Her gün Koronavirüs salgını ile yorum yapmaktan gerçekten rahatsızlık duyuyorum.

Sağlık Bakanlığı’nın pandemi hakkında topluma doğru bilgiler vermediği konusunda artık tereddüt yok diye düşünüyorum…

Ülke genelinde vaka artışlarının yaşandığı, Ankara’nın tartışmaların göbeğinde yer aldığını biliyorsunuz.

Ankara Sağlık Müdürlüğü yazılı açıklama ile savunma yaptı, ancak kimse kendilerine inanmadı diyebilirim.

Gidişat iyi değil, bu bir gerçek…

Sağlık emekçilerinden bazılarının anası ağlıyor, ağır bedeller ödeme pahasına hizmet veriliyor. Ancak herkesin takatı, gücü bir yere kadardır…

Sağlıktaki kaos, sağlıktaki yetersizlikler yarınlarda ülkeye çok pahalıya patlayacak…

**

**

Evet, koronayı yazmak istemiyorum artık. Zira ölen ölür, kalan sağlar bizimdir düşüncesiyle hayat devam ediyor.

Bugün Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki patlama ile ilgili bir değerlendirme yapmak istiyorum…

O Beyrut ki bir zamanlar Ortadoğu’nun en önemli, en görkemli kentiydi…

Ne yazık ki Ortadoğu’nun bu en görkemli kenti yaşanan kahredici gelişmeler yüzünden defalarca harap oldu…

Lübnan’daki iç savaşta çok kan aktı.

Müslümanların iç çatışması, yetmedi farklı din ve mezhep çatışmaları dinmek bilmedi yıllarca…

Beyrut, bütün kirli savaşların merkezi oldu…

**

**

BEYRUT, HİROŞİMA VE NAGAZAKİ GİBİ!..

Önceki gün Beyrut’tan dünyaya çarpıcı görüntüler geçti…

İnanılmaz büyük bir patlama, ardından Hiroşima’ya atılan Atom Bombası benzeri görüntüler…

Haberlerin özetine bakalım: “Lübnan'daki Beyrut Limanı yakınlarında büyük bir patlama meydana geldi. Lübnan resmi ajansı NNA'nın haberine göre, Beyrut Limanı'nda patlayıcı maddelerin bulunduğu 12 numaralı depoda yangın çıktı. Yangın nedeniyle güçlü bir patlama meydana geldi. Patlama sesi başkentin banliyölerinden de duyuldu. Sağlık Bakanı Hamad Hasan, Beyrut'taki patlamada ilk belirlemelere göre 70 kişinin öldüğünü, 3 bin 700 kişinin yaralandığını belirtti. Yerel medyada ise ölü sayısının açıklanan resmi rakamlardan çok daha fazla olduğu ileri sürüldü. Olayın ardından ülke genelinde yas ilan edildi. Lübnan Emniyet Genel Müdürü, olayın, daha önce el konulan patlayıcıların tutulduğu bir depoda meydana geldiğini söyledi. Beyrut'taki büyük patlama sonrası şehir savaş alanına döndü. Başkent, ciddi bir yıkıma uğradı. Öte yandan Beyrut Valisi Mervan Abbud, olay yerinde incelemelerde bulundu Abbud, burada yaptığı açıklamada, Beyrut'un felaket bölgesi haline geldiğini ve hasarın yüksek olduğunu belirtti. Abbud, limandaki patlamayı Hiroşima ve Nagazaki'ye benzetti.”

https://www.haberler.com/son-dakika-lubnan-da-eski-basbakan-saad-el-13478898-haberi/

**

**

Haber böyle, Beyrut havadan bombardıman edilse bu kadar büyük yıkım yaşanmazdı diye düşünüyorum…

Beyrut’taki patlamanın benzerini daha önce hiç görmedim. Bunun bir sabotaj olduğu konusunda Lübnan devletinin açıklaması olmadı.

Ancak barbarlıkta ve vahşette sınır tanımayan, insan hakları konusunda alçaklıkta 21. Yüzyıla damgasını vuran IŞİD-DAEŞ adlı örgüt olayı üstlenmiş…

Onlar yaptılar mı, yapmadılar mı bilemem. Yapmışlarsa Allah’ın laneti üzerlerine olsun. Görüntülerin linklerini veriyorum, çoğunuz izlemişsinizdir.

Dünya’da patlayıcıların üretilmesi, satılması insanlık suçudur. Dünyada silah ve her türlü patlayıcı üreten, satan bütün güçleri nefretle kınıyorum. İnsanlık ailesine huzur bırakmayan, halkları birbirine kırdırtan, çarpıştıran, fitne ve fesat çıkartan emperyalist güçler ve onların tüm dünyadaki yerli uşak yöneticileri gerçeğini artık herkes görmelidir. Dünyadaki bir avuç büyük sermayedar, savaş ve fitne ateşini harlandırıyor, silah tüccarları olarak da herkese satışlarını yapıyorlar. Hangi ülkede barış yerine savaş isteyen güçler varsa, onlar bundan nemalanmaya çalışanlardır gerçeğini artık herkes görmeli.

Lübnan Emniyet Genel Müdürü, olayın, daha önce el konulan patlayıcıların tutulduğu bir depoda meydana geldiğini açıklıyor. Yorumumun can alıcı noktasına geldim; emperyalistler her türlü kirli oyunları oynayabiliyor. İyi de o patlayıcıları büyük kentlerin göbeğinde istifleyin, depolayın diye talimat da mı veriyorlar?

Her türlü silaha, patlayıcılara hayır diyorum. İlimizde, bölgemizde veya ülkemizde, nerede olursa olsun yerleşim yerlerinde patlayıcı depoları olmamalıdır. Nerede böyle depolar varsa, yerleşim yerleri dışına taşınmalıdır. Olası her türlü sabotaj, kaza veya saldırılarda yerleşim yerlerindeki patlayıcı depolarından kaynaklı olumsuzluklar yaşanırsa, bunun tedbirini almayanlar sorumlu olacaklardır. Bir musibet, bin nasihatten evladır… (Beyrut'taki patlamada hayatlarını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa, Lübnan halkına başsağlığı diliyorum acizane.)