Hasankeyf, binlerce yıl boyunca medeniyetlere ev sahipliği yapmış, insanların doğayla uyum içinde nasıl yaşam alanları kurduğunu gösteren en önemli örneklerden biridir. Fakat bilim ve teknoloji ilerlese de, güvenli şehirler inşa etmek, su kaynaklarını verimli kullanmak ve enerji üretimimizi sürdürülebilir hale getirmek konusunda hâlâ ciddi sorunlarla karşı karşıyayız.

Batman da küresel ölçekte yaşanan bu sorunlardan muaf değil. İklim değişikliği, artan nüfus, plansız kentleşme ve çevresel tehditler, şehrimizin su ve enerji kaynakları üzerinde giderek artan bir baskı oluşturuyor. Son yıllarda bölgede sıcaklık artışları ve yağış rejimindeki değişiklikler su kıtlığına yol açarken, enerji üretiminde de dalgalanmalara neden oluyor.

Bu bayram, geçmişimizi hatırlamak kadar, bugünün sorunlarını çözmek ve geleceğimizi daha yaşanabilir kılmak için neler yapabileceğimizi düşünme zamanı. Ne kadar ilerlesek de hâlâ karşılaştığımız temel zorluklar var. Ancak bu zorluklar karşısında hep birlikte hareket ederek çözümler üretebiliriz.

Batman için sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek istiyorsak su kaynaklarımızı verimli kullanmalı, yenilenebilir enerjiye yönelmeli ve afetlere karşı altyapımızı güçlendirmeliyiz. Bayramın birlik ve dayanışma ruhuyla, Batman’ın geleceğini şekillendirmek için birlikte düşünelim ve harekete geçelim.

Batman’ın Su Kaynakları ve Karşılaşılan Sorunlar

Batman ili, zengin yüzey ve yeraltı su kaynaklarıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde stratejik bir konumda yer almakta ve adeta bir "Su Kulesi" niteliği taşımaktadır. Dicle Nehri ve kolları olan Batman ve Garzan Çayları, ilin hidrolojik yapısını şekillendirirken, bu su sistemleri tarımsal sulama, içme suyu temini, enerji üretimi ve taşkın kontrolü açısından kritik bir rol oynamaktadır.

Batman’da Yağışlar Değişiyor: Kuraklık mı, İklim Değişikliği mi?

Batman’da son yıllarda yağış miktarlarındaki dalgalanmalar dikkat çekiyor. 2000 yılından bu yana yapılan ölçümler, yağışların bazı yıllarda artış gösterirken bazı yıllarda ciddi şekilde düştüğünü ortaya koyuyor. 2021 yılı, Batman için son 25 yılın en kurak yıllarından biri oldu. Özellikle son yıllarda yağış rejiminde düzensizlikler yaşanması, kuraklık riskini gündeme getiriyor.

Bu değişimler ne anlama geliyor?

Yağışlardaki bu dalgalanmalar, iklim değişikliğinin etkilerinden biri olup, uzun vadede Batman’ın su kaynakları üzerinde ciddi baskılar yaratacaktır. Özellikle tarımsal sulama, içme suyu yönetimi ve enerji üretimi açısından bu düzensizlikler kritik riskler barındırmaktadır.

Sürdürülebilir Su Yönetimi Şart!

Batman’ın su kaynaklarının korunması için verimli sulama tekniklerinin yaygınlaştırılması (damla sulama, yağmurlama sistemleri, akıllı su yönetim sistemleri gibi), barajlardaki su depolama kapasitesinin artırılması, şehirde gri su (arıtılmış atık su) kullanımı artırılmalı ve su kayıplarını önleyici modern altyapı projeleri desteklenmelidir. Ayrıca şehirde su tasarrufu bilincinin güçlendirilmesi gerekiyor.

Batman’da Yenilenebilir Enerji Potansiyeli ve Enerji Güvenliği

Batman’ın enerji güvenliği, hızla değişen iklim koşulları ve artan tüketim nedeniyle risk altında. Son yıllarda yaşanan hidrolojik değişimler, hidroelektrik enerji üretimini doğrudan etkiliyor. Kuraklık periyotlarında (örneğin 2010 ve 2020 sonrası) su akışındaki azalmalar, enerji üretimini ciddi manada düşürmüştür.

İklim Değişikliği Enerji Arzını Tehdit Ediyor mu?

İklim değişikliği, su yönetimi stratejileri ve enerji arz güvenliği açısından önemli bir risk oluşturmaktadır. Kurak yıllarda enerji üretim kapasitesini dengelemek için su depolama stratejileri ve yenilenebilir enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi gerekiyor. Batman ve çevresindeki hidroelektrik santrallerin geleceği, iklim değişikliğine uyum sağlayacak şekilde planlanmalı ve enerji güvenliği için ek önlemler alınmalıdır.

Batman’ın enerji geleceğini güvence altına almak için hidroelektriğe ek olarak güneş ve rüzgar yatırımları teşvik edilmeli, sanayi ve konutlarda enerji verimliliği politikaları hayata geçirilmelidir. Özellikle kamu binalarında ve sanayi tesislerinde çatı üstü güneş enerjisi sistemleri teşvik edilmeli, enerji üretiminde çeşitlilik sağlanmalıdır. Ayrıca büyükşehir olma yolunda olan Batman modern biyogaz tesisleri ve kurulacak Micro veya Pico HES’lerle Batman’da atık su tesislerinde enerji üretimleri arttırabilir.

Sel, Deprem ve Çevresel Etkiler: Dayanıklı Şehirler İçin Önlemler

Batman’da taşkın riski neden artıyor? Su kaynaklarını nasıl daha iyi yönetebiliriz?

Batman il merkezinden geçen İluh Deresi, kentsel su drenajında kritik bir role sahip olup, bölgedeki taşkın riskini doğrudan etkileyen en önemli akarsulardan biridir. 296.43 km²’lik bir havza alanına sahip olan dere, özellikle yoğun yağış anlarında hızla su toplayarak drenaj kapasitesini aşmakta ve sıkça taşkınlara neden olmaktadır. 2006 ve 2023 yıllarında Kasım aylarında yaşanan büyük taşkınlar, İluh Deresi Havzası’nın bu tür olaylara karşı ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir. Dere yatağını besleyen Kiradağı ve Raman Dağı gibi yükseltiler, akış yönünü belirleyerek suyun hızla Batman il merkezine ulaşmasına neden olmaktadır. Batman’da yaşanan sel ve taşkın olayları, doğal (ani ve yoğun yağışlar, düşük geçirgenliğe sahip toprak yapısı vb.) ve insan kaynaklı (hızlı ve kontrolsüz kentleşme, yetersiz drenaj altyapısı, dere yataklarının yapılaşmaya açılması vb.) ortaya çıkmaktadır. Batman’ın taşkın duyarlılığı göz önüne alındığında, bilimsel temelli su yönetim stratejilerinin hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. İluh Deresi ve Batman Çayı gibi su kaynaklarının sürdürülebilir şekilde yönetilmesi, gelecekte yaşanabilecek sel ve taşkınların etkisini en aza indirecektir.

Batman, büyük bir depreme hazır mı? Yapı güvenliği yeterli mi?

Batman ili, Türkiye'nin aktif deprem kuşaklarından biri olan Bitlis Bindirme Zonu'na yakın konumuyla dikkat çekmektedir. 6 Şubat 2023'te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler, Batman’da da ciddi şekilde hissedilmiş, bazı binalarda hasara yol açarak şehrin deprem riskine karşı ne kadar hassas olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bölgenin alüvyonlu topraklardan oluşan zemin yapısı, deprem dalgalarının şiddetini artırabilmekte ve özellikle şehir merkezinin büyük bir kısmı, zemin sıvılaşması riski yüksek bölgelerde yer almaktadır. Bu durum, Batman’daki yapıların deprem riskine karşı titizlikle incelenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Sağlam zemin etütleri yapılmadan gerçekleştirilen yapılaşma, gelecekte büyük can ve mal kayıplarına neden olabilecek bir tehdit oluşturmaktadır. Batman ili, deprem riski taşıyan bir bölgede yer almakta olup, gerekli önlemlerin alınması hayati önem taşımaktadır. Depreme dayanıklı yapılaşma, bilinçli toplum ve etkin acil durum planlaması, olası bir depremde can ve mal kaybını en aza indirecek en önemli unsurlar olarak öne çıkmaktadır.

Batman’da hava kirliliği hangi seviyede? Sağlığımızı nasıl etkiliyor?

Batman’da hava kalitesi son yıllarda ciddi bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Son ölçümlere göre, PM2.5 (2.5 mikrometreden küçük ince partikül maddeler) konsantrasyonu 19.2 µg/m³ seviyesinde olup, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) belirlediği yıllık PM2.5 kılavuz değerinin 3.8 katı üzerinde seyretmektedir. Bu durum solunum yolu hastalıkları, astım ve akciğer enfeksiyonları gibi sağlık sorunlarının artışına neden olabilir. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve kronik hastalığı olan bireyler için bu durum ciddi risk oluşturmaktadır. Batman’ın hava kalitesini iyileştirmek için atılacak adımlar, yalnızca bugünü değil, gelecekteki nesilleri de koruyacaktır.

Batman yeterince yeşil değil?

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), kişi başına düşen yeşil alan miktarının en az 9 metrekare olması gerektiğini belirtirken, bazı kaynaklarda ideal oranın 10 ila 15 metrekare arasında olduğu ifade edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran genellikle 20 metrekare civarındadır. Ancak Batman’da kişi başına düşen yeşil alan miktarı sadece yaklaşık 4 metrekare ile bu standartların oldukça altında kalmaktadır. Yeşil alanlar, yalnızca şehri estetik açıdan güzelleştirmekle kalmaz, aynı zamanda hava kalitesini iyileştirir, şehirdeki sıcaklık farklarını azaltır ve halk sağlığı üzerinde olumlu etkiler yaratır.

Gelecek Kuşaklara Daha Yaşanabilir Bir Batman Bırakalım

Batman, sahip olduğu doğal kaynaklar ve potansiyeliyle büyük fırsatlar barındıran bir şehir. Ancak, su yönetimi, enerji güvenliği ve çevresel sürdürülebilirlik konularında önemli kararlar alınması gereken bir dönemdeyiz. Bayramın birlik ve dayanışma ruhuyla, bu sorunlara hep birlikte çözüm üretmek, bilinç oluşturmak ve harekete geçmek için bir fırsat olarak görmeliyiz.Bugün atacağımız adımlar, sadece Batman’ı değil, geleceğimizi de şekillendirecek. Daha yeşil, daha yaşanabilir ve sürdürülebilir bir Batman için hep birlikte hareket edelim.

Hepinize mutlu, sağlıklı ve sürdürülebilir bir bayram dilerim!

Editör: MÜZEYYEN ARSLAN