Batman'da sanatın durumuna ve sanatsal faaliyetlere yakın mercekle yaklaşacak olursak durum iç açıcı görünmüyor.Bağımsız tiyatro yapan arkadaşlarımıza büyük saygı duyduğumu belirtmeliyim. Çalışıyorlar, çok isteklikler ve başarıyorlar. En önemlisi de düşük bütçeyle çalışmalarına rağmen yılmıyorlar. Çehov, Kafka, Gogol gibi usta yazarların metinlerinin hakkını da verdiklerini de ayrıca belirtmeliyim. Tanıdığım iki grup olan Araf Tiyatro ve Tiyatro Ritüel memlekette iyi işlere imza atıyorlar.

Batman Kültür Merkezi'nde programlar yapılıyor. Daha nitelikli faaliyetler yapılmasının gerektiğine inanıyorum. Çocuklar için güzel faaliyetler yaptıklarına şahidim fakat yetmez. ''Kültür Merkezi'nde şu gösteri/konser/söyleşi/program oldu'' denilecek işler olmalı. İşin iç yüzünü bilmediğim için çok yorumda yapamıyorum açıkçası ama bağımsız tiyatrolara kucak açmalı Batman Kültür Merkezi.  Sosyal medyada ellerinden geldikçe tanıtım yaptıklarını biliyorum fakat yeterli olmuyor galiba. Çünkü yeğenimi çocuk programlarına götürdüğümde, tesadüfen nereye gidiyorsun diye soran kişilere, ''Kültür Merkezi'nde çocuklar için program var oraya gidiyorum'' dediğimde, ''Nerede yapılıyor bu'', ''Biz de çocuklarımızı götürelim'' gibi cevaplar alıyorum. Halkımızın da Kültür Merkezi'nin programlarını takip etmede eksik kaldıklarını eklemekte fayda var.

Batman'da sanatın yeşermesi için sermaye sahiplerinin sorumluluk alması gerekiyor. Yüzyıllar öncesinden kıt imkanlarla ciddi sanat ürünleri görebiliyorduk. Günümüzde böyle bir durum pek mümkün değil. Paranın her yerde cirit attığı bir dünyada parayla beslemediğiniz hemen hemen hiçbir şeyden sonuç alınmaz. Memleketin sistemli bir harekete ihtiyacı var. Kabaca sistemli hareketten bahsetmek istediğim bu:

Yazarlar davet edilmeli.

Yazarlar öğrencilere ders vermeli, birkaç haftada olsa.

Müzisyenler gelip müzikle uğraşan gençlere tecrübelerini anlatmalı. Ressamlar gelip haftalık, aylık atölyeler yapmalı.

(Katiyen konferans tipiyle bu iş yürümez. Ciddi insanlar çağırıp ciddi paralar ödeyip öğrencilere bütün tecrübelerini aktaracak haftalık atölye kurulması gerekir).

Resim, müzik, edebiyat. Sanatın bu üç kolundan memleketin ahvaline dair hafif giriş yapalım.

Ahmet Güneştekin'in geçtiğimiz aylardaki Batman söyleşisinde umutla ayrılmıştım. Sorumluluk alacağını belirtip daha sık memlekete geleceğini ifade etmişti Güneştekin. Resimle ilgilenen gençleri parlatacağına, onlara nitelikli yollar göstereceğine hiç kimsenin şüphesi yok. Resimde iyi olduğumuzu söyleyeyim. Öyle gençler var ki az kaldı isimlerini duymanıza, belki de duydunuz.

Müzik. Kısa ve net olan şu ki açık ara en kötü olduğumuz alan bu. -Zevkim, tercihim, gördüğüm kadarıyla. Şehirde gerçekleşen konserler iyi. Daha da artmalı. Talep var. Batman'a 1000-1500 kişilik salon şart. Şehrin vizyonu için bile bu durumun gerçekleşmesi gerekiyor.

Edebiyat?

Edebiyata dair konuşulacak çok konu var. Şimdilik bir soru işareti.