33 YIL ÖNCE DİCLE VE HASANKEYF
Bu fotoğraf karesi 10 Haziran 1990’da Dicle Nehrinde çekildi. Tarihin gölgesinde Nehir’e girenler arasında Batman’da sanayi sitesindeki bazı ustalar ve görevliler de vardı. Eski güvenlik görevlilerinden Hüseyin Sak, eski Sanayi sitesi ustalarından Ali Oğuz, Yılmaz Sarıca ve TPAO eski görevlilerinden İbrahim Halil Demir, o dönemlerde şort moda değildi. Pantolonlarıyla Dicle Nehri’ne giren dört sima, böyle serinlemişti. Şimdilerde bu manzaralar tarihe karıştı.
DİCLE NEHRİ BÖYLE OLURDU
Bir zamanlar tarihi ilçeye hayat veren Dicle Nehri yaz mevsimi geldi mi bir başka güzel olurdu. Serinlemek isteyenler kendilerini masmavi akan Dicle Nehri’ne bırakır, günün büyük bölümünü Dicle Nehri’nde geçirirlerdi ve tarihin gölgesinden ayrılmazdı. Şimdilerde Ilısu Baraj gölü altında kalan bu alan belki de barajın en derin yerlerinden biri oldu.
KALEDE TARİHİ BİR CAMİ
Hasankeyf Ulu Camii, tarihi bilinmiyor ama mimari özellikleri ibadetevinin Artuklu döneminde 1101 ve 1232 yılları arasında yapıldığı söyleniliyor. Bir zamanlar kalede Manastır ve Kilise olarak da kullanılan Ulu Camii, Hasankeyf’te ki camiler arasında ayakta kalan belki de tek yapı. Roma dönemi tapınağın üzerine kuruduğu sanılan cami, Moğol istilası sırasında zarar görmüştü. Osmanlı ve Eyyübi dönemlerinde birkaç kez elden geçirilen caminin minaresi üzerine 1325 tarihli, Eyvan ve minberde ise 1396 tarihlerini veren kitabeler dikkat çekiyor.
HASANKEYF’TE SELAHİYE BAHÇELERİ
Hasankeyf’in tarihi kadar yeşilliği de görenleri hayran bıraktırırdı. Eski yerleşim birimi arkasındaki alan bir zamanlar, yeşil kuşağı andırırdı. İncirden üzüme, ardıçtan diğer sebze ve meyve ürünlerinin yetiştiği Selahiye Bahçeleri artık günümüzde yok. O güzelim yeşil alanda baraj gölü altında kaldı.