Dünden devam

Değerli Okurlar, bugün üçüncü gündür sigara ile ilgili değerlendirmeler yapıyorum.

Sigara ile ilgili olarak 90’lı yıllardan beri yaptığım çalışmalar, kaleme aldığım yazılardan koca bir ciltlik kitap çıkar.

Hayır hayır konu bulamadığım için değil, gerçekten de toplum sağlığını tehdit eden ve tüm dünyada koronadan kat kat fazla ölümlere neden olduğu Dünya Sağlık Örgütü tarafından açıkça ilan edilen sigarayı insanlık ailesi için çok büyük tehlike gördüğüm için bu konuyu işliyorum.

Evet sigara mereti tüm dünya için büyük tehlike. Fakat bizim için, çocuklarımız için daha büyük tehlikedir.

Zira bu koronadan önce ve pandemi sürecinde de kısıtlamalar azaltıldığında dahi kapalı alanlarda yoğun şekilde sigara içiliyordu.

11 yılı aşkındır 4207 Sayılı Kanunda yapılan değişiklikle (Dumansız Hava Sahası )kapalı alanlarda sigara içilemeyeceği konusunda müeyyideler getirilmesine rağmen bunun önüne geçilememiştir.

Bu yasa maddesi yürürlüğe girdiği günlerde halkımız kurallara uymaya başlamıştı. Sıkı denetimler yapılıyor, kapalı alanlarda kimse sigara içmiyordu.

2009 yılında gerçekten bilinçli bir toplum olma yolunda farkındalıklar dikkat çekiyordu. Düşünün ki Dumansız Hava Sahası için kentimizde, Turgut Özal Bulvarı’nda kitlesel yürüyüşler bile yapılmıştı. Sonraki yıllarda Batman Valiliği öncülüğünde, Batman Üniversitesi ve İl Sağlık Müdürlüğü tarafından kentimizde ‘1. Güneydoğu Anadolu Bölgesi Sigara ve Madde Bağımlılığı Çalıştayı’ düzenlenmişti.

**

**

BİLİM İNSANLARINI DİNLEYELİM…

Son yıllarda sigara ile eskisi kadar mücadele edilmiyor. Batman’ımızda sigaraya karşı daha etkili çalışmalar yapılması gerektiğine olan inancımı yineliyorum.

Hayırlı her çalışmayı topluma yaymak gerekiyor. Söz konusu Çalıştay’a Dicle Üniversitesi’nden katılan Sayın Doç. Dr. Cengizhan Sezgi’nin sunumu vardı. O sunumuyla ilgili olarak; ‘Sayın Sezgi, tek kelime ile mükemmel bir sunum hazırlamıştı. Keşke o sunum bütün ulusal televizyonlarda yayımlansa. İddia ediyorum Doç. Dr. Cengizhan Sezgi’nin o sunumu bütün televizyonlarda birkaç kez yayımlansa, yüz binlerce insanımız sigara içmeyi bırakacak, ülkemiz trilyonlarca liralık ekonomik kazanç elde edecektir…

Bugüne kadar pek çok sigara karşıtı program izlemiş, etkinliğe katılmış biriyim. Batman’da konuğumuz olan sigara karşıtlığıyla tanınan Sayın Prof. Dr. Orhan Kural’ın da güzel sunumları var. Ancak Sayın Sezgi’nin sunumlarında çok kapsamlı bilgi ve özel fotoğraflar var’ şeklindeki değerlendirmemi bir kere daha hatırlatmakta yarar görüyorum.

Söz konusu hocamızın sunumundan bazı satırbaşlarını bilgilerinize sunuyorum:

“Sigaradaki zararlı maddeler: Polonyum, Radon (radyasyon), Metanol (füzeyakıtı), Toluen (tiner), Kadmiyum (akü metali), Bütan (tüpgaz), DDT (böcek öldürücü), Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri), Aseton (oje sökücü), Naftalin (güve kovucu), Hidrojen Siyanür (gaz odaları zehiri), Arsenik (fare zehiri), Amonyak (tuvalet temizleyicisi) , Karbon Monoksit(eksoz gazı), Katran, Nikotin ve 3.885 toksik madde...

Sigara içenlerde kalp krizi geçirme riski 4 kat artmakta, tansiyon yükselmekte, kan dolaşımı ve damarlar üzerine etkileriyle beyin damarı hastalıkları ve felç olma riskini artırmakta, bacak kangrenlerine (Burger sendromu) neden olmakta.

Sigara, erkeklerde iktidarsızlığa neden olmakta. Sigara içenlerde ülser riski artmakta, iyileşme gecikmekte.

Sigara ciltte kuruma, sedef hastalığı, gözde katarakt ortaya çıkmasını kolaylaştırmakta, dişlerde ve ellerde sararma, ağız kokusu, deride kırışıklık.

Sigara, astım, kronik bronşit ve amfizem gibi nefes darlığı yapan solunum sistemi hastalıklarının en önemli nedeni.

Bu hastalıklar nedeniyle ölüm, hiç içmeyenlerdekinden 40 kat fazla. Diğer akciğer hastalıkları ( Zatürre, tüberküloz, akut bronşit, vb..) sigara içenlerde daha sık görülür.”

Bu bilimsel gerçekliklerdir. Bilim insanlarını dinleyerek geleceğimizi karartmayalım.

**

**

Sigara ile ilgili bu bilgilerden sonra hala sigara içmekte ısrar edenlerin bile bile sağlıklarıyla oynadıklarını bilmeleri gerekiyor.

Diyanet İşleri Başkanı sigarayı ‘Haram’ olarak ilan ediyor. Kendilerini dinimiz adına hüküm verebilecek mercii olarak görmediğimden söylemlerini dayanak olarak sunmayacağım.

Dini konularda Bediuzzaman’ın sigaraya atıf yapan şu sözlerini çok önemsiyorum: “Bilirsin ki sigara gibi küçük bir âdeti, küçük bir kavimde büyük bir hâkim, büyük bir himmetle ancak dâimî kaldırabilir. Halbuki, bak, bu zât büyük ve çok âdetleri, hem inatçı, mutaassıb büyük kavimlerden zâhirî küçük bir kuvvetle, küçük bir himmetle, az bir zamanda ref’ edip, yerlerine öyle secâyâ-i âliyeyi—ki, dem ve damarlarına karışmış derecede sabit olarak—vaz’ ve tesbit eyliyor. Bunun gibi daha pek hârika icraatı yapıyor. İşte, bak: Şu cezîre-i vâsiada vahşî ve âdetlerine mutaassıb ve inatçı muhtelif akvâmı, ne çabuk âdât ve ahlâk-ı seyyie-i vahşiyânelerini def’aten kal’ ve ref’ ederek bütün ahlâk-ı hasene ile teçhiz edip bütün âleme muallim ve medenî ümeme üstad eyledi. Bak, değil zâhirî bir tasallut, belki akılları, ruhları, kalbleri, nefisleri feth ve teshîr ediyor. Mahbub-u kulûb, muallim-i ukûl, mürebbî-i nüfûs, sultan-ı ervâh oldu.
İşte, şu Asr-ı Saadeti görmeyenlere Cezîretü’l-Arabı gözlerine sokuyoruz. Haydi yüzer feylesofu alsınlar, oraya gitsinler, yüz sene çalışsınlar. O zâtın, o zamana nisbeten bir senede yaptığının yüzden birisini, acaba yapabilirler mi?” (Sözler, 19. Söz, s. 216)

Bu harika ifadelerden sonra söyleyecek fazla söze gerek yoktur. Hepimiz sorumluyuz.

Ancak en çok sorumluluk mevkiinde olanlar sorumludur. Madem sigara, Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı açıklamalara göre koronadan daha vahim ölümlere neden oluyor, madem sigara çok vahim sağlık sorunlarına sebebiyet verip, ayrıca katrilyonluk maddi faturaları hepimize ödetiyor. Şu halde bu illetle daha etkin mücadele etmemiz şarttır. Duyarlı olunması dileğimle, sağlıkla kalınız.