*Batman'ın ilk Kaymakamlarından merhum Altay Kancaal'ın yaptığı Cumhuriyet meydanı 70'li yıllarda şirindi. Meydanın bitişiğindeki yapılar, kutu gibi yan yana duruyordu. Meydanın ortasında 3’er katlı oteller vardı. Bir de karşılarında iki eski Banka şubesi…

*Devir o devir ki, daha Batman'ın temellerinin yeni atıldığı dönemdi. Cumhuriyet Meydanından İluh tepesine bakıldığında yer yer tepelik yerler fark edilirdi. O zamanlar henüz beton bir kent oluşmamıştı…

O DEVRİ YAŞAMAK
MTA ve TPAO bu bölgenin kırsalında petrol aradığı dönem 1940'lı yıllar sonrasıydı.

Devir o devirdi ki, daha Batman ortada yoktu.

14 Haneli ‘İluh’ bölgenin şirin bir ilçesi, sanki bir rüyanın başlangıç noktası olmuştu.

Türkiye'nin umutlarının yeşermeye başladığı uzak bir diyar olan Batman'a ‘Küçük Paris’ deniliyordu o zamanlar.

Petrol mühendislerini ve yurtdışındaki tecrübeli petrolcüleri aileleri ile buraya çekebilmek için TOKİ'nin bile o dönemlerde yapamadığı bir semt doğmuştu. O dönemin petrolcüleri aynı zaman da 60 yıl öncesinde modern bir kentin de temellerini atmışlardı. O petrolcüler burada sosyal yaşamlarında ihtiyaç duyacakları her şeyi de düşünmüşlerdi.

O tarihte Site semtindeki etkinlikler, kuyulardan fışkıran ‘Kara altın’ın ışığında yaşanan dostlukları zaman zaman eski petrolcülerin anılarını okurlarımızla paylaşıyoruz.

Batman'ın eski siyah-beyaz karelerine bakıp da hüzünlenmemek elde mi?

Gün batımında o petrol kuyularında çalışan emekçilerin iş çıkışında kent merkezi ile köprü olan o perondan çıkışta Birinci Cadde, İkinci Cadde ve Meydandaki esnaflardan alışveriş yapmasını dün gibi anımsıyoruz.

Dostlukların pekişmesindeki özveri, şimdi ki yarım milyonluk şehrin büyüsünden ırak, daracık bir çevrede mutlu bir yaşam sürmüştü eski İluh ve Batman...

NE DE ŞİRİN MEYDANDI

TPAO ile Tüpraş Rafinerisinin bittiği yerde şehrin kalbinin attığı Cumhuriyet Meydanı, yıllarca petrol sektörlerine komşuluk yaptı.

Dönemin Batman Kaymakamı merhum Altay Kancaal'ın 1957'de yaptığı meydanın çevresinde hiçbir mimarı olmayan derme çatma binalar vardı.

O dönemlerin 3 yıldızlı oteli konumundaki Meydan ve Demir Oteli petrol kentinin konaklama mekanlarıydı.

O şirin ilçenin belli başlı hareket alanlarından biri Cumhuriyet Meydanıydı… Meydanın etrafındaki yapılar tek ve iki katlı binalardı. Çok katlı yapılar yoktu. Meydandan İluh tepesine bakıldığında yer yer toprak ve kerpiç evler görülürdü.

O dönemlerde Batman'ın caddeleri de geniş değildi. Bazı yol güzergahları uzun, bazıları ise kısaydı. Cumhuriyet Meydanının bitişiğindeki sokaklarda işyerlerinin tamamı tek katlıydı.

Meydandaki iki katlı Merkez Karakolu binası sokağında Batman'ın ilk matbaalarından Güven Matbaası vardı. TPAO emeklisi merhum Abbas Koyuncu'nun sahipliğini yaptığı Güven Matbaası’nda usta matbaacı ve gazeteciler yetişti. O küçük kentin cadde ve sokakları o şirin Cumhuriyet Meydanına çıkardı.

MEYDAN BÜYÜDÜKÇE…

60'lı Yıllarda o küçük İluh köyü büyüdükçe büyüdü. Zamanla bağlı olduğu Siirt'i üçe katladı. Zaman geçtikçe Batman ve petrol birbirine besledi.

70'li Yılların başında Batman hızla değişti, o 14 haneli İluh tepesi petrol kentinin arasında kayboldu. İluh'un diğer yakası da kentle birleşti. Batman ovası ısındıkça ısındı.

1975 Yılında Güven Matbaasında çalıştığımız o eski günler bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Matbaa sahibi merhum Koyuncu'nun el dizgisi harf kuvaletleri, pedal ve yarı otomatik çalışan baskı makinesini emanet ettiği ağabeyim merhum Enver Arslan sabah, akşam ve gece demeden o matbaada durmak nedir bilmezdi.

Ne gazeteciler ve matbaacılar yetişti o matbaada.

Cumhuriyet Meydanı dibindeki karakol sokağındaki esnafları hatırladıkça bir kez daha hüzünlendim. Sokağın hemen başında Siirt Petrol Kıraathanesinin sahibi Mesut Kaya, hala o mekanı ayakta tutmaya çalışıyor. O kahvenin müdavimlerinden Mehmet Atayan, eski sporcular Burhan Kaynak ve Yaşar Sessiz'in kaldırımda bir hafta sonu oyun oynarken, az ötedeki Güven Matbaasının yolunu tuttuğum günler geçti, gözümün önünden. O fotoğrafa bakarken duygulandım.

1950, 1960 ve 1975'li yılların arasında doğan insanlardan keyif alın... Onlardan kentin dününü öğrenin. Çünkü onlar birer hazineler... Dünyadan yok olmadan önce her şeyi, eski ve herkesi özellikle de bu kentin dününü yaşayanları unutmayın.

Kalın sağlıcakla.