Bu kentin en önemli, en hayati sorunlarını kamuoyunun gündemine taşıyıp, çözüm önerilerimizi dillendiriyorsak, buna mukabil ilgililer, ilgili kurum ve kuruluşlar sessizliği tercih ediyorlarsa, ne yapmalıyız?

Biz de sessizliği tercih mi edelim?

Madem ilgili olan kurum ve kuruluşlar sorunlarla ilgili değiller, sorunları yok mu sayalım?

Acaba meramımızı mı yeterince izah edemiyoruz?

Acaba basit sorunlardan mı söz ediyoruz?

İlgili kurum ve kuruluşlar neden bizi dikkate almıyor, neden ‘bu yazınızla ne demek istiyorsunuz?’ diye sormuyorlar?

‘Basit meselelerden söz ediyor, köşeni dolduruyorsun’ deseler, gam yemem!..

Bunu diyebilecek ilgili muhataplarım varsa karşıma çıksınlar…

Allah’a şükür her zeminde muhataplarıma cevap verecek kadar bilgiye, belgeye, özgüvene ve cesarete sahibim…

**

**

Değerli Okurlar, şahsım adına ifade edeyim; dile getirdiğim sorunlar bu kentte yaşam süren herkesi ilgilendiriyor. Zaten toplum genelini ilgilendiren sorunları yazıyorum.

Sadece Batmanlıları değil, bu kentte hayatlarını sürdüren yabancı kamu çalışanlarını(doktorlar, askerler, subaylar, eğitimciler, mühendisler, öğrenciler vs), sığınmacıları vs herkesi de ilgilendiriyor.

Son gündeme taşıdığım meseleyi hatırlatayım. Elazığ depremi üzerine üç gün yazı yazdım, çeşitli bilgiler paylaştım.

Batman’ın zemini hakkında önemli tespitlerde bulunup, dikkate alınması gereken cümleler kurdum, öneriler sundum.

Hiç kimse oralı olmadı…

En ilgili kurum Belediye’dir, sanki uzaydaki bir sorundan söz etmişim gibi sessiz kalındı…

Geçmişte de yazmıştım, yine ses veren olmamıştı.

Bu kente zamanında önemli hizmetlerde bulunan Belediye Başkanımız merhum Salih Gök’ü rahmetle anıyorum. Merhum Gök, yerel basında çıkan her haber ve yoruma çok duyarlıydı. Belediye’yi ilgilendiren her haber ve yorumu genellikle okur, ayrıca kendisine bilgi verilmesini ister ve mutlaka cevap verirdi.

Olumlu ise teşekkür eder, olumsuz ise tepkisini gösterir, savunma yapardı. O kadar çok örnek verebilirim ki, köşem buna el vermez.

Burada hayati derecede önemli deprem ve zemin meselesi üzerine yazılar yazıyoruz, sanki uzaylılara hitap ediyormuşum gibi sessizlikle karşılanıyorum…

**

**

YENİ BİR ÇALIŞTAY DA DÜZENLENEBİLİR…

Hayır, hayır amacım üzüm yemek, bu kentin yarınlarını da savunmak. Bu kentin kırsalında, Sason ve Kozluk faylarında bir deprem yaşansa, Batman’ın zemini nedeniyle çok büyük felaket yaşayabiliriz.

Valilik, ilgili kamu kurumları ve özellikle Belediye bu konuda sorumludur…

Belediye yöneticileri borçları gerekçe göstermesinler. Mali sıkıntıları vardır ama bu sorunlar es geçilemez. Sorunlar için bir yol haritası çıkarmalı, basını ve kamuoyunu bilgilendirmeli, önerilerini almalı, her türlü destek talebinde bulunmalıdırlar.

2012 yılında Batman Üniversitesi Konferans Salonunda çok geniş katılımlı, ‘Batman’ın Jeolojik Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’ düzenlenmişti. Dönemin Belediye Başkan Vekili Serhat Temel, dönemin Rektör Vekili, Belediye yöneticileri, Üniversite’nin Jeoloji alanındaki uzman bilim insanları, Batman Jeoloji Odası, başka bazı odalar, İl Özel İdaresi, Çevre ve Şehircilik, DSİ yöneticileri de o çalıştaya katılmıştı. İsim de vereyim; dönemin Belediye Başkan Vekili Serhat Temel, Batman Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yaşar Eren, Üniversite Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tahir Nalbantçılar, yardımcı doçentler, öğretim görevlileri, Çevre Şehircilik İl Müdürü Fikret Onhan ve Batman Jeoloji Mühendisleri Oda Başkanı Nevaf Taş.

Çalıştay SonuçBildirgesini defalarca bu köşede kamuoyuna duyurdum, eleştiriler yaparak uyarı görevimi yaptım. Bir kere daha kamuoyuna arz ediyorum:

“1- Batman Belediyesi’ndeki Jeoloji Mühendisi sayısının arttırılarak zemin, jeoteknik vb. incelemelerin video kaydına alınması,

2- Sondaj sayısı, sondaj derinliği, deney türü ve sayısı vb belirlenmesinde Batman Belediyesi, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, AFAD İl Müdürlüğü ve JMO’nun ortaklaşa alacağı kararların uygulanması,

3- Batman ilinin jeoteknik araştırma deney ihtiyacını giderecek bir laboratuarın kurulması,

4- Mühendislerin jeoteknik incelemeler konusunda bilgi ve gelişimine katkı sağlayacak kursların düzenlenmesi,

4- Batman ilinin jeolojik-jeoteknik-hidrojeolojik raporunun hazırlanması, (yeraltı su seviyesi, hidrojeolojik durumu, zemin durumu, olası yeraltı boşluklarının belirlenmesi vb.)

6- Mevcut su kuyularının ruhsatlandırılması (koordinatlarının, derinliklerinin ve yeraltı su seviyelerinin belirlenmesi),

7- İçme-kullanma suyu iletim hattındaki boruların bir bölümü asbestli borulardan oluşmaktadır. Bu boruların acilen insan sağlığına uygun borularla değiştirilmesi,

8- Kentimizin su ihtiyacını sağlayan kuyuların bölgedeki petrol endüstrisinin yeraltı suyunu kirletme potansiyele sahip olması nedeniyle, Zilek su kaynaklarından Batman’ın su ihtiyacı için yararlanılması,

9- Jeolojik, Jeoteknik vb. raporların incelenmesinde JMO’nun kamu kurumlarındaki meslektaşlardan destek alması, hususlarında görüş birliğine varılmıştır.”

Bu bildirge önemli değilse, yeni bir çalıştay öneriyorum. Jeoloji’nin alanına depremler, fay hatları, kırıklar, çukurlar, çöküntüler, obruklar, yeraltındaki su hareketleri ve daha sayamayacağım sayısız konu giriyor ve saydığım bütün hususlar Batman’da mevcutsa, acilen sorunları masaya yatırıp, çözüm önerilerine yoğunlaşmalıyız.

Batman Üniversitesi bünyesinde jeoloji bölümünün olması, TPAO’nun uzmanlarının olması vs bu kent için bir kazanımdır, yararlanılmalıdır. Başta belediye yöneticileri olmak üzere ilgili kurum ve kuruluş yöneticilerini, STK’ları ve basınımızı duyarlı olmaya davet ediyorum.