**27 Yıldır Almanya’dan yaşayan Nedim Uyur, geçen hafta kardeşini ve oğlunu Batman Çayı’nda kaybetti. Nedim’le çocukluğumuz Bağlar Mahallesi’nde geçti. Nedim Uyur’la uzun bir aradan sonra bu acı olayda karşılaşınca adeta donup kaldım. Göz yaşlarına hakim olamayan acılı baba Uyur konuşuyordu: “İki can değil, dört can kaybettim. Benim canım yandı, başkalarının canı yanmasın…”

*Batman Çayı’ndaki tehlikeye dikkat çekiyordu acılı baba Uyur: “Pikniğe giden kardeşim Mahmut ve oğlum Cebrail, çay kenarında suyun yarım metreyi bulmadığı yerdeydi. İkisi adımlarını attıklarında bazı kum ocaklarının oluşturduğu üç metre derinliğindeki çukur onlara mezar oldu. Yıllar önce biz o çayda yüzerken ne çukur vardı ne de atıklar…”

GÖZYAŞLARINI TUTAMAYAN ACILI BABA

Nedim Uyur, 27 yıldır Almanya-Hannover şehrinde yaşıyor.

1992 Yılında gittiği Almanya’dan bir daha dönmeyen başarılı iş insanı Nedim Uyur ailesinin de direği olmuştu. Kardeşi Mahmut’u yanına almıştı. Nedim, Batman’daki ailesinden kopmamıştı.

Yatırımlarını da çok sevdiği memleketine yapıyordu.

Kader sürpriz olaylarla dolu.

Geçen yıl Batman’da düğün yapan 33 yaşındaki Mahmut, bu yıl resmi nikah işlemlerini tamamlamak için Batman’a gelmişti. Yanına da çok sevdiği 14 yaşındaki Cebrail’i getirmişti.

Mahmut’un eşi 7 aylık hamileydi. Nikah işlemlerini tamamlayıp Almanya’nın yolunu tutacaktı Mahmut Uyur.

Ama her yıl can alan Batman Çayı, bu kez Mahmut ve Cebrail’e mezar olmuştu.

Geçen Cumartesi yüzme için değil, piknik için Batman Çayı kenarına giden amca ve yeğenini hayatlarının baharlarında aramızdan olan akarsudaki o tuzaktı. Kardeşi Mahmut ile 14 yaşındaki oğlu Cebrail’in yaşam öyküsünü anlatan talihsiz baba Nedim Uyur, gözyaşlarını tutamıyordu.

İKİSİ DE FUTBOLCUYDU

Nedim Uyur, 33 yaşındaki kardeşini Hannover’deki bir amatör takımda forma giydiğini söylüyordu. Aynı zamanda Mahmut’un Almanya’nın Münih şehrinde Mercedes fabrikasında usta olarak çalıştığını söylüyordu.

Bakın Nedim Uyur, kardeşi Mahmut’un otomotiv sektöründeki başarısını şöyle özetliyor: 

“Mahmut, uzun bir süre Mercedes otomotiv fabrikasında çalıştı ve usta oldu. Çok iyi bir ustaydı. Mercedes firması o’na özel ödül vermişti. Boş zamanlarında ise Hannover’in amatör takımında futbol oynuyordu. Almanya, Mahmut’a süresiz oturma izni vermişti…”

14 yaşındaki oğlu Cebrail’i anlatınca, Nedim gözyaşlarını silmeden edemiyordu.

Cebrail ilkokulu Pazaryerindeki Vakıfbank’ta okumuştu. Batman’da bir süre Sağlık Kolejini de okuyan Cebrail, Batman ile Almanya arasında mekik dokuyordu.

Beşiktaş’ın alt yapısında yetişen Cebrail, Yeni Malatyaspor’un U19 takımına transfer olmuştu. Cebrail’in bir düşü de babasının çocukluğunun geçtiği Batman’da Petrolspor’da forma giymekti.

Kader’e bakın…

Çocuğuna Almanya’dan bir valiz dolusu krampon getiren baba Nedim Uyur, Yeni Malatyaspor’a transfer olan Cebrail’e sürpriz yapacaktı ama o, acı bir olayla sarsıldı.

“YÜZMEYE DEĞİL, PİKNİĞE GİTMİŞLERDİ”

Geçen Cumartesi yaşanan o acı olayı da Nedim Uyur şöyle anlatıyordu:

“Kardeşim Mahmut ve Cebrail birbirinden hiç ayrılmazlardı. Cebrail, amcasını çok seviyordu. Su kenarındaydılar. Yarım metreyi geçmeyen su seviyesi vardı. El ele tutuşan Mahmut ve Cebrail, bir adım attıklarında bir anda kum malzemesinin çekildiği o çukur tuzağına düşmüşlerdi. Eğer kepçe üç metre derinlikte çukur açmamış olsaydı, belki de aramızda olacaklardı. Mahmut’un omzuna inşaat atıkları arasında bir şiş saplanmıştı. Çıkması imkansızdı. Yüzü ve vücudunun bir bölümü yara-bere içindeydi. Oğlum Cebrail de elleriyle yardım istemiş, maalesef geç kalınca iki candan olduk…”

Almanya’da yaşayan Nedim Uyur, bakın orada nehir ve ırmakların etraflarına nasıl önlem alındığını da anımsatmadan edemiyor:

“Almanya’da nehir ve akarsuların etraflarında kimse kolay kolay suya giremez. Balık tutmanın cezası altı aydan hapisle başlıyor. Yaz mevsiminde serinlemek isteyenler için her yaş kategorisine göre havuzlar var. Düşünün, kurbağaların olduğu bölgelerde o canlıların ölmemesi için yol kenarına 15-20 kilometreyi bulan fileler çekiliyor. Oraya atık pet ve inşaat malzemelerini atmak mümkün değil. Öyle ağır cezalar uygulanıyor ki, kimse akarsuların çevrelerine yanaşamıyor...”

İki canı Batman Çayı’na kurban veren Uyur ailesinin reisi Nedim hala olayın şokunda. Çocukluğumuzda kezlerce gittiğimiz ve yüzdüğümüz Batman Çayı’nın eski halini de anlatıyordu:

“Bağlar Mahallesi’nde Batman Çayına yüzmek için güle oynaya giderdik. Su çok berraktı. Yerin altını görürdük. Çevrede atık yoktu. Şimdiki ile o çocukluğumuzda bıraktığımız Batman Çayı arasında uçurum var…”

Acılı baba Nedim Uyur’un son sözleri ise herkese bir çağrıydı:

“Ben iki can değil, dört can kaybettim. Benim canlarım gitti. Başkalarının canı gitmesin…”