-kanalizasyon suları denilen atıksuları çevre mevzuatlarına uygun olarak bertaraf edilmektedir. Ne yazık ki ülkemizde ve bölgemizdeki yerleşim yerlerinin söz konusu atıkları doğa ve çevre için, yeraltı ve tatlı su kaynaklarımız için büyük tehdit olmaya devam etmektedir…

Doğu ve Güneydoğu Çevre Platformları olarak bu sorunların çözümüne katkı için ortaklaşabiliriz, ortaklaşmalıyız.

Batman’da bu sorunlarla yıllardır mücadele etmekteyiz. Mensubu bulunduğum Batman çevre Gönüllüleri Derneği 2001 yılından beri bu sorunların üzerine gitmekte, alan çalışmaları yaparak doğa ve çevre için tehlike olan atıkları görüntüleyip kamuoyuna sunmaktadır.

Batman İlindeki çöp döküm sahalarında şimdiye kadar vahşi depolama yapılmakta, yağışlar ve atıkların kendi içerisinde bulunan suların açığa çıkmasıyla oluşan sızıntı suları herhangi bir arıtıma tabi tutulmadan doğaya bırakılmaktaydı. Bu sızıntı suları, yeraltı ve yüzey suları ile toprak kirliliğine neden olmakta, ayrıca, yönetimi uygun şekilde yapılmayan mevcut çöp döküm sahaları fare, böcek ve sinek gibi rahatsız edici hayvanlara sığınma ortamı sağlayarak, bu hayvanlar taşıdığı hastalıkların yayılma riskini artırmaktaydı.

Batman İlinde yasayan halkın maruz kaldığı bir diğer sorun ise mevcut çöp döküm sahalarının oluşturduğu görüntü kirliliğiydi. Batman Katı Atık Yönetimi Projesi’nin hayata geçirilmesi, katı atıklardan kaynaklı yeraltı ve yüzey sularının kirlenme olasılığını en aza indirmeye yardımcı olmak, depolama tesisi bünyesinde bulunan depo gazı toplama ve yakma sistemlerinin oluşturulması için Batman belediyesi ile bir firma 29 yıllığına anlaştılar. Artık çöplerden enerji elde edilmeye başlandı. Bizim şimdiki mücadelemiz tüm ilçe ve beldelerin çöplerinin de yeni depolama alanına taşınarak tehdit olmaktan çıkarılması, çöplerin ayrıştırılarak geri dönüşümlerinin sağlanması ve katı atıklardan elektrik enerjisi elde edilerek belediyeye gelir sağlanmasıdır.

**

**

Yine atıksular için yıllardır verdiğimiz mücadele söz konusudur. Diyarbakır, Eğil, Dicle, Bismil, Batman, Sason, Kozluk, Beşiri, İkiköprü yerleşim yerlerinin atıksuları-lağım suları arıtmasız Dicle’ye akıtılıyordu. Dicle eskiden özgürce akıp başka ülke sınırlarından geçiyordu. Ilısu Veysel Eroğlu Baraj projesine karşı çıktık ama bu baraj su tutmaya başladı. Artık devasa büyük bir fosseptik baraj gerçeği vardır.

Bu duruma yıllarca seyirci kalmadık. Yıllar önce fiziksel arıtma sistemi kuruldu.

Biz bununla yetinmedik. Atıksularının kimyasal ve biyolojik arıtmadan geçirilmesi için mücadele ettik, her zaman toplumu bu konuda bilinçlendirmeye çalıştık. Geçtiğimiz günlerde İleri Biyolojik Arıtma için Batman’da Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) bilgilendirme toplantısı yapıldı. Yaklaşık 700 milyon TL’lik bir arıtma ve alt yapı ıslah projesinin takipçisiyiz.

Bütün bölge illerimizde bu sorunlar vardır. Van Denizimiz de ciddi lağım kirliliği tehdidi altındadır. Bütün bölge illeri olarak çevre platformu olarak atıksuların ıslahı için ortaklaşarak çaba göstermeliyiz.

Biz Batman Çevre Gönüllüleri Derneği olarak geçtiğimiz günlerde kış aylarındaki geleneksel hayvan haklarına dikkat çekme etkinliğimizi gerçekleştirdik. Bazı STK’lar ile Raman Dağı’na yırtıcı hayvanlar ve kuşlar için yem bıraktık. Topluma anlamlı bir mesaj verdik. Doğadaki canlıların yaşam hakkı için verdiğimiz mücadele için halkımızı bilinçlendirmeye çalışırken, zorlu kış şartlarında bizlerin aksine hayvanları öldürmeye çalışan avcılara karşı çıktık. Hayvanları öldürmek için ruhsatlı veya ruhsatsız bütün avcılık yasaklanmalıdır. Avcılıkla ve yaban hayatının korunması için ciddi mücadele verilmelidir. Doğadaki hayvanlar için öldürme limiti ve varsa böyle yasayı tanımıyoruz. Tüm çevre platformu bileşenleri olarak avcılıkla mücadele için ortak çalışmalar yapmalı, halkımızı bilgilendirmeli, sorunu Türkiye Büyük Millet Meclisine taşımalıyız.’

Evet, bu hayırlı çalışmalarla insanlığa karşı görevimizi yerine getirmeye inşallah devam edelim. Sağlıkla kalınız.