Geçtiğimiz günlerde Sakarya-Hendek’teki bir havai fişek üretme merkezinde, yani fabrikasında dehşet verici bir patlama yaşandı.

Şiddetli patlama çok uzak yerleşim merkezlerinden de duyulurken, olayda 4 insanımız hayatını kaybetti, 100’den fazla kişi yaralandı.

Olayın bir kaza olduğu açıklandı ama sonraki günlerde sahibi gözaltına alınıp tutuklandı.

Havai fişek enkazı kaldırılırken de üç insanımız yaşanan kazada hayatını kaybetti.

Batman’da yıllardır havai fişekler kentimiz gündeminde gürültü kirliliği kapsamında yer alıyor.

Batmanlı Çevreciler, yani Batman Çevre Gönüllüleri Derneği yıllardır halkın huzuru adına uyarılar yaparak belli saatlerden sonra havai fişeklerin patlatılmaması için yıllar yılıdır çaba gösteriyor.

Bu köşede havai fişeklerle ilgili sayısız yorum yapılmış, kamuoyunun hislerine tercüman olunmuştur. Bir seferinde Valilerimizden birisi gece 23.00’dan itibaren havai fişeklerin patlatılmasını yasaklamıştı.

Ancak bu karar hiçbir zaman pratik bulmadı. Sakarya-Hendek patlamasından sonra havai fişeklerle ilgili yıllar önceki bir yazıyı kamuoyunun ve ilgililerin dikkatine sundum. Ne yazık ki şu yazıyı kaleme aldığım sırada saatler 24.30’u geçmişken havai fişekler patladı. O nedenle Sakarya-Hendek olayı üzerine sosyal medyada gündeme gelen tepkileri sütunuma taşıma gereği duydum. Birilerinin eğlencesi için neler yapılıyor, birlikte bakalım:

HAVAİ FİŞEKLERİN ÜRETİMİ YASAKLANMALIDIR!..

Sakarya patlaması sonrası sosyal medya yorumum: ‘Şu anda havai fişek fabrikasındaki patlamadan kaynaklı 4 vefat, 97 yaralı, 50 kayıp var. Ölenlere Cenabı Allah'tan rahmet, yaralılara şifa, ailelerine sabır diliyorum. Havai fişekler eğlence sektöründe toplumu en çok rahatsız ve huzursuz eden, gürültü kirliliğinin kaynağı olan en fuzuli, boş şeylerdir. Eğlence amaçlı üretilen havai fişeklerin toplumlara zerre kadar faydası yoktur, zararları ise açıktır. Ben olsam dünya genelinde hiçbir fabrikada havai fişeklerin üretimine izin vermezdim. Yazık oldu. Hala bu gerçeği görmeyip, bu konuda bir cümle kurmayan yöneticilere bu acı gerçeği hatırlatmak isterim.

Koronavirüs bile ders olmadı. Düğün salonları yasakları kalkınca, düğün konvoyları da oluşmaya başladı. Ve bu gece rezaletlere tanık olduk. Saatler 24.00'ü gösterince Turgut Özal Bulvarında uzun düğün araç konvoyları, kornalar ve hemen ardından bazı semtlerde patlayan havai fişekler... Biz iflah olmaz bir toplumuz. Korona vakaları daha da artmazsa şaşıracağım. Bütün suç sadece ölçüyü kaçıran vatandaşlarda değil. Suçun ağırlıklı kısmı gerekli denetimleri yapmayan, halkın huzurunu bozanlara müdahale etmeyen, toplumun genelinin hukukunu korumayan yöneticilerdedir. Gece konvoy oluşturup korna çalanlar ve havai fişek patlatanlara anında ağır para cezası kesilseydi halk böyle pervasız hareket edecek miydi?’

**

**

HAVAFİ FİŞEKLERİN ZEHİR VE ÖLÜM BOYUTU…

"“Bunlar metal tozlarıdır. Stronstium, baryum hatta arsenik bileşikler vardır renk vermesi için. Bunların gaz ve dumanları zehirlidir. Hem AFAD hem de Bakanlık vatandaşları 'pencerelerinizi açmayın, solumayın, olay yerinden uzak durun." https://www.hurriyet.com.tr/gundem/son-dakika-haberi-patlamanin-ardindan-risk-danismani-uyardi-bunlarin-gaz-ve-dumanlari-zehirlidir-41556823
Zehirli gazların sorumlusu kim?
Bu veya varsa benzeri fabrikaların sahipleri kimlerdir?

Havai fişek fabrikasındaki ölümler, havaya salınan zehirli gazlar gerçeği ardından duyarlı insanların talebi şöyle özetlenebilir: "Havai fişekler yasaklansın, bütün fabrikaları kapatılsın." Bunun için yeterince gerekçemiz var: Bir fişek patladığında, siz gökteki kıvılcımlara bakar ellerinizi çırparken, ağaçlardan yerlere de serçe bedenleri dökülür. Görmezsiniz. Ödümüz kopar ve ölürüz. Siz göğü patlatırken bizim de ödümüz patlar. Çünkü doğamızda gecenin sessizliği ve karanlığı sükunet demektir. Bedenlerimiz ve ürkek ruhumuz, gecenin emniyetinde bu sese alışık değildir. Siz eğleneceksiniz diye serçeler hayatınızdan çeker gider." Bir serçenin ağzından, Ayşenur Yazıcı "Derneğimize günde en az 10 tane yaralı martı geliyor. Hepsi de havai fişek mağduru. Gözleri kör olanlar, bacakları yananlar, vücutları, tüyleri yananlar hepsi, havai fişek mağduru. Martılar özellikle geceleri gökyüzüne saçılan ışık kümesini görünce ani bir refleksle ışık kümesine doğru yöneliyorlar. Tabii bu da onların ya sonu oluyor ya da sakat kalıyorlar. İstanbul'un 'yeni zenginlerinin' hoşça vakit geçirip eğlenme aracı olan "havai fişekler", İstanbul'un 'en eski sahiplerinden' martıları yok ediyor. Buna karşı bir önlem alınması şart. Valilik bir sınırlama ya da kısıtlama getirmeli. Canlıların yaşam haklarına saygı gösterilmeli." Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği Başkanı Fatma Balkanlı Biz 10.000 yıl önce onları evcilleştirmeyi seçtik. Onlarla yaşamayı biz istedik. Bazen kahramanımız oldular, bazen en yakın dostumuz, bazen oyun arkadaşımız, bazen en sıkı koruyucumuz, bazen yardımcımız. Ama her zaman onlar toleranslılar ve sevgi dolular. Asla bizim olamadığımız kadar. Onlar da acı çeker, onlar da yas tutarlar. Çünkü onlar tüm canlıları koşulsuz severler. Sokaklarımızı paylaşamayız onlarla, hatta çöplerimizi bile. Aslında her ne kadar hepimiz aynı dünyaya doğmuş olsak da onların yaşam alanlarını her gün biraz daha ihlal ederiz. Ve onların hiçbirinin yaşam hakkına saygı duymayız. İşte hayatın temel prensibi belki de budur. Yaşam hakkına saygı! Her ne ya da her kim olursa olsun. Arkadaşın, eşin, dostun, sokağında dünyaya gelmiş bir kedi veya köpek, ormandaki atmaca, denizdeki balık, havadaki martı, serçe... Etrafımızda bizlerle birlikte aynı eko sistemde dünyaya gelen gerek sokak hayvanları gerekse yaban hayvanlarının yaşama haklarını elinden almaya, yaşam alanlarını ihlal etmeye hakkımız yok. Onları sevmeyebilirsiniz, onlardan hoşlanmayabilir, onlardan korkabilirsiniz. Ama lütfen onlara biraz saygı gösterin. Herkes kapısının önüne bir kap su koysa bunun kimseye zararı olmaz. Onlarla yüz yüze gelmeden bile bütün bir gece boyunca onlara faydalı olabilirsiniz. Nesli tükenen türlerin sayısı gittikçe artmakta ve eko sistem bozulmakta. Bir gün bunun uzantısında kendi neslimizin de kendi ellerimizle tükenmesini istemiyorsak "yaşam hakkına saygı" lütfen. “