*Korona salgını sürecinde bölgedeki bazı illerle birlikte Batman’ın, üç altın kurala dikkat etmediğini hep yazdık. Herkesin kurallara uyabilmesi için 610 bin nüfuslu il genelinde her kişinin başına bir bekçi yada Zabıta mı bırakmak gerekiyor? İnsanlarımız neden daha duyarlı olamıyor, sorgulamak gerek.

*İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerden Batman’a gelenler, bir anda salgının boyutunu büyüttü. Böyle giderse, eski kısıtlamalar da gelebilir. Cumartesi ve Pazar günleri sokak kısıtlamaları da söz konusu olabilir. Çünkü, bölge illeri iyi sinyal vermiyor…

HER KİŞİNİN BAŞINA BİR GÖREVLİ Mİ GEREK!
Bu şehirde ‘kuralsızlık’ neredeyse bir gelenek haline geldi.

Vali Hulusi Şahin, bizzat denetimlere çıkıyor.

Maske ve sosyal mesafe kuralıyla çarşı-pazarda dolaşan Vali Şahin, karşılaştığı vatandaşları sık sık uyarıyor: “Bundan böyle sosyal hayata bu önemli kurallarla alışmak zorundayız. Lütfen maske, sosyal mesafe ve hijyene dikkat edelim.”

Vali Şahin’in ardından denetimlere hassasiyet gösteren bir diğer yönetici ise Emniyet Müdürü Köroğlu Kıraç…

Vatandaşların üç kurala dikkat etmesi için kent merkezinin bazı bölgelerinde uyarılar yapan Emniyet Müdürü Köroğlu, kalabalık güzergahlarda vatandaşlara hatırlatmada bulunmayı ihmal etmiyor.

İlçelerde de durum böyle.

Kaymakamlar da son dönemlerde denetimlere ağırlık vermiş.

Sason’dan Beşiri’ye, Kozluk’tan Gercüş’e, Hasankeyf’ten Batman’ın beldelerine kadar ilgili ve yetkililer, salgına karşı gerekli uyarıları yapıyor.

Yöneticiler uyarıyor ama toplum üç altın kurula ne kadar uyuyor?

İşte bu tartışılır.

Herkesin kurallara uyması için bu şehrin toplam nüfusu olan 610 bin kişinin başına bir bekçi yada zabıta görevlisi mi bırakmak gerekiyor?

Her bir vatandaşın başına bir görevli bırakmak mümkün mü?

Neden daha duyarlı olamıyoruz?

Aylarca kendini virüsten uzak tutmaya çalışanlara salgını bulaştırmak vebal değil mi?

BU KADAR İNAT NEDEN?
Günlerdir İl Pandemi Kurulu, gerekli uyarıları yapıyor.

Halen dışarıda çok rahat davranan bir kesim var.

Maskeyi çene altında yada koluna takanlar, yakın mesafede sohbet ediyor.

Salgın yokmuş gibi hareket ediyor.

Ya dışarıda mahalle arasında yapılan düğün-nişan ve taziyelere ne demeli?

Belki de en büyük tehlike burada.

Kalabalık yerlerde bu illet salgın öyle bir yayılıyor ki, kimse farkında bile değil.

Günümüzde artık düğün-dernek ve diğer gelenekleri bir süreliğine rafa kaldırmak zorundayız.

Çünkü bu hastalık, kalabalık ortamları sever.

Hala nişan-düğün yapmakta ısrar edenler var.

Bir de taziye geleneği.

Evet, toplumumuzda taziyelerin önemi büyük.

Ancak bu salgına karşı uzmanlar hep uyarıyor:
“Taziye başta olmak üzere lütfen nişan ve düğünleri rafa kaldırın. Kritik bir süreçten geçtiğimiz için bu süreçte eski gelenekleri mümkün olduğu kadar öteleyelim.”

Biz, neden bu kadar inat ediyoruz.

Gerçekten bazen anlamakta güçlük çekiyoruz.

Bu kadar inat neden?

İÇ İÇE MANZARALAR
Korona sürecinde öyle ilginç manzaralar oluşuyor ki, bazen hayretler içinde kalıyorsunuz.

Çarşı-pazar ve sokaklarda, rahat hareket edenleri uyaramıyorsunuz.

Uyaranın vay haline.

Ya gereksiz yere tartışacaksınız. Yada kuralı ihlal edenle olmadık bir olayın içine gireceksiniz.

Bu süreçte sorumlu davranan kesime yine çok iş düşüyor.

Geçenlerde bir hekim, gördüğü manzarayı bize anlatıyordu:
“İnanın gölgelikte yürümeye çalıştım ama ne gezer? Bu yaz mevsimde gölge yerlerden geçmek imkansız. Çünkü, birçok kesim kaldırımdaki gölgeliklerde dinlenmeyi tercih ediyor. Ben de sıcağı göz önüne alıyorum. Sıcak yerlerden geçmeye çalışıyorum. Çünkü, gölgelik yerlerde hem kalabalık çok hem de insanlar iç içe. Olacak gibi değil. Mümkün olduğu kadar kalabalığın olduğu bölgelerden kaçınmalıyız. Birileri yanlış yapıyor diye biz de onlara uymamalıyız. Çok dikkat etmek zorundayız.”

Evet, bazı alışkanlıklarımızı terk etmek zorundayız.

Böyle bir süreçte hoşgörülü olmalıyız.

Özellikle insanların sağlığı konusunda çok titiz davranmalıyız.

Bakın, hastalığa yakalanan uzun bir süre bu hastalığın pençesinden kurtulamıyor.

Sanki üzerinden araç geçmiş gibi oluyor.

Bu nedenle çarşı-pazara çıkanlar çok ama çok titiz hareket etmeli.

Maske, sosyal mesafe ve hijyen.

Bu üç kural, bu sürecin olmazsa olmazı…

Umarız, bu salgına karşı alınan kuralları her geçen gün yerine getiren bir toplum oluruz.

İyi bir hafta sonu diliyoruz Batman Çağdaş okurları ile Batmanlı hemşerilerimize…