Dünden devam

Çevre duyarlılığının artması için yıllardır sivil ve gönüllülerce mücadele verilirken, toplumsal bilinçlenme için de büyük emekler sarf edilmektedir.

Dünkü yazımda 5 Haziran Dünya Çevre Gününe dikkat çekerken, çevre mücadelesinde toplumun bilinçlendirilmesinin önemi üzerinde durmuştum.

Dünyamız büyük tehdit altında iken, toplumumuzun bunun farkında olması gerektiğine inanıyorum.

5 Haziran günü Batman’da bir dizi çevre etkinliği oldu ama bugün binlerce insanımıza Dünya Çevre Günü hakkında soru sorsanız, bilgi veremezler.

İki cümlelik ansiklopedik bilgi vereyim. Birleşmiş Milletler, İsveç’in Stockholm kentinde 1972 yılında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çevre Konferansında aldığı kararla 5 Haziran’ı ‘Dünya Çevre Günü’ olarak ilan etmiştir.

Dünyanın bütün ülkelerinde özellikle 5 Haziranlarda çevrenin korunması, çevre bilincinin gelişmesi için farkındalık yaratılması için eylem ve etkinlikler düzenleniyor.

Bu satırların acizane yazarı olarak otuz yılı aşkın süredir çevre sorunları üzerinde duruyor, ayrıca bir gönüllü aktivist olarak da alanda çalışmalar yürütüyorum.

**

**

CUMHURBAŞKANLIĞI’NIN ÇEVRE HAFTASI GENELGESİ…

Yıllarca Kyoto Sözleşmesi için alanda olduk, çevre mücadelesi verdik. Ülkemiz, çok uzun yıllar sonra bu sözleşmeye imza attı.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevçeve Sözleşmesi, diğer adıyla Paris İklim Antlaşması artık dünya gündeminde. Ülkemizin bu anlaşmanın altına imza atmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum.

Çevre tüm dünyada yükselen değer olsa bile, maalesef küresel ölçekte sorunlar ivme katarak büyümektedir…

Küresel Isınma diye bir hadise dünyamızın geleceğini tehdit etmektedir…

Dünyada 190’ı aşkın ülke Paris İklim Antlaşmasını kabul etmiş ama taahhütler yerine getirilmiyor.

Liderlerin 5 Haziran’da çevre lehine güzel konuşmalar yapmaları maalesef yeterli olmuyor…

Önceki günkü 5 Haziran için ülkemiz örneği ile ilgili bir haber paragrafını bilgilerinize sunayım: “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 5 Haziran Dünya Çevre Günü için mesaj yayımladı. İnsanlığa verilmiş en büyük nimetler arasında yer alan tabiatın korunmasına yönelik her adımın insanlığın geleceği açısından son derece önemli olduğuna dikkati çeken Erdoğan, ‘Sanayileşmenin yaygınlaşması, teknolojinin ilerlemesi ve insan kaynaklı sebepler doğa ve çevre üzerinde ne yazık ki tahribat düzeyinde etkilerde bulunmaktadır. Ancak unutulmamalıdır ki tüketim alışkanlıklarındaki aşırılıklar, çevre ve doğaya karşı duyarsız yaklaşımlar uzun vadede yine en fazla zararı insanoğluna verecektir. Bu nedenle bütün bir insanlık olarak acil şekilde harekete geçerek, sorunu çok yönlü bir yaklaşımla ele almak ve çözümler üretmek zorundayız’ ifadelerini kullandı.”

**

**

Bu sözlerinin altına imzamı atarım ama çevre sorunlarımızın bir kısmının izlenen yanlış politikalardan kaynaklandığı görüşümü de koruyorum.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın mesajında geçen, “Çevre ve doğaya karşı duyarsız yaklaşımlar uzun vadede yine en fazla zararı insanoğluna verecektir” ifadesini yıllardır savunuyorum.

Bunun inancımızla ilgili boyutu vardır ki defalarca bu konuda biz Çevrecilerin elini güçlendiren Rum Suresi 41. Ayetini kamuoyunun takdirine sunuyorum.

"İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.” (Rum Suresi 41. Ayet) "

İnsanların kendi elleriyle karada ve denizde fesat-bozulmaya neden olduğu gerçeğini(İnsanoğlu toprak ve su kirliliğine neden olmuş, bunun doğal sonuçları ile dünyada karşılaşmaktadır) pratikte yaşıyoruz.

Evet, bu mesajı çok önemsiyorum. Pratikte ülkemizde önemli çevre sorunları çözüm bekliyor olmasına karşın Cumhurbaşkanı’nın 2022/3 Sayılı Çevre ile ilgili Genelgesini olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum…

Ülkemizin pek çok yerinde çevreye, doğaya yönelik ciddi tahribatlara neden olan politika izlenmesine karşın, Sayın Cumhurbaşkanı’nın son genelgesinin sivil toplum örgütlerinin ve eli kalem tutarak yanlışları eleştiren benim gibilerin elini güçlendirdiği gerçeğine inanıyorum.

Genelge ile ilgili haberin özetine bakalım: “Türkiye’de her yıl 5 Haziran ile başlayan hafta ‘Türkiye Çevre Haftası’ olarak kutlanmasına karar verildi. Cumhurbaşkanlığı tarafından 21 Mayıs 2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Genelge’de kararın gerekçesi olarak doğal çevrenin korunması, sürdürülebilir yaşam çevrelerinin oluşturulması, iklim değişikliği ile mücadele konularında çevre bilincinin her geçen gün giderek arttığı Türkiye’de Dünya Çevre Günü kutlamalarının daha katılımcı, çok paydaşlı şekilde gerçekleştirilmesi, çevre sorunlarının ve gelişmelerin değerlendirilmesi amacı belirtildi.” (Yeşilekonomi.com)

Evet, çevre örgütleriyle istişare etmeyi, onlarla birlikte hareket etmeyi içeren bir genelge ve karar söz konusudur. Bu genelgenin pratik bulmasını dilerken, çevre konusunda duyarlı bir toplumun oluşması için herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum. Her şey daha yaşanabilir bir dünya ve çevre için diyor, esenlikler diliyorum.