BENZİN VARİLLERİ SU STOKLARIYDI

1940’lı Yılların ortası. Burası Raman Dağı’nın zirvesinden bir kare. Dönemin sismik ekibinin başındaki Fahrettin Baturer, o dönemler karşılaştıkları büyük sorunlarından birinin içme suyu olduğunu dile getiriyor. Su ihtiyaçlarını branda torbaları ile giderdiklerini anı defterinde yazan Baturer, sıkıntılı dönemi şöyle özetlemiş; “Arazide yaya yol aldığımızda suyu sıcak içerdik. İlk su termosunu 1960’lı yılların başında aldık. Çadırlı kamplarda su ve banyo ihtiyacımızı, benzin varillerinden yaptığımız su depolarıyla temin ederdik. Yaz sıcaklarında su çok ısındığından ancak gece geç saatlerde banyo yapabiliyorduk.”

SİSMİK EKİBİNİN İLK YILLARI

Yıl, 1966. Yer, Garzan kampında sismik araştırması yapan bir ekip. Aralarında Alman ve İngiliz petrol mühendislerin de bulunduğu 10 kişilik ekip, arazide yaptığı çalışmayı ‘Teyip çalar’a kaydettirdi. O zamanlar kuryelik yapan Metin Çakır, arazinin zor koşullarında aylarca kaldıklarına dikkat çekmiş. Çakır, kayıt yaptığı teyibin kasedini Ankara’ya götürdüğünü de şöyle anlatıyor: “O zamanlar sismik ekibinde yer alan yabancılar, teyibi alıp Ankara’ya götürüyorlardı ama onlara yük olduğu için de bu işi bize bıraktılar. Her hafta sahanın kaydını alan bantları başkente götürdüm. Sık sık Ankara’ya gittiğim için de arkadaşlarımın hedefi oluyordum. Bazı arkadaşlar, ‘Her hafta niye Metin gidiyor’ diye sitem edince, bu işi sıraya bıraktık ve Ankara’ya gitme işi de gelenekselleşti. Ekibimizdeki çoğu kişinin evi Ankara’da olduğu için herkes 15 günde bir ya da ayda bir başkentin yolunu tutardı.”

PETROLCÜLERİ KIRSALDA BIRAKMAYAN ARAÇLARDI

1955’te Raman kampında görev yapan TPAO’daki ilk mühendislerin kullandıkları araçlardan biri de ciplerdi. ABD’den satın alınan ciplerle yolculuk yapan petrolcüler, Raman Dağı ile ülkenin ilk rafinerisinin kurulduğu Batman Ovası arasında mekik dokurdu. TPAO rengi olan kırmızı-beyaza boyatılan ve TPAO logosunun da üzerinde olduğu araçlar önünde hatıra kare çeken ilk petrolcüler çalışkanlıklarıyla, yabancı mühendislerin  görevi devralmıştı. 1955 Yılında MTA’dan sonra Raman Dağı’nda sismik araştırmasına başlayan ekip, cipler önünde bu pozu vermişti.

PETROLCÜLERİN SAL YOLCULUĞU

Ulaşımın olmadığı yıllarda ilk petrolcüler, dağ-taş demeden petrol aramalarının yapıldığı bölgelere yolculuk yapardı. Dicle Nehri’nde su debisinin yüksek olduğu dönemlerde sal yolculuğu başlardı. Cipleri sala yükleyen petrolcüler, ilk petrol aramalarının yapıldığı Midyat-Basbirin ve Hermis sahalarına ulaşabilmek için günün yarısını yollarda geçirirdi. Ağır tonajlı araç gereçleri ise deve ve katırların sırtında taşıyan ülkenin ilk petrolcüleri, bir zamanların bol rezervi olan ve halen günde 100 varil petrolün çıktığı Raman-8’i keşfetmişti. İşte Dicle Nehri’nden salla yolculuk yapan eski petrolcülerden geride kalan siyah-beyaz kare.

Kaynak: HABER MERKEZİ