İLK RAFİNERİ MEYMUNE BOĞAZI’NDAYDI
Türkiye’de ilk ulusal rafinerinin kurulduğu yer, Meymune Boğazı idi. 1940 Yılında Romanya’dan satın alınan küçük rafineri, kısa bir süre İstanbul’da çalıştırıldıktan sonra Maden Teknik Arama Enstitüsü’nce 1940 yılında satın alındı. Meymune Boğazı’nda açılan 1 numaralı kuyuda ‘kara altın’ bulunmuştu. Günlük 3 ton kapasiteli ‘küçük tecrübe rafinerisi’ 3 tondan 9 ton ham petrol işlenildiği rafineri haline getirildi. Ülkenin ilk rafinerisi, 1940 yılının sonunda montajı tamamlandı. 1941’de üretime başlayan rafinerinin ilk ünitesinde hatıra kare çekenler arasında Mehlika Taşman ve MTA Enstitüsü’nün Muhasebe Müdürü Süleyman Oktay da dikkat çekiyor. Şimdilerde bu rafineri alanında taş izleri kaldı.
MTA ARAÇLARI JİPTİ
Maden Teknik Arama Enstitüsü’nün 1940’lı yılların başında petrol aramalarına başladığı yerlerden biri Meymune Boğazı’ndaydı. Meymune Boğazı’nda 1, 2 ve 3 nolu sondaj kuleleri kuruldu. Batman, o yıllarda 14 haneli İluh Köyü idi. Meymune MTA Merkez kampı ise İluh köyünden daha hareketli yerdi. Yolların olmadığı o dönemlerde MTA Enstitüsü’nün merkez kampında ABD’den alınan 5 cipten biri, Raman kampında idi. İkinci Dünya Savaşı sonrası ‘dağ arabası’ olarak bilinen Jipler, petrolcülerin acan simidi idi. MTA’daki ilk petrolcüler, Meymune Boğazı’ndan güçlükle 1200 rakımlı Raman’a ulaşabiliyorlardı.
PETROLÜN KONAĞINDA HAVUZLU BAHÇE
Ülkede ilk petrol arayanların merkez kamplarından biri de Batman-Hasankeyf yol güzergahındaki Meymune Boğazı’ydı. İlk petrolcülerden Cevat Eyüp Taşman, eşi Mehlika Taşman, İhsan Ruhi Berent, Muhittin Akyürek, Kemal Lokman, Mazlum Öğet, Nuri Çankaya, Rauf İren ve Dr. Muzaffer Taymaz ile yabancı rafineri uzmanlarından Mankiyeviç ve Samuel Russell’in kaldığı Şark Petrolleri’nin adresi olan konağın arka bölümü ise havuzlu bahçeydi. Petrolcüler, mesai bitiminde havuzlu bahçedeki masada bir arada toplanıp yemek yerdi. Petrolcülerin dinlendikleri konağı eski yüksek petrol mühendisi Abdurrahman Durukal, şöyle özetlemişti: “İki katlı konak büyüktü ve kerpiçtendi. Alt katta yemekhane vardı. Ofis hizmeti gören iki oda bulunuyordu, ayrıca yabancı konuklar için de 5-6 odamız vardı. Her yönüyle o konak, o dönemin güzel yapılarındandı.”
PETROLCÜLERİN TARİHİ KONAĞIYDI
Bu konakta 1940 ile 1952 yılları arasında ülkenin ilk petrolcüleri kalırdı. Maden Teknik Arama Enstitüsü çalışanları ile ilk petrol emekçilerinin günleri bu konakta geçerdi. O dönemler, petrolcülerin kaldığı konağın güvenliğini Koruma Birliği Zabitleri yapıyordu. Meymune Boğazı’nda petrol sondajlarına başlanıldığı dönemde üst düzey kadro, bu konakta kalıyordu. Diğer personel ise ilkel ahşap ve barakalarda kalıyordu. İki katlı kerpiç-taştan yapılı konak ise bir zamanlar bölgede parmakla gösterilen yapılardandı.