Dünden devam

Batman Belediyesi’nin kent merkezindeki 43 taziye evinin su, doğalgaz, elektrik ve temizlik giderlerini üstlenmesi üzerine yaptığım değerlendirme uzamış olsa bile önemlidir. Elinde kalem tutan ve topluma hitap edenler olarak kentin her sorunuyla alakadar olmamız gerektiği gibi, 43 taziye evi için alınan kararları da değerlendirmemiz, varsa eleştiri yapmamız, yol göstermemiz gerektiğine inanıyorum.

Bazıları taziye evlerinde hiç yemek verilmesin diyor. Oysa daha önce ifade ettiğim gibi yine söylüyorum; gerçekçi olmalıyız.

Günümüz dünyasında üç gün boyunca sabahtan akşama ve geç vakitlere kadar çok sayıda aile bireyi ve birinci derece yakınları eğer taziyeleri kabul etmek zorunda iseler ve bunun için taziye evlerinde kalıyorlarsa, onların yemek ihtiyaçları da olacak, ya kazanlar kurulup yemek yapılacak, ya da yemek fabrikalarından istenerek bu ihtiyaç giderilecektir. Bunun başka yolu yoktur...

Çocukluğumu hatırlıyorum; hiçbir taziyeye boş gidilmezdi.

Genel olarak herkes taziyesi yapılan aileye, bir torba çay şekeri(eskiden toz değil, 50 kiloluk torbalarda çay kesme şekerleri), 18 kiloluk dönemin markalı katı yemeklik yağ tenekelerini götürürdü...

Durumu iyi olanlar taziye yemeklerine destek için koyun, keçi, inek vs küçük ve büyükbaş hayvan götürürlerdi...

Son yıllarda bu adet, gelenek, bu dayanışma kalktı. Bazı köylerde hala devam etse bile, yöremizde genel olarak artık kimse bu dayanışma yöntemine başvurmuyor...

O nedenle yoksul taziye sahipleri büyük sıkıntı yaşıyorlar...

Varlıklı, çok zengin olanlar için zaten ne dün, ne de bugün için bir sıkıntıdan söz edilemez. Yüzlerce değil, binlerce kişiye yemek verseler bile, sermayeleri açısından ufacık bir sıkıntı yaşamayacak binlerce zenginimizin olduğunu biliyorum...

Derdimiz, tasamız genel olarak durumu iyi olmayan yığınlarımız, yoksul kitlelerimiz içindir.

**

**

GÜNDE İKİ ÖĞÜN YEMEK İÇİN ÖNERİLERİM VAR…

Bazı taziye evlerinde temizlik ve çay hizmeti veren işsizler vardı. Bunların kadrolu olarak istihdam edilmesinde yarar görüyorum.

İşsizlikle boğuşan bir kentte, sosyal barışın ve huzurun temini için bu adımın atılması az da olsa katkı olacaktır.

Evet, dün de ifade ettiğim gibi Belediye, taziyelerin öğle yemeğine günlük 100’er yemekle destek veriyor. Dikkat edilirse belediye taziyelerin tüm yemek ihtiyaçlarını karşılıyor gibi bir algı ile yerel basında haberler var.

Çay, su, elektrik, doğalgaz ve temizlik hizmetlerinin belediye tarafından karşılanıyor olması cihetiyle yine de bence önemli bir destek verilmiştir.

Bu hayırlı çalışmanın günde iki öğün, 150’şer yemek verilerek büyütülmesi için çalışmalar yapılmasını, belediyeye kaynak sağlanmasını öneriyorum.

Bu kaynağın temini çok kolaydır. Batman’da onlarca A 101, BİM, Şahmar vs marketler zinciri vardır.

Bu marketlerin sahipleriyle görüşülerek Batman’daki taziye evlerine katkı istensin, boş çevirmeyeceklerine inanıyorum.

Market zincirleri 3’ten fazla olanlardan bu katkı istensin. Ayrıca kentte faaliyette bulunan özel hastaneler, durumu iyi olan hayırseverlerden de destek talep edilebilir.

Geçmiş yıllarda Batman’da yoksullukla mücadele için bu çalışma yürütülmüş, her gün yüzlerce yardıma muhtaç aile için kaynak temin edilmişti.

Günde iki öğün 150’er yemek verilirse, yoksul aileler rahatlayacaktır diye düşünüyor ve önerilerimin dikkate alınmasını diliyorum.

**

**

Değerli Okurlar, eğer önerilerim pratik bulmazsa, taziye yemekleri verilmeye devam edilecektir. Çünkü 100 yemek nice aileyi kurtarmaz. Bu konuda nice güzel önerilerim ve değerlendirmelerim olmuştu, onunla bitireyim; yöremizde bir feodal gurur da vardır. Durumu iyi olmayan nice aileler, mahalle/çevre baskısı nedeniyle, faizli kredi çekerek, borçlanarak yemek vermektedirler.

Dediğim gibi yemek, temel bir ihtiyaçtır. Başka kentlerden akrabalar, aile fertleri üç gün boyunca taziye yerinde kalmak zorundadır. Bunların aç kalması, ya da gidip dışarıda yemek yemeleri mümkün değildir.

Sosyal medyadaki paylaşımımdaki görüşlerimi koruyorum, mecburiyetten. İstediğimiz kadar taziye yemekleri kaldırılsın diyelim, aile fertleri kendilerine için yemek yapmak veya yemek fabrikalarından sipariş vermek zorundadırlar.

Yemek fabrikalarından hazır yemeklerin sipariş edilmesi bir cihetten iyi bir gelişmedir. Taziyeleri olan ailelerin kadınları günlerce yemek işkencesi yaşıyordu. Bunun tanığıyım. Annelerin yaşadıkları eziyet çekilir gibi değildi. O annelerin ne günahı var? Bir aşçı tutulması veya hazır yemek uygulaması makul sınırda tutulursa, ailenin yemekle uğraşmaması açısından bir kolaylıktır. Keşke komşular taziye yemeklerini verse. Şu aşamada bunu imkansız görüyorum. Doğru olan toplumun bu konuda bilinçlendirilmesi, yemek saatlerinde taziye evlerinin ziyaret edilmemesi ve ailelerin dayanışmasıdır. Dayanışma ve bilinçlenme şarttır. Taziye yemeklerine katılmama konusunda bir bilinç geliştirilmelidir. Üçüncü gün mevlit yemeği geleneği kaldırılmalıdır. Zaten mevlit diye bir şey yoktur dinimizde. Bu gerçeği herkesle tartışabilirim. 'Ölülerimizin hayrı içindir, lütfen yemeğimize gelin' diye zenginlerimiz çağrı yapmasınlar ve bu geleneği sürdürmesinler.

Taziyelerden çok sonra ne zaman kime yemek veriyorlarsa versinler, ama taziye günlerinde verecekleri hayır yemekleri ile sadece yoksulları sıkıntıya sokmuş oluyorlar. Bu yemekleri vermekten vazgeçmeleri ayıp değildir, eksiklik değildir...

Yakın akrabalar arasındaki bir dayanışma ile makul olan taziye yemek ve masrafları paylaştırılabilir ki bu güzel bir dayanışmadır. Taziye yemeklerini emirle kimse kaldıramayacağına göre bu kampanyalar tutmaz. Onun yerine dayanışma, yardımlaşma olmalı. Üç gün geçici süredir. Her şey için masraf yapan, israfta sınır tanımayanların yemek için de bir miktar biriktirmesini de öneriyorum. Ölçüyü kaçırmayalım, duyarlı olalım. Bu bilinci geliştirelim. Yoksa, 'taziye yemekleri kaldırılsın' diyerek sonuç alamayız vesselam.