Denizi olmayan bir şehir olmamıza rağmen yılda en az 30 kişi Dicle Nehri, Batman Çayı yada sulama kanalında boğularak can veriyor.

Aslında Dicle Nehri, Batman Çayı yada sulama kanalı can almıyor,

Bizler her defasında yeni canlar kaybediyoruz.

Denizi, gölü olmayan kentiz, keza havuzları da yetersiz olduğu Batman’ız.

Hava sıcak,

Doğal olarak hepimiz serinlemek istiyoruz,

İster yüzme bilelim,

İster bilmeyelim soluğu nehirlerde çay sularında alıyoruz.

Kimimiz balık tutarken can veriyor,

Kimi boğulmak üzere olan çocukları kurtarmak için sudan çıkamıyor,

Bazımız yüzme bilmiyor,

Bazımız ise yüzme bilmesine rağmen akıntıdan kayboluyor...

Şunu iyi bilmek gerekiyor,

Hasankeyf ya da adı Dicle nehri olan suda yüzülmez.

Hem temiz değil,

Hem yüzülecek bir alana sahip değil.

Suyun dibi akıntılı olan ve kanalizasyon atıklarıyla su altında görüş mesafesinin olduğu Dicle nehri istediğiniz kadar yüzme de bilseniz sizi alıp götürür.

Dicle de arama kurtarma yapan dalgıçlar Hasankeyf’in balçık yuvası olduğunu söylüyor, özellikle de yüzmenin en tehlikeli olduğu yerin de Hasankeyf ve çevresinin olduğuna dikkat çekiyor.

Ama bizler hala serinleme ile yüzmeyi bir birine karıştırıp, özellikle de kendimize güvenerek Dicle’ye giriyoruz.

10 yaşında çocuk yüzmeyi ne kadar bilebilir?

Akıntı karşısında 10 yaşındaki çocuğun kulaç gücü ne olabilir?

Bisikleti olan çocuklar Batman çayına,

Hasankeyf’te oturan minikler Dicle’ye kendini ailelerinden habersiz atıyor.

Önlem konusunda istediğiniz kadar nehirleri tellerle kapatın ama girmek isteyen yine giriyor.

Ailelere önemli iş düşüyor, çocuklarınıza sahip çıkın. Gerektiğinde çocuklarınızı takip edin suya girdiklerinde gerekli uyarıları yapın.

Herkes kendi çocuğuna sahip çıksın.

Yetkililer de bir an önce ücretsiz yüzme havuzlarının sayısını artırmalı…

Belediye her yeni yapılacak siteye havuz zorunluluğu getirmeli…

Selam ve dua ile…