Öylesi işler oluyor ki memlekette…

Gülüyoruz, ağlanacak halimize…

***

Trafik Polisleri!

Amaçları; trafik kurallarına uymayanları uyarmak, cezalandırmak.

Kuralları uygulatmak için, ‘kural’ koyanın, ‘kural’a uyması gerekmez mi?

Hep merak etmişimdir… Trafik polisleri neden ‘trafik kurallarına uymaz’ diye.

Batman’da kurallara uyan tek bir trafikçi görmedim.

Mübalağa yapmıyorum. Henüz ‘kırmızı’ ışıkta duran veya aracının ‘sinyalini’ yakarak sağa-sola yanaşan hiçbir trafikçiye rastlamadım…

İyi işler de yapıyorlardır muhakkak.

Ancak, toplumda düzen sağlanmak isteniyorsa, başta yöneticilerin veya görevlilerin ‘örnek’ teşkil etmesinin gerektiğine inanıyorum.

Görevli olabilirsiniz, iyi bir makamda da olabilirsiniz. Ancak yasaları çiğneme hakkına sahip değilsiniz.

Trafik ekiplerinin kurallara uymaması acaba ülke genelinde de mi böyle?

Ya da trafik ekiplerinin kurallara uymaması için ‘ayrıcalıklı’ bir genelge mi var?

Doğrusu bu soruların cevabını merak ediyorum.

‘Sana’, ‘bana’ göre ‘kanun’ olmamalı.

Sürücüleri denetleyen Trafik polislerini, ‘denetleyen’ var mı acaba?

***

Bitmeyen ‘yeraltı’ çalışmaları!

Batman Belediyesi, Alman Kalkınma Bankası’ndan kredi alarak, kentin ‘yeraltı sorununu’ çözmek için çalışıyor. Batman kazandırılan ‘dev’ hizmet niteliğindeki çalışmaları kuşkusuz destekliyoruz.

Fakat…

Anlayamadığım bir husus var.

Batman’daki kurumlar neden birbirinden ‘bihaber’…

Çok garip…

Belediye açık, seçik bir şekilde çalışmalara start veriyor. Aylarca yollar delik-deşik bekletiliyor… Çalışmalar tamamlanınca (gecikmeli de olsa) yollar asfaltlanıyor.

Ne yazık ki dökülen asfalt henüz zemine oturmadan, başka bir kurum yeraltı çalışmalarına başlıyor!

Sormazlar mı ‘Yollar bunca ay asfaltlanmayı bekledi. Neden aradan bu işi de çıkartmadınız?’

Ama harbiden sormuyorlar!

Birileri hesap sormasını bilseydi, ne aylarca asfalt çalışmasını beklerdik ne de her önüne gelen kazmayı eline alıp, yol kazmazdı!

Memleketi yönetenler, birimlerine söz geçiremiyorsa ‘vay’ halimize!

***

Korsancılık!

Alın teriyle, göz nuruyla yaptığın çalışmaya birilerinin hiçbir emek vermeden konması acı verici… Birçoğunuz gibi bende tasvip etmiyorum korsancılığı…

Ancak, her zamanki gibi yine bir ‘ama’ diyorum.

Korsancılığa neden çanak tutuluyor?

Alım gücünün düşük olduğu ülkemizde ‘orijinal’e para verilmiyor!

Vatandaş ne yapsın?

Elbette ucuz olanını alacak. Bunun adı korsan bile olsa ister istemez yöneliyor.

Materyal sahipleri, keşke fiyatlandırmayı kendine göre değil de vatandaşın cebine göre yapabilse.

Minik bir hesap yapalım.

Asgari maaş 600 lira civarında… Birçok vatandaş bu maaşla çalışıyor.

Ev kirasına 300.

Mutfak masraflarına 200…

Kalan 100 lira…

Vatandaş bu parayla ‘bir ay’ nasıl geçinecek?

Elektrik, su parasını mı ödeyecek, vergi mi ödeyecek?

Korsana gitmesinden başka seçeneği var mı?

Alternatifi olan buyursun, açıklasın!