Batman Ovası’nın bereketli topraklarını suyla buluşturmak amacıyla yıllar önce projelendirilen Sol Sahil Sulama Kanalı, bugün hem tarımsal kalkınmanın anahtarlarından biri hem de şehir yaşamının ortasından geçen bir altyapı unsuru olarak dikkat çekiyor. Batman Barajı’ndan alınan suyu ovaya taşıyan bu kanal, şehir merkezinden geçen güzergâhı nedeniyle kimi zaman umut, kimi zaman ise tartışma konusu oluyor.

Yaklaşık 100 kilometreyi aşan ana hat, yer yer Batman şehir merkezindeki mahallelerden geçerek kenti bazı noktalarda ikiye bölüyor.Sol Sahil Sulama Kanalı, tarımsal verimlilik sağlarken şehir hayatında çevre ve güvenlik sorunları doğuruyor. Doğru planlama ile bu kanal, sorun değil fırsat haline gelebilir; hem ürün desenini değiştirecek hem de bölgedeki zirai geliri önemli ölçüde artıracaktır.

Kanal, yalnızca işlevsel bir yapı olmanın ötesine geçerek, kente bir su kültürü kazandırabilir; böylece şehir estetiği, yerel kimlik ve toplumsal su bilinci açısından kalıcı bir değer yaratabilir.

Kanal Şehir İçinde Avantaj mı, Risk mi?

Sol Sahil Kanalı’nın şehir merkezinden geçiyor olması, bazı yönlerden avantaj sağlıyor. Kanalın tarım alanlarına yakınlığı, su erişimini kolaylaştırıyor ve bazı mahallelerde küçük ölçekli tarımsal faaliyetleri mümkün kılıyor. Bununla birlikte, kanal çevresi düzenlendiği takdirde yürüyüş yolları, yeşil kuşaklar ve sosyal alanlar gibi kentsel faydalar da sağlanabilir.

Ancak mevcut durumu itibarıyla bu potansiyelin tam olarak kullanılamadığı açık. Özellikle yaz aylarında kanal tabanında biriken tortular nedeniyle kötü koku oluşuyor. Durgun su birikintileri sivrisinek ve haşere üremesini artırarak halk sağlığı açısından risk oluşturuyor. Kanalın açık yapıda olması ise özellikle çocuklar açısından tehlike arz ediyor. Bazı bölgelerde ise kanal çevresine çöp döküldüğü, çevresel kirlilik oluştuğu ve bu yapıların sahipsiz bir görünüme büründüğü gözlemleniyor.

Bu durum, kanalın yalnızca su taşıyan bir hat değil, aynı zamanda şehrin güvenliği, sağlığı ve estetiği açısından da önem arz eden bir yapı olduğunu ortaya koyuyor.

Peki Ne Yapılabilir?

Kanalın şehir içinden geçen bölümlerinde hem çevre düzenlemesi hem de güvenlik açısından ciddi adımlar atılabilir. İlk yapılması gereken, düzenli temizlik ve bakım faaliyetlerinin aksatılmadan sürdürülmesi. Kanal kenarlarında güvenlik önlemleri alınmalı, uyarı levhaları yerleştirilmeli ve çevresi peyzaj düzenlemeleriyle sosyal yaşama entegre edilmeli.

Kanal çevresinin yalnızca “boş bırakılmış beton bir yapı” unsuru olarak değil, Batman’a özgü kimliği olan bir kentsel cazibe unsuruna dönüştürülebilir. Doğru düzenlemelerle kanal kenarları; yeşil alanlar, yürüyüş yolları ve dinlenme noktalarıyla hem çevresel değer kazanabilir hem de halkın günlük yaşamına entegre edilebilir. Böylece bu su yolu, kenti kesen bir beton kanal değil, Batman’ın içinden geçen yaşayan bir mekân haline gelir.

Ayrıca yerleşim alanlarının içinden geçen bölümlerde kanalın ilerleyen yıllarda kapalı sisteme dönüştürülmesi de değerlendirilmeli. Bu tür dönüşümler, hem su kayıplarını azaltır hem de sağlık ve güvenlik açısından daha sürdürülebilir çözümler sunar.

Suyun Kıymetini Bilerek, Ortak Çözümle!

Sol Sahil Sulama Kanalı, doğru yönetildiğinde yalnızca Batman Ovası’nı değil, Batman şehir merkezini de dönüştürebilecek potansiyele sahip. Ancak bu potansiyelin gerçeğe dönüşmesi, yerel yönetimlerin, sivil toplumun ve halkın ortak çabasıyla mümkün olacak.

Su yalnızca toprağa değil, şehre de hayat verir. Yeter ki biz onu yalnızca taşımayı değil, onunla birlikte yaşamayı da öğrenelim.

Muhabir: MÜZEYYEN ARSLAN