Bu köşede anız yangınları ile ilgili olarak çıkan yazılarımdan büyük bir cilt kitap çıkar. Hep uyardık, mücadele ettik.

Verdiğimiz mücadele ve yazdığımız yazılarla az da olsa anız yangınları konusunda bir bilinçlenmeye vesile olmuşsam, kendimi mutlu sayacağım.

Çabam, gayretim, emeklerim, mücadelem tamamen inancımdan ve düşüncelerimden kaynaklıdır.

Bu toplum zerre kadar değişmese bile hayırlı amaçlar için çabaladığımı bildiğimden huzurluyum, bunu başta belirteyim.

Evet, havalar ısınmaya başlarken, tarlalarda ekinlerin hasat çalışmaları da devam ediyor.

Halkımız, çiftçilerimiz bilinçlendi, artık eskisi gibi çevremizde anız yangınları çıkarılmıyor.

Ancak yine uyarı görevimizi yapalım.

Sayın Valimiz geçen yıl Bismil’de önemli bir etkinliğe katıldılar. Batman’daki ilgili kurum kuruluş ve Çevrecileri, muhtarları da beraberinde götürmüştü.

Bu yıl Bismil’e teşekkür, Silvan’a ise uyarı için gideceklerini beyan ettiler.

Takdirle karşıladım. Ancak Koronavirüs tehlikesi devam ettiğinden kapalı salon toplantılarının zamanı henüz gelmemiş. Şimdiden Silvan Kaymakamlığını resmi yazılarla uyarmasında fayda görüyorum.

Sayın Valimizin bu konuda ivedilikle Silvan Kaymakamlığını uyarması, ilgili kurum yöneticilerine gereken tebliğ ve tebellüğde bulunması anız yangınlarının önlenmesine katkı sunacaktır.

Bazı çiftçilerimiz için yine kimi bilgi içerikli yazılar sunarak yorumumu bitirmek istiyorum:

Ekolojiye, çevreye büyük darbe anlamına gelen anız yangınları gerçeğini biliyorsunuz.

Buğday, arpa, mercimek ve mısır tarlalarında yaşayan sayısız canlı ve hayvan çeşidinin soykırımı anlamına gelen yangınlar gerçeği açıktır…

En önemli nedenlerden birisi halkımızın sağlığıdır. Çünkü kentimizde binlerce astım, bronşit, yüksek tansiyon ve KOAH (Kronik Akciğer) hastası yaşamaktadır…

Özellikle Eylül ayının başlarında başlayan mısır hasadı ve ardından yakılan anızlardan kaynaklı dumanlar kentimizi teslim alırken, bahse konu hastalarımız çok büyük sıkıntılar yaşamakta ve hastanelere kaldırılmaktadırlar. Bu dehşeti yaşamadan etkin tedbirler almalıyız.. HAYVANLARIN LİSAN-I HAL İLE FERYATLARI…

Tarla sürümünü kolaylaştırma adına çiftçilerimiz anız yakarken, aslında geleceğimizle oynamaktadırlar. En acı hadise ise yakılan canlılardır…

Yanan değil, yakılan diyorum. Çünkü anız yakan çiftçiler, bilerek ve tasarlayarak milyonlarca canlının yaşamını yok ediyorlar…

Canlı kıyımı başlı başına büyük bir vahşettir…

Büyük anız yangınları sırasında milyonlarca canlı (her türlü kanatlı ve sürüngenler) yok olmaktadır…

Bu canlıların dili yok ki bizi uyarsınlar. Lisan-ı hal dilleriyle yaptıkları feryadı ne yazık ki duymuyoruz…

Oysa duymalıyız. O canlıların da yaşam hakkının olduğunu bilmeliyiz. Anız yakmakla toprağı verimsizleştirdiğimiz gerçeğini bile bile eğer bu yönteme başvuruyorsak, inanın o yakılan canlıların tümünün vebali de boynumuzda olacaktır…

Allah korkusu, vicdan denen bir şey var. O dilsiz ve savunmasız kuşlar, arılar, böcekler, sürüngenler dile gelip davacı olacaklardır. O gün vay zalimlerin haline!..

Ekin tarlaları pek çok canlı türünün doğal yaşam alanlarıdır. Kuş çeşitleri o doğal ortamda yuvalarını kurmaktadır. Besin zinciri yoluyla yüzlerce canlı türünün birbirleriyle ilintileri vardır. Bunu görmemek için kör olmak gerekiyor. Siz bir tarlayı ateşe verdiğinizde o esnada milyonlarca böceği, kuşu, yılanı, fareyi vs. yok ediyorsunuz. Oradan beslenen başka hayvanların da yaşamına kast ediyorsunuz…

Ekin tarlaları pek çok canlı türünün doğal yaşam alanlarıdır. Kuş çeşitleri o doğal ortamda yuvalarını kurmaktadır. Besin zinciri yoluyla yüzlerce canlı türünün birbirleriyle ilintileri vardır. Siz bir tarlayı ateşe verdiğinizde o esnada milyonlarca böceği, kuşu, yılanı, fareyi vs. yok ediyorsunuz. Oradan beslenen başka hayvanların da yaşamına kast ediyorsunuz…

Nedeni gayet açık; çünkü başka yerlerde yaşayan canlılar, örneğin kuş türleri, cayır cayır yaktığınız tarlalarda yaşam süren hayvanlarla besleniyordu. Beslenme zincirleri kopan her tür canlının nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır…

Kuş türlerini örnek verebilirim. Son yıllarda yöremizdeki pek çok kuş türünün nesli tükenme tehlikesi yaşamaktadır. İnanın bu gerçek çok bariz şekilde karşımızda durmaktadır. Yöremizdeki kartallar ve kekliklerin nesli tükeniyor. Bu gerçeği görebilmek için yaşlıları lütfen bir dinleyin. Eskiden her türlü hayvanların sayısı hayli fazla iken, bugün nesilleri neden tükeniyor diye sormak gerekir. Anız yangınlarının bu kötülüğe hizmet ettiğine inanıyorum.

Tüm çiftçilerimizin bu konuda duyarlı olması dileğimle.

(Fotoğraf Batman'daki anız yangını sonrasında çekilmiştir ve gerçektir. Yangında mahsur kalan bu tilki gibi milyarlarca hayvanın vebalini düşünelim.)