*1955 Yılında TPAO Batman Bölge Müdürlüğü’nün kurulmasıyla petrol kentinde ilk görev yapan petrolcüler, 14 haneli İluh köyünün yarım milyonluk şehre dönüşmesinin ilk kıvılcımını da yakmıştı. O fedakar petrolcüler aramızda değil ama isimleri yaşıyor…

*Site Mahallesi’nde tek-tük binaların olduğu dönemde o muhteşem 5’li bir araya gelip, örnek bir semtin temelini atmıştı. TPAO Bölge Müdürlüğü tesislerinde ilk yapı olarak bilinen ‘1 Nolu Misafirhane’ bahçesinde oturan o fedakar petrolcülerin 65 yıl önce çektikleri o siyah-beyaz kareye doya doya bakalım…

SİTE’DE 31 MART 1956 TARİHİ
TPAO Batman Bölge Müdürlüğü’nün çekirdek kadrosunun 65 yıl önce çektiği hatıra kareden etkilenmemek mümkün mü?

Allah mekanlarını cennet eylesin.

Bu şehir eğer günümüzde 500 milyonluk nüfusa varmışsa, bu eser kuşkusuz onların.

31 Mart 1956 Tarihinde  eski TPAO 1 nolu misafirhane binasının önünde oturan TPAO’nun ana kadrosundaki muhteşem 5’liye bakın.

Bahçe kenarındaki betonda oturan Türkiye’nin ilk petrol mühendisleri Melih Genca, İsmail Hakkı Arman, Selahattin Malkoç, Selahattin Özkan ve Rıfat Bayazıt, Site Mahallesi’nin aynı zamanda mimarları.

İluh’tan sonra Batman’ın ikinci mahallesi olan Site’nin eski manzarasına doya doya bakalım.

Melih Genca petrol rezervuarından sorumluydu. İsmail Hakkı Özkan Sondaj Müdürü idi. Selahattin Özkan Teknik İşlere Bakan Bölge Müdür Muavini’ydi. Petrol mühendisi Selahattin Malkoç ise petrol kuyularından sorumluydu. Rıfat Bayazıt ise TPAO’nun ilk üretim müdürüydü.

Dönemin İşletmeler Bakanı Sıtkı Yırcalı, MTA’dan ‘TPAO’ya geçişleri hızlandırmak için petrolcülerin maaşlarını iyileştirince, ABD’de eğitim gören petrolcüler de Batman’ın yolunu tutmuştu.

Bu nedenle bu şehrin dününde TPAO’nun önem büyüktür.

İyi ki o ustalar bu şehirde çalıştı.

Onların kıvılcımı yakmalarıyla günümüzde ‘Batman’ gibi büyük bir şehir oluştu.

GAR İSTASYONUNUN ADI ‘İLUH’TU
1949 Yılında Maymuniye Boğazındaki Küçük Rafineri’de çalışan ilk petrol mühendislerinden Hasan Hüseyin Ural, ‘İluh’u şöyle özetlemiş: “Batman istasyonunun adı ‘İluh’tu. Batman’da sadece 13 ev vardı. 7’si kerpiç, 6’sı da mağara olarak toprağa kazılmıştı. İlginç olan evlerde kapı ve pencere yoktu. Sadece perde asılıydı, elektrik de yoktu. DDY İstasyonu arkasında, duvarlar olmayan, direkler üzerine kurulmuş, üzeri sazlıklarla örtülü bir lokanta vardı. Bir kebap ocağı vardı. Trenden inenler orada mutlaka yemek yerlerdi. MTA’nın elemanları gönderilen araçlarla istasyondan kamplarına giderlerdi.”

1950’lı Yılların İluh’unu ise Necdet Aksan anlatıyor: “Batman’da bir yol üzerinde sağlı-sollu toplam 14 dükkan vardı, 15 işyerini bulmuyordu. Hepsi de derme çatma ‘dükkanımtırak’ şeylerdi. Yolun ucunda tek bir lokanta vardı. Zaman zaman oraya giderdik.”

TPAO’nun ilk üretim Müdürü Rıfat Bayazıt: “TPAO teşkilatından Batman’a 1961 yılında ‘Müdür’ olarak atandım. İşimiz çok zordu. O zamanlar biz de ne sondör ne direkmen ne de kuyuda çamurcu vardı. 40-50 Sanat Okulu mezununu alarak işe başladık. Bir de yöre halkının çocuklarını okula göndermelerini, bizzat kız çocuklarının okumasını istedik. Sonradan yöre insanı ‘Allah razı olsun’ dediler bize. Orada çok güzel dostluklar edindik” diyor.

Avusturya’da Maden ve Petrol Fakültelerini bitiren Güntekin Köksal, 1959’da uçakla geldiği Diyarbakır Hava Limanını görünce moralinin bozulduğunu söylüyor ve ekliyor: “TPAO Batman Sitesi’ni görünce moralim düzeldi. O dönemler TPAO’da 8 petrol mühendisi vardı. Çok iyi karşılandım. Herkes bir birine arkadaş, aileden biriymiş gibi yardım eder, ilgilenirdi.”

ONLARLA KENT TANINDI
TPAO tesislerinin bulunduğu Site’de 10, 15, 20 ve 25 yıl süreyle sıkılmadan, bıkmadan yaşayan ve ayrılırken, bir yığın güzel anılarla ayrılan Esat Can, petrol şehri Batman’ın o güzel yıllarına yolculuk yapıyor: “DDY Batman Garı’nda ayrılan arkadaşlarımıza ‘güle güle’ derken bazen dudaklarda bir tebessüm bazen de göz pınarlarında bir ıslaklık olurdu… 1963-1977 Yılları arasında Batman’da çok zevkli bir sosyal yaşam vardı. Her şeyden önce ‘Altın Mikrofon’ kazanmış bir orkestramız vardı. Çarşamba, Cuma ve Cumartesi haftada 3 gün, akşamları müzik olurdu. Ve bu geceleri renklendiren gençler zaman zaman orkestraya eşlik ederek, şarkılar söylerdi…”

MÜZİK, BATMAN’IN ADINI DUYURDU
Aslen Sivaslı olan İlhan Telli ve orkestradaki assolistler, 1968’de bu şehrin adını ‘müzik’le Türkiye’nin dört bir yanına duyurmuştu.

TPAO Batman Orkestrası, ‘Altın Mikrofon’u kazanınca; İzmir Efes, İstanbul Hilton ve Divan Oteli gibi önemli mekanlardan teklif almıştı.

Dönemin TPAO Genel Müdürü Raşit Ceylan, ödüllü orkestrayı makamına davet ediyor ve gelen teklifleri kabul etmek için de tercihi sanatçılara bırakıyor: “Biz sizi çok sevdik. Çocuklar sizler bizi çok aştınız. Giderseniz, hiçbir şey diyemeyiz, gidersiniz.”

O dönemler TPAO Batman camiası çok farklıydı.

Yevmiyelerine 10 TL’lik ödülle sanatçılar bir süre daha Batman’da kalmıştı.

Bir zamanlar müziğin ustaları bu şehirde güzel eserlerle gündemdeydi.

Geçmişin uzun kış geceleri o ustaların, şarkılarıyla petrolcülerin içini ısıtırdı.

1968 Yılı Batman için çok güzel bir yıl oluyordu.

Sivaslı İlhan Telli, Batman’a ödül dönüşünü şöyle anlatıyor:

“1966 Yılında İstanbul’dan Batman’a dönerken, tesadüfen TPAO’nun ilk Bölge Müdürü Şemsi Ağar da uçaktaydı. Bizleri görünce bize sarıldı ve gözleri doldu. TPAO’nun eski Bölge Müdürleri Raşit Ceylan ve Süreyya Ekim’in bu başarıda emekleri inkar edilemez. Onlardan büyük destek gördük. O zamanlar Diyarbakır Hava limanı onarımdaydı, uçak Batman’a indi. Hava alanında bizi çok kalabalık bir kitle karşıladı. Diyarbakır ve Siirt’ten bile bizi karşılamaya gelenler vardı.”

Batman Çağdaş, nostalji sayfasıyla şehrin dününde yaşanan öykülerle de yanınızda.

Bu günde bu şehrin eski kahramanlarından ilk petrolcülerin ‘İluh’ta ilk kıvılcımı yaktıkları 31 Mart 1956 tarihinin fotoğrafından yola çıkarak, sizlerle dünü paylaştık.

Batman Çağdaş, Web TV ve son dakika haberleriyle vazgeçilmeniz olmaya devam ediyor…

Sağlıkla kalın…