Anız yangınları ile ilgili bir kitap tutan yazılarım gazete arşivimizde dururken, bir kez daha konuyla ilgili değerlendirme yapmak farz oldu…

Farz oldu, zira bazı Silvan köylerinde anız yangınları geçen yılı aratırcasına devam ediyor…

Vicdan ve imandan nasipsiz nice Silvanlı Çiftçi, tarlalarını ateşe verirken, milyarlarca hayvanı cayır cayır yakmakla kalmıyor, Batman halkının sağlığıyla da oynuyorlar…

Kentimizdeki KOAH, Astım ve Bronşit hastalarını bir yana bırakalım, korona nedeniyle akciğer tutulumları yaşamış, evde oksijen desteğine muhtaç yüzlerce Batmanlı vatandaşımız, Silvan köylerinden yükselen dumanların kentimizi kuşatması nedeniyle büyük sıkıntı yaşıyor…

Silvanlı bazı çiftçiler açıkça halkımızın sağlığıyla oynuyorlar…

Evet, açık bir gerçekliktir ki sira son günlerde Silvan köylerinden göğe yükselen dumanlar, artık halkımızı canından bezdirdi…

Her gün itfaiyeye haber vermekten, Silvan itfaiyesine telefonla bağlanmaktan da şahsıma gına geldi…

**

**

SİLVAN KAYMAKAMI DUYARSIZ!..

Değerli Okurlar, gerçekten de son günlerde Silvan cihetinde dikkat çeken anız yangınları halkımızın sağlığını tehdit eder boyutlara çıkmıştır…

Batman hudutları dahilinde olmayan, çayın öte yakasındaki köylerde anız yakan köylülere beddua üstüne beddua ediliyor…

Ancak bedua çözüm değildir…

Geçen yıl bu ay içerisinde Silvan Kaymakamlığında Anız yangınları ile ilgili geniş katılımlı toplantı yapılmıştı.

Vali Hulusi Şahin, anız yakan Silvanlılara çok sert şekilde hitap etmişti.

Bismil’de olduğu gibi Silvan’daki anız toplantısına da davet edilmiş, makalelerimle de destek vermiştim.

Maalesef meseleye duyarsız kalan Silvan Kaymakamı gerçeğini gözlemliyorum.

Batman Çayı kenarındaki köylerde yakılan anızlar nedeniyle halkımız Silvan’a beddua ederken, Silvan Kaymakamının gündeminde bu meselenin olmadığını görüyorum.

Geçen yıldan beri bir gün olsun Tarım ve Orman İlçe Müdürlüğü yöneticileriyle, köylülerle, çiftçilerle, köy muhtarlarıyla anız konulu bir toplantı yapmış olsaydı, haberini duyacaktım.

Google arama motorunda; “Silvan Kaymakamı, anız yangınlarıyla ilgili toplantı düzenledi” diye not düşüp arama yapıyorum, sadece Batman Valisi’nin geçen yıl yaptığı toplantı haber başlıkları çıkıyor. İşte kanıtı:

https://www.google.com/search?q=Silvan+Kaymakam%C4%B1%2C+an%C4%B1z+yang%C4%B1nlar%C4%B1yla+ilgili+toplant%C4%B1+d%C3%BCzenledi&oq=Silvan+Kaymakam%C4%B1%2C+an%C4%B1z+yang%C4%B1nlar%C4%B1yla+ilgili+toplant%C4%B1+d%C3%BCzenledi&aqs=chrome..69i57.14487j0j15&sourceid=chrome&ie=UTF-8

Silvan Kaymakamı bir gün anız konulu çalışma yapmışsa, belgesini göndersin, yayımlayıp özür dileyeyim. Bu duyarsızlık kabul edilemez…

**

**

“BU İNSANLIĞA SIĞAR MI?”

Geçen yıl Silvan Kaymakamlığında konuşan Vali Hulusi Şahin’in konuşmasını köşeme taşımıştım. Sayın Şahin’in o konuşmasını önemine binaen yeniden köşeme taşırken, bir kere daha Silvan Kaymakamı’nı uyarmalarının önemini hatırlatıyorum. İşte geçen yılki konuşmadan çarpıcı bölümler: “‘Komşu Zulmü’ ve ‘Dumanınızda boğulun’ sürmanşetli gazeteleri salondakilere gösteren Vali Şahin, ‘Onlarca hastamız var, pandemi süreci var. Allah’tan reva mı bu yaptıklarınız? Bu insanlığa sığar mı, vicdana sığar mı?’ dedi ve şöyle devam etti: ‘Size iki gazete getirdim, bunlar dünün gazeteleri. Bugünkü gazetelerde ise daha ağır ifadeler de var. Bir gazetemiz ‘Komşunun zulmü’ diyor, diğer gazetede ise ‘Dumanınızda boğulun’ diyor. Değerli kardeşlerim anız yakmanın bilimsel olmadığı, tarımla, çiftçilikle alakalı olmadığını biraz önce Ziraat Odası Başkanımız anlattı. Bu ovayı biz sizlerle paylaşıyoruz. Batman Çayı’nın bir tarafında siz varsınız, bir tarafında biz varız. Batmanlı çiftçiler de mısır ekiyor, buğday ve mercimek ekiyor. Silvanlılar da Bismilliler de aynı ürünleri ekiyor. Batmanlılar anız yakmıyor, son iki yıldır Bismilliler de yakmıyor ama Silvanlılar anız yakıyor. Biraz önce buraya gelirken, 6-7 noktada çok büyük anız yangınları gördük. Kara kara dumanlar, göğe yükseliyordu. Onlar bu akşam Batman’a varacak, bu gece Batman’ın üzerine sinecek ve biz zehir soluyacağız, zift kokusu çekeceğiz. Hastamız var, pandemi süreci, yoğun bakımda nefes almakta zorlanan KOAH hastalarımız var. 500 Bin nüfustan bahsediyoruz değerli kardeşlerim. Bu 500 Bin nüfusun içinde çocuğu var, yaşlısı var, hastası var. Allah’a reva mı bu yaptıklarınız? Bu insanlığa sığar mı, vicdana sığar mı? Elbette Silvan’ın dikkatli, bilinçli çiftçileri bu salonda var. Gerçekten çok zor durumdayız, insanlarımız ölüyor. Sizlerden rica ediyorum; çarşıda, pazarda sokakta, çiftçilerimize bunu anlatın. Bu anızı yakmayın. Bu işin vicdanı boyutu. Eğer vicdan ve ahlak sahibiysek davranışlarımızdan başkalarının emin olması lazım. Bizim dinimiz bize böyle emrediyor. Peygamberimiz böyle anlatıyor. İşin bir de hukuki boyutu var. Bu toplantıdan önce Silvan Adliyesi’ni ziyaret ettik. Kanunlarla ilgili gerekli çalışmayı yapacaklarını söylediler. Jandarma komutanımız da burda, onlar da gereken çalışmayı yapacak. Bundan sonra her cepheden anızla mücadele edeceğiz. Vicdanı olanın vicdanına hitap edeceğiz, ahlakı olanın ahlakına hitap edeceğiz, olmayanın da elini-kolunu arkadaşlarımız bağlayacak, en sert cezayı uygulayacaklar. Bir seferberlik sizden istiyoruz. Bu ilkelliği ve yanlışı Silvan’dan silelim. Geçen yıl Bismil’de daha fazlaydı. Onlardan muzdariptik, geçen yıl yaptığımız çalışmalar neticesinde bu sene sadece üç yangın olmuş. Kendilerine teşekkür ettik. ‘Siz gerçekten iyi komşularsınız’ dedik. İnşallah sizlere de seneye teşekkür edeceğiz. Fakat bugün 500 Bin kişi Silvan’a lanet ediyor, beddua ediyor. Silvan bunu hak etmiyor. Birkaç kötünün yaptığı size mal olmamalı. Bunu birlikte başarabiliriz. Bu işin makineleri var, tarla sahiplerine bunun dönüşü de oluyor. Lütfen bunları yapalım ve bu ilkelliğe son verelim. Covid-19 nedeniyle yatan hastaların rahat bir nefes için nasıl mücadele ettiklerini görmek lazım. Bize bir nefesi çok görmeyin. Nefes alalım. Bizim nefes almamızı engellemeyin. 500 bin insanın kul hakkına girmeyin.”

Bu konuşmasına yer verdiğim yazıda geçen yıl yaptığım değerlendirmeden iki üç cümleyle yazımı bitireyim: ‘Bütün Silvanlı hemşehrilerimizin bu sözleri duymaları ve herkesin akrabalarına ulaştırmalarını çok isterim. Zira cayır cayır yakılan milyarlarca hayvan gerçeğini de anız yakanlara hatırlatmak gerekir. Binlerce değil, çok az sayıda canlı kuş, yılan, kertenkele, çekirge vb gibi sürüngen ve kanatlı hayvanı önlerine koyup, anızlarla birlikte yakın denilse, acaba kaç çiftçi bu gaddarlığı yapabilir, o hayvanların üzerine benzin dökerek yakabilir? Gözleriyle görmedikleri için işledikleri suçun farkında değiller belki. Milyarlarca canlı hayvan hunharca şekilde yakılıyor, cayır cayır yanarak telef oluyor. Besin zincirinin diğer halkalarını da eklersek vahim katliamlar yaşanıyor…’