Batman’ı ilk kez 2006 yılının Mayıs ayında ziyaret etmiştim. Öğretmen olan eşim, 2006 yılının ara atamasında Batman Sason’a atanmış, yaklaşık 3 ay sonra da ben ziyaretine gitmiştim.  Uçak Batman’a doğru alçalırken, yeşile bürünmüş Batman Ovası’nı gördüğümde içimdeki heyecan ve mutluluk daha da artmıştı. Gezmeyi, yeni yerler görmeyi, yeni insanlarla tanışmayı oldum olası seven biri olarak, Batman’ın verdiği ilk resim beni hayli mutlu etmişti.

Uçaktan iner inmez ciğerciye gitmem, Batman sokaklarında bilinçsizce dolaşıp şehri keşfetmeye çalışmam, kaldığım otelin önündeki kavşağa konulmuş at başını garip garip seyretmem hala dün gibi aklımda.

Bolu’dan Güneydoğu’ya bakınca, sarı ovalar, kahverenginin farklı tonlarına bürünmüş dağlar, toprak rengi kentler gelirdi eskiden gözüme. Bunun öyle olmadığını Güneydoğu Bölgesine yaptığım ziyaretlerde anlamıştım ama Batman çok farklı fotoğraf kareleri yerleştirdi zihnime.

Cumhuriyet şehirlerinden biri olan Karabük’ü iyi bilirdim ama diğer cumhuriyet şehri Batman’a ilk defa gelmiştim. Baharda yeşile bürünmüş ovası, geniş caddeleri, düzenli mahalleleri, en çok da misafirperver halkı ile Batman hayal ettiğimin çok üzerinde bir kent profili çizmişti bana.

Hasankeyf’e gitmek amacıyla, ‘yakınlarda rent a car ofisi var mı’ diye sormak için girdiğim optikçide o sırada gözlük camı yaptıran ve bana aracını 50 TL’ye kiralayıp, ‘arabam önce Allah’a, sonra sana emanet’ diyen dayıyı, Hasankeyf yolunda hayatımda ilk kez gördüğüm petrol kuyularını, bir yukarı bir aşağı inip çıkan at başlarını, Hasankeyf’in tarihi dokusunu ve bende uyandırdığı hissiyatı unutmam mümkün değil.

Yıllar sonra Yılmaz Özdil’in hem köşesinde hem de kitabında bahsetmesiyle haberim olmuştu Türkiye’de ilk petrolü bulan kişinin Bolulu Cevat Eyüp Taşman olduğundan. Oysa, Batman’a farklı tarihlerde 3 kere gitmiştim. Küçük bir köyün büyük bir şehir haline gelmesine büyük katkı sağlayan kişi hemşehrimiz Cevat Eyüp Taşman’dı. Batman’da, gezdiğim caddelerde, yemek yediğim restoranlarda, oturduğum kafelerde aslında hep O’nun izi vardı. Ve ben bundan bi haber olarak zaman geçirmiştim Batman’da.

Geçtiğimiz yıl Mayıs ayıydı. Bolu Bağışçılar Vakfı’nın kurucularından, Amerika’da yaşayan ve Cevat Eyüp Taşman’ın da aynı zamanda akrabası olan Haldun Taşman, Cevat Eyüp Taşman’ın mezarının nerede olduğunu öğrenmek istemişti.  Arada kuşak farkı olduğundan ve Cevat Eyüp Taşman, Amerika’da çalıştığından dolayı Haldun Taşman hiç tanımamıştı kendisini. Lakin merak ediyordu Türkiye’yi petrolle buluşturan akrabasını.  Vakıf Sekreteri Öznur Hanım, ‘Cevat Eyüp Taşman’ın mezarının nerede olduğunu bulabilir miyiz’ dediğinde hemen araştırmaya başladım.

Araştırdıkça Cevat Eyüp Taşman’ın ne kadar büyük işler yaptığını, ülkeye ne kadar büyük katkıları olduğunu gördüm. Bir Bolulu olarak önce gururlandım. Sonra ‘böyle bir hemşehrimizi doğru dürüst tanımadığım için çokça da utandım.

Taşman hakkında okuduğum yazılar, bulduğum haberler beni hep aynı adrese götürüyordu. Batman Çağdaş Gazetesi’ne ve Gazeteci Arif Arslan’a.

Ne kadar da çok haber yapılmış yazı yazılmıştı hakkında.

Fakat Bolu olarak bizim haberimiz yoktu bu değerli hemşehrimizin yaptıklarından.

Arif Bey’i aradım. Bolu’dan bir meslektaşı olduğumu ve Cevat Eyüp Taşman hakkında bilgi edinmek istediğimi söyledim.  

Arif Bey başladı anlatmaya. O anlattıkça ben, Bolulu olarak, yeni öğrendiğim bu bilgileri biraz şaşkınlık biraz da utanma duyguları içerisinde dinliyor, bir yandan da ne kadar doğru bir kişi ile iletişime geçtiğimi düşüyordum.

Arif Bey’in ses tonundan, anlatımındaki heyecanından konuyu ne kadar iyi bildiğini ve konunun O’nun için ne kadar değerli olduğunu anlayabiliyordum.

Arif Arslan bey Hürriyet kökenli bir gazeteciydi. Ben de DHA kökenli bir gazeteciydim. O nedenle midir bilinmez, Arif Bey’le çok iyi bir diyalog geliştirdik. Arif Bey artık benim için hem meslek büyüğüm hem de Batman’daki ağabeyim gibiydi. Her gün ofisimde Batman Çağdaş’ın sitesine giriyor, Batman’daki gelişmeleri takip ediyor, fırsat buldukça da Arif Ağabey’in programlarını izliyordum.

Bir süre sonra Arif Ağabey’le, Cevat Eyüp Taşman’ın Bolu ve Batman arasında yıllar öncesinde kurduğu bağı gün yüzüne çıkartmaya karar verdik. Bolu Bağışçılar Vakfı’nın öncülüğünde, Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyeti ile Bolu Gazeteciler Cemiyeti birlikte hareket edecek, Cevat Eyüp Taşman’ın başarı dolu hikayesini tüm ülkeye anlatmak için hareket edecektik.

Bu arada valiler kararnamesi yayınlanmış, Edirne Valisi olarak görev yapan Ekrem Canalp hemşehrimiz, Batman Valisi olarak atanmıştı. Bu Allah’ın bir lütfuydu adeta. Batman’a hızlı bir giriş yapan Ekrem Vali, kısa sürede Batmanlılar’ın kalbini fethetmeye başarmıştı. Arif Ağabey de Ekrem Vali’ye Bolu ile yürütülen çalışmaları anlatmış, Ekrem Vali de çok mutlu olmuş, Bolu ve Batman arasındaki iletişimin güçlenmesi için elinden geleni yapacağını belirtmişti.   

Süreç daha da hızlanmıştı...

Yaz aylarıydı, Bolulular’ın  çok da alışık olmadıkları güneydoğu sıcağında Batman’ı ziyaret etmeleri yerine ilk olarak Batmanlı dostlarımızı Bolu’da ağırlamak istedik. Eylül ayında, Batman Belediye Başkan Yardımcısı Metin Gürbüz, Batman Gazeteciler ve Yayıncılar Cemiyet Başkanı Arif Arslan, Gazeteci ve Fotoğraf Sanatçısı İrfan Tapan, DHA Batman Temsilcisi Reşat Yiğiz, Anadolu Ajansı Batman Muhabiri Ahmet Işık ve Batman Belediyesi Personeli Hasan Kaya Bolu’ya geldi. Bolu Valiliği, Bolu Bağışçılar Vakfı, Bolu Ticaret ve Sanayi Odası, Bolu Gazeteciler Cemiyeti ziyaretleri, şehir içi turu, Gölcük Abant turu derken Batmanlı dostlarımızla dolu dolu 3 gün geçirdik. Biz onları çok sevdik. Ayaklarına sağlık...İyi ki gelmişler dedik.

Bolu Bağışçılar Vakfı süreçte her daim yanımızdaydı. BBV Başkanı Nahit Abak, Batmanlı dostlarımızla yakından ilgilendi. Bolu Bağışçılar Vakfı olarak Cevat Eyüp Taşman’la ilgili yapılacak projelerde kendilerinin de yer alacaklarını söyledi. Sağ olsunlar.

Belki Batmanlılar da Türkiye’de başka örneği olmayan Bolu Bağışçılar Vakfı’nı Batman’a taşırlar. Orada da Batman Bağışçılar Vakfı’nı kurarlar diye düşündük. Ne güzel olurdu...

Ve..... bu satırları yazdığım tarihte Batman’da olacak, Batman Çağdaş Gazetesi’nin 40. Yılını Batman’da kutlayacaktık.....6 Şubat olmasa...    

Konuşmak istemiyorum... yazmak da istemiyorum....

Acımız tarifsiz....

17 Ağustos ve 12 Kasım depremlerini yaşamış bir şehrin insanı olarak uzun uzun depremin ülkemizde nasıl felaketler ortaya çıkardığını nasıl acılar yaşattığını anlatmak da istemiyorum.

Millet olarak acımızı çok büyük. Allah depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımızın mekanını cennet eylesin. Yaralılara acil şifalar versin. Biz büyük bir milletiz ve bu büyük felaketin de üstesinden geleceğiz...        

Plan yapmıştık Arif Ağabeyle, Bolu’dan bir heyet, hatta kalabalık grupla Batman’da olacaktık. Batman’ı gezecek, hemşehrimizin açtığı ve hala çalışan petrol kuyusunu görecektik. Bu sefer olmadı. İleriki bir tarihte mutlaka olacak. Bolu – Batman bağı her geçen gün daha da güçlenecek.

Batman’a gelmeyi, Hasankeyfi, Malabadi Köprüsü’nü ziyaret etmeyi, hemşehrimiz Cevat Eyüp Taşman’ın açtığı petrol kuyusunu görmeyi, 17 yıl önce Batman’ı ziyaret ettiğimde arabasını bana hiç düşünmeden veren Batmanlı dayıyı bulup birlikte çay içmeyi, sabah akşam ciğer yemeyi, Arif Ağabey, İrfan Ağabey, Reşat, Ahmet, Hasan kardeşlerimle vakit geçirmeyi çok ama çok istiyorum....

Bugün yanınızda olamadık. Fakat kalbimiz her daim sizinle.

Batman’ın modern bir şehir olmasında büyük katkı sağlayan, 80 yıllık tarihi olan Batman’ın adeta hafızası olmuş Batman Çağdaş Gazetesi’nin 40. Yılını canı gönülden kutluyorum. Doğruluktan, tarafsızlıktan taviz vermeyeceğinizden, halkın sesi olarak Batman’ın geleceğinde büyük katkılar sağlayarak, yadsınamaz bir rol oynayacağınızdan eminim Batman Çağdaş... 

Nice 40 yıllarınız olsun Batman Çağdaş....

Batman’a gelene kadar Batman’ı, Batman Çağdaş’tan takip etmeye devam....

Köroğlu’nun diyarından petrolün başkentine selamlar, sevgiler...   

Editör: Yunus Yasak