Batman ve çevresinde oldukça geniş tarım arazileri bulunmaktadır.

Batman Çayı, Garzan Çayı ve Dicle Nehri…

Kentimiz için belirteyim her tarafından gürül gürül akan sular ve göz alabildiğince geniş birinci sınıf tarıma elverişli topraklar…

Yıllar öncesine kadar çay yataklarında akan sularımız vardı.

Yaz ayları geldiğinde çay yataklarındaki sular azalır, buna rağmen arazilerin sulanması sıkıntısı doğmazdı.

Çünkü geçmiş yıllarda yöremiz daha iyi yağış alırdı.

Son yıllarda yağışlar iyice azaldı.

Ancak Batman ve Garzan Barajı’nın faaliyete geçmesiyle birlikte yaz aylarında da çaylarımızda su akmaya başladı.

**

**

TÜTÜNDEN SONRA ALTERNATİF ÜRÜN MISIR…

Öte yandan geçmiş yıllarda yöremizde yoğun şekilde mısır ekimi yoktu.

Tütünün yasaklanmasıyla birlikte Mısır ürünü alternatif geçim kaynağı olmaya başladı.

Çiftçilerimiz Mısır ekimine ağırlık vermeye başlarken, işsizlerin de sayısında patlama yaşandı…

Neden mi?

Çünkü tütün işlerinde ailece çalışılırdı.

Tütün bu bölgenin en önemli geçim kaynağıydı. Batman’da yaklaşık 30 bin aile tütünle geçimini sağlıyordu.

Her yıl bahar aylarında Batman Tütün Piyasası’nın açılışı merakla bekleniliyordu.

Tekelden sorumlu bir Devlet Bakanı’nın Batman’a gelmesiyle birlikte tütün piyasası resmen açılırken, başfiyat ilan ediliyordu…

Biz gazeteciler tütün piyasa açılışını mutlaka izlerdik.

Başfiyatın düşüklüğünü eleştiren sayısız yorumlarım arşivde duruyor…

**

**

Batman Tekel Yaprak Tütün İşletme Merkezinde istihdam edilen yüzlerce tekel emekçisi ile kentimiz piyasasına her ay günümüz parasıyla milyonlarca lira sıcak para girişi söz konusuydu.

Tütüne yasaklama getirildi, Tekel kapatıldı…

Yüzlerce Tekel emekçisi kadın sigara ve içki fabrikalarına gönderildi, Batman piyasasına ağır ekonomik darbe vuruldu…

On binlerce ailenin ekmek kapısı kapatıldı, yerine de cezaevi yapılmak istendi.

Buna tepkisiz kalmayarak cezaevi yerine ya eğitim yuvaları, ya tekstil atölyeleri vs için yazılar yazmaya başladık. Dönemin yöneticileri ile tersleştik, zıtlaştık ancak hayırlı amaca da ulaştık. Cezaevi yerine tekstil atölyelerinde yüzlerce emekçi çalışıyor bugün.

Evet, geçmişte 20 dönüm tütün eken bir ailenin en az beş çalışan ferdi vardı.

İki ücret mukabilinde çalıştırılan emekçi ile değil 20 dönüm, 150 dönüm Mısır ekimi yapılabiliyor.

Batman ve Diyarbakır’ın geniş tarım arazilerinde Mısır ekiminde rekor artışlar yaşanıyor.

**

**

Mısır ekiminin yaygınlaşmasıyla aşırı su tüketimi başlayacaktı.

Damlama sistemi olmadığından ‘Vahşi Sulama’ denilen yönteme başvuruluyor. Tarlalarda akan sular birinci sınıf toprağa zarar veriyor.

İlaçlama ve gübrelemeden kaynaklı kimyasal kirlilik söz konusu olup, sularımız kirleniyor.

Ancak en önemli sorun aşırı su tüketimidir…

Vahşi sulamaya devam edildiğinden yer altı su kaynaklarımız çekiliyor ve obruk tehlikelerine davetiye çıkarılıyor…

Yer altındaki boşluklar yakın zamanda büyük tehlike olarak karşımıza çıkacaktır.

Acilen vahşi sulamaya son verilmeli ve çiftçilerimiz damlama, yağmurlama sistemli sulama konusunda bilinçlendirilmelidir…

Yağmurlama sistemi ile mısır ekiminde büyük su tasarrufu sağlanacaktır. Batman İl Genel Meclisi’nin bu konuda bir çalışma yürüttüğünü duyduğumdan, bu girişimleri bana ilham kaynağı oldu. Yukarıdaki yorumla kendilerine destek vermek istedim.

Duyarlı olunması dileğimle.