Aylardır tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs Salgını nedeniyle kentimizin, bölgemizin, ülkemizin önemli temel sorunları mecburen ötelenmektedir.

Bütün insanlık ailesi hayat memat-ölüm-kalım denilen bir büyük mesele ile karşı karşıya olduğundan sorunlarımızı öteliyoruz.

Bir süre öncesine kadar bütün televizyon kanallarındaki açık oturumlarda siyaset tartışma konusuydu.

Televizyonlarda siyasi iktidar ile ana muhalefet partisi arasındaki tartışmalardan artık millete gına gelmişti…

Yine uzun süre boyunca Suriye’deki (özellikle İdlip) çatışmalar, Avrupa kapılarını zorlayan , mülteciler, Amerika ve Rusya arasındaki gerilimler tartışılıyordu.

Günlerdir hiçbir kanalda İdlip ve Suriye ile ilgili herhangi bir açık oturum veya program izlemedim.

Duyarlı vatandaşlar her gün Suriye’ye yardım kampanyaları için çağrı yapıyor, İdlip’ten kaçan ve yaşama mücadelesi veren sivil halk için çaba gösteriyordu.

Günlerdir o açlıkla karşı karşıya kalan sivillerden söz bile edilmiyor…

**

**

Değerli Okurlar, Çin’den sonra en büyük salgın İran’da baş gösterince ısrarla bu ülkeden kaçak geçiş yapan göçmenler gerçeğine dikkat çekmiştim.

İran sınırında çok ciddi tedbirlerin alınması konusundaki uyarılarımı hatırlayacaksınız.

22 Şubat 2020’de İran sınırına dikkat çeken bir yazı yazmıştım. O yazıdan bir paragraf:

‘İran sınır boyunca ciddi tedbirler alınmazsa kesinlikle yarınlarda manşetlerimiz ülkemizde ve bölgemizde görülecek olan coronavirüs vakaları olacaktır.

Kahin değilim ama görünen köy kılavuz istemiyor.

İnsan kaçakçıları 160 kişiyi Adana'ya kadar bir yıl boyunca ülkemizde saklayabiliyorlarsa ve bu teknoloji bilim çağında mobese ve dinlemeler yapılarak bunlar engellenmiyorsa, koronavirüs paniği kaçınılmaz olacaktır.

Suriye ve İdlip meselesi mecburen gündemden düşecektir.’

Evet, kahin değildim. Bu gerçek oldu. Artık Suriye ve İdlip meselesi gündemimizden düştü.

Sağlık Bakanlığı neyse ki erken harekete geçerek sınırlarda önlemler alacaktı.

**

**

BU VİRÜS TEHLİKESİ GEÇECEKTİR…

Gelişmelere baktığımda ülke olarak süreci iyi götürdüğümüze inanıyorum.

An itibariyle resmi olarak açıklanan 57 bin dolayında pozitif vakamız ve bin 200 civarında insan kaybımız var.

Günlerdir ülkede adeta hayatı durdurarak bu tabloyu yakalayabilmişiz.

Mevcut tabloda ülke genelindeki bu kadar yoğun vaka sayısına rağmen hastanelere insan akını hamd olsun ki yok.

Yoğun bakıma virüs nedeniyle düşenlerin sayısında belirgin bir artış olmadığı gibi, artan vakalara oranla düşüşler gözlemleniyor.

Ayrıca hastanelerde entübe edilen insanlarımızın sayısı da azalıyor.

Nüfusu ülkemizin dörtte biri kadar olan ülkelerdeki can kayıpları bizden fazla…

**

**

Asya ve Avrupa kıtalarını birbirine bağlayan, bütün dünya ile kara, hava, deniz ve demiryolu ulaşım ağı bulunan 83 milyon nüfuslu bir ülkeyiz.

Uzakdoğu’dan Afrika’ya, Ortadoğu’dan Kafkasya’ya kadar dünyanın yığınla göçmenleri ülkemiz üzerinden Avrupa’ya kaçak yollarla geçiş yapıyordu.

İnsan tacirlerinin çok güçlü bir sektörü söz konusuydu.

Bütün bu gerçekler ülkemiz için salgın riski demekti. İran başta olmak üzere tüm komşu ülkelerde salgın başlamasına karşın bizde vakalar geç görüldü. Tamam bir vaka ile başlayıp, 57 bine dayandık, ancak bu tabloya rağmen ölüm olaylarımız anormal seyretmedi…

Amerika, İtalya, İspanya, Fransa gibi ülkelerde yaşanan sağlık dramları ile karşılaşmadık, inşallah bundan sonra da karşılaşmayacağız.

Kim ne derse desin süreci iyi götürdük, götürüyoruz.

Vaka sayılarının artması bizleri karamsarlığa itmesin. Şu anda yüz binlerce insanımızın virüse yakalanıp, antikor kazandıklarına inanıyorum.

Bilim insanlarından çoğu karamsar tablolar çiziyor olsalar bile, havaların ısınmasıyla birlikte salgının büyük tehdit olmaktan çıkacağı gerçeği için somut olumlu gelişmeler vardır.

Tedbiri elden bırakmayacağız ve korkmayacağız. Bu karanlık günler elbette geçecektir…

7,5 milyon 65 yaş üstü insanımız var. Genciyle, yaşlısıyla bazı kayıplarımız olacaktır. Nice insan zaten bazı rahatsızlıkları nedeniyle hayattan koparken, virüs tanısı da konulduğundan tüm ölümler korona ile ilişkilendirilmektedir. Halbuki onların bir kısmı zaten doğal nedenlerle hayatlarını kaybedecekti.

Hiç kimse korkmasın, psikolojisini bozmasın. Sayılı aylar değil, Haziran başına kadar Allah’ın izniyle bu virüs salgını büyük tehdit olmaktan çıkacaktır…

Koronavirüs’ün rahmet boyutları çok daha ağır basmış ve insanlığa daha aydınlık bir gelecek için fırsat çıkmıştır. Gün ola hayrola. Rabbim bütün insanlık ailesini korusun.