*Tarihi ilçe Hasankeyf’te neredeyse 40 yıldır devam eden kazılar var. Halen sürmesi gereken bölgelerin olduğu antik kentte, maalesef son dönümlerde kazılarla ilgili ‘Bilimsel bir çalışma’nın ön plana çıktığı yok…

*Geçenlerde bu sütunlarda değerlendirdiğim  ‘Kazı mı Şov mu’ başlıklı yazıma gelen olumlu tepkiler vardı. Çok sayıda okur, eski Kazı Başkanları’nın yaptığı bilimsel çalışma ile şimdi ki Kazı Başkanlarının çalışmaları arasındaki ‘Uçuruma’ dikkat çekiyordu. Gerçekten de öyle…

ARKEOLOGUN DUVARA ÇAPA VURMASI

Batman Çağdaş’ın elektronik postasına gelen iki okurumuzun ‘Hasankeyf kazılarıyla’ ilgili e-maili dikkat çekiciydi.

İşte okurlarımızın yazdıklarından kesitler…

“Merhaba, bugünkü yazınızı okuyunca Hasankeyf’in kazı haberleri açıp bu konu ile ilgili habere baktım. Arkeolojik eserlerin haberi yerine ‘Bebek’ haberiyle ön plana çıkan Hasankeyf’te Kazı Başkanı’nın ne kadar bilimsel bir çalışmadan uzak olduğunun işaretidir aslında. Bebeğin babasının eline aldığı çapa ile duvara vurması bir arkeolog için nasıl izah edilebilir? Çapa bir taşınmaz kültür varlığına vurulamaz. Suçtur.! Hele de bir arkeologun çapa ile duvara vurması, diğer kadın annenin mala ile duvarı kazması suçtur. Yapının ismi ‘Büyük saray’ olarak geçmektedir. Yapıda duvara vurulan çapa ve malanın olduğu noktada herhangi bir arkeolojik çalışma yapılmamaktadır.”

“KAZIDA KASKSIZ VE TEDBİRSİZ GEZİLMEZ”

Duyarlı okurumuz, devam ediyor:

“Taşınmaz ve tescilli bir kültür varlığına çapa ile vurmak herhangi bir vatandaşa yakışmazken suçken, sırf şov için bir arkeolog tarafından nasıl gerçekleştirilebilmektedir? Bebek kazı alanında maskesiz kasksız dolaştırılmış ve işçi güvenliği dikkate alınmamıştır. Kazıda çalışan işçi bile iş sağlığı yasasına göre alanda ‘kasksız ve tedbirsiz’ gezemez. Karı-koca kadrolu arkeolog olarak görev yapmaktadır. Anne kazı temsilcisi olarak alanda bulunabilir ama baba, her dakika kazı alanında olamaz, çünkü Hasankeyf Müzesi’nde çalışan bir kadrolu arkeologdur. Bugün Defterdarlıkta çalışan bir memur bebeğini işyerine götürüp masada bakabiliyor mu? Ya da maaşının yarısını bakıcı tutarak geçinmeye çalışan bir hemşire çocuğunu gece ‘Acil Servis’e götürüyor mu? Hangi kurum amiri, Bakanlık buna izin verebilir? Dolgun bir ücretle çalışan arkeolog ailenin kazancı iken bakıcı tutmayıp arkeolojik alanda çocuğu ile sözde görev yapması gerçekle ne kadar örtüşüyor?”

KAZI BAŞKANI BİLİMSEL ÇALIŞMADAN UZAK

Tarih sever bir başka okurumuz ise ‘Bilimsel Çalışmadan’ uzak kalan Hasankeyf’teki Kazı Başkanı Zekai Erdal’ın sorumsuzluğuna işaret ediyor ve ekliyor;

“Kazı Başkanı bu olayı nasıl kabullenmiş? Bilimsel anlamda ortaya çıkarılan eserler için basına demeç vermek yerine ‘Bebeği görmeyince gözlerinin aradığını’ söylemesi bir bilim dünyasında yerini tartışacak konuma düşürmüştür. Taşınmaz kültür varlığı olan Büyük Saray'ın duvarlarına çekiç, mala ve çapayla vurmak suçtur. Bu manzara başka illerden Batman'a sadece gülmemize bir nedendir. Kazı bilimsel alanda görevli iken mesai saatlerinde bebeğin dolaştırılması ne kadar doğrudur? Bebeğin ve ailenin iş sağlığı ve güvenliğini hiçe sayarak bebeği el arabasında kazı alanında toprak içerisinde gezdirmek doğru bir uygulama mı? Bunlar mesai saatlerinde yapılıyorsa yorum ilgili yöneticilerin...”

Evet, duyarlı okurlarımızın Hasankeyf Kazısı’na bakış açısı bu.

Önceki gün de altını çizerek yazmıştım.

Eski Kazı Başkanları ile şimdi ki Kazı Başkanları’nın arasındaki fark o kadar büyük ki…

Hasankeyf kazılardan sorumlu bilim hocası Zekai Erdal, ‘Şov’ amaçlı bu çalışmaları ne zamana kadar sürdürecek?

Sağlıkla kalın…