** Her yıl yaz mevsiminde 10-15 canı yitirdiğimiz Batman çevresindeki akarsular ve sulama kanallarında tüm uyarılara rağmen vakaların önüne geçilememesi ciddi sorun… Bu acı durum, ateşin düştüğü ocaklar kadar sorumlu kuruluş yetkililerinin de canını yakıyor.

**Geçtiğimiz hafta Çağdaş’a konuk olan DSİ Şube Müdürü Bedi İleri ve Birlik Başkanı İbrahim Tezdiğ’in sözleri çarpıcıydı; “Cana can vermeye çalışırken, canlarımız kaybolmasın. Toprakla suyun düğününü gerçekleştirmeye çalışıyorken, canlarımızın yasını tutmayalım…”

PROJELER GELİŞTİRİLMELİ
Yaz mevsiminde sıcakların adeta kavurduğu coğrafyamızda her yıl 10-15 fidanı akarsularda kaybediyoruz…

Batman Çayı başta olmak üzere çevredeki akarsular ile kanallarda her yıl serinleme uğruna canları yitiriyoruz. Elbette ateş düştüğü yeri yakıyor. Hele hele Batman ve Silvan ilçesi arasındaki sulama kanalında iki kardeş ile kayıplara karışan minik bedenin çıktığı o kanaldaki acıyı tarif etmek çok zor…

Aileler kadar kanallardan sorumlu kurum yöneticileri de vakalar karşısında sarsılıyor…

Geçtiğimiz günlerde DSİ Şube Müdürü Bedi İleri ve Birlik Başkanı İbrahim Tezdiğ, konuğumuzdu. Sulama sezonunda aldıkları tüm tedbirlere rağmen acı veren olaylarla karşılaştıklarını söyleyen İleri ve Tezdiğ’in ‘Toprakla suyun düğününü gerçekleştirmeye çalışıyorken, canlarımızın yasını tutuyoruz’ ifadeleri, son olaylar karşısındaki çaresizliklerinin de bir özeti gibiydi.

Kayıpların önüne geçmek için her görüşe ve projeye açık olduklarını da belirtiyordu misafirlerimiz…

Sulama Birlikleri’nin başında gerçekten de iyi niyetli ve çalışkan bir isim var. Vakalardan oldukça etkilenen Tezdiğ: “Kanalların etraflarına sayısız uyarı tabelaları dikiyoruz ve kanalların betonlarına uyarı yazıları yazıyoruz. Bunların yanı sıra muhtarlıklarımıza, camilerimize, okullarımıza el ilanları dağıtıyoruz. Daha geniş kesimlere ulaşmak için billboardlara uyarı ilanları veriyoruz. Ancak tüm bu uyarılara rağmen vakalar yaşanıyor” diyordu…

“TOPRAK İLE SUYUN DÜĞÜNÜNÜ
YAPMAK İSTİYORUZ AMA...”
Sulama Birliği, yaklaşık 18 Bin hektarlık alandaki arazilere eşit ve adil bir su paylaşımının çabası içinde. Çiftçilerin en büyük arzusu da zamanında tarlalarının suyla buluşması…

Ancak ne acık ki toprağın hayat bulduğu bu kanallar aynı zamanda nice hayatların da sonu oluyor. Tabi ki bu durumda en büyük sorun, uyarılara uyulmaması…

Son vakalar, DSİ ve Sulama Birliği yetkililerini de daha iyi projelerin geliştirilmesi konusunda düşüncelere sevk etmiş.

Kilometrelerce alanı kontrol altına almak gerçekten de zor bir iş.

Sadece bir-iki kurumun baş edemeyeceği vakalar karşısında Batman Valiliği öncülüğünde daha radikal projelerin gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. Tüm kurumlar üzerine düşeni yaparsa ve tabi ki aileler de daha duyarlı olursa her yıl yaşadığımız kayıplar asgariye düşebilir.

Sulama Birliği Başkanı Tezdiğ’in belirttiği gibi cana can vermeye kalkışırken, çok üzücü olaylar yaşanıyor…

SODES projeleri kapsamında onlarca kamu kurum, kuruluş ve özel sektörün projeleriyle bu gibi sorunlara farklı bir yöntem geliştirilebilir.

Bu işin aile ve eğitim ayağı da elbette unutulmamalıdır…

Batman Çağdaş yazarlarından eğitimci Vedat Demir’in geçtiğimiz günlerde kaleme aldığı ‘Yüzme eğitimi zorunlu olmalı’ yazısında sunduğu önerinin dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.

Demir’in önerisi şöyle; “Öncelikle çocukların süs havuzlarına, göletlere ve akarsulara girmelerini engelleyecek kadar her ilde belediye ve valilik nezdinde yeteri kadar havuz yapılmalıdır. Bu havuzlar tamamen ücretsiz olmalıdır. Öte yandan akarsu ve göletlerinin kıyısında da çocuk ve yetişkinlere yönelik güvenli yüzme alanları oluşturulabilir. Böylece maddi sıkıntıdan dolayı ücretli havuzlarda yüzme fırsatı bulamayan ailelerin çocukları yukarıda ifade ettiğimiz tehlikeli yerlerde serinlemeye çalışırken boğularak hayatını kaybetmez. Yukarıda sözünü ettiğimiz çözüm bir yana asıl yapılması gereken çocuklara ilkokula başladıkları yıldan itibaren ortaokula geçecekleri 4 yıllık ilkokul döneminde zorunlu yüzme eğitimi verilmelidir. Üstelik bu gerçekleştirilmesi zor olan bir program da değildir. Birçok ilde belediye ve gençlik spor il müdürlükleri bünyesinde yapılan havuzlarda bu eğitim bir aylık sürede verilebilir…”

Evet, bu tür öneriler yabana atılmamalı ve onlarca canın yitirilmemesi için projelere bir an önce başlanması kaçınılmazdır.

Toprak, su ile buluşurken artık fidanlarımızı yitirmemeliyiz.

Özetle; Toprağa can verirken, canlarımızdan olmayalım.