‘Petrol olmasaydı Batman 8 haneden 350 bin nüfusa ulaşmazdı’

 

 TPAO Bölge Müdürü Süleyman Çalık:

 

TPAO Bölge Müdürü Süleyman Çalık ile dobra bir röportaj yaptım. “biraz artistliğim var ama ben böyleyim Batmanlılar beni böyle kabul edecek” diyen Çalık, Batman’ın Petrolden ve isminden yeterince faydalanmadığına dikkat çekerek, “Batman kesinlikle ve kesinlikle isminden bile faydalanamıyor. Batman’ı Batman yapan petrolün kendisidir. Zaten petrol olmazsa Batman’ın 8 hanelik İluh’tan 350 bin nüfusa ulaşması zordu” diyor. Petrol uğruna savaşların yapıldığına vurgu yapan Süleyman Çalık, Batmanlıların hala sembol arayışında olduğunu belirterek bu duruma ifrit olduğunu söylüyor. Çalık, “ Her ilin bir sembolü vardır fakat Batman’ın hiçbir şeyi yok gibi bir algı var. Ben buna ifrit oluyorum. Petrol uğruna savaşlar verilir. Petrol gibi bir ürünün %62.5 ni Batman Bölge Müdürlüğü üretiyorken Batmanlıların petrolle ilgili ciddi ve somut bir şeylerinin olmaması çok üzücü” dedi.

TPAO’nun farklı başkanı Petrolspor ve yönetimin istifasıyla ilgili olarakta samimi açıklamalarda bulundu. İyisi mi sözler çekilsin, Süleyman Çalık konuşsun…

 

 

Başarıya giden yolda önümüze engel çıkarsa, engelleri kaldırmak yönetimin görevi dedik ve güzel bir ekip kurduk. Başlangıcımız da çok iyiyiydi. İlk maçımızda kazanmıştık. 8’ci hafta sonrasında biz bir araya geldik. Sportif anlamda gidişat özünde sağlıklı gitmiyordu. Yönetsel anlamında takımın kendi içerisinde her hangi bir sorunu kesinlikle yoktu ama sportif olarak başarı istediğimiz gibi gitmiyordu. Özellikle Trabzon’daki Yalı maçından sonra takımın bu havasıyla bizim şampiyon veya başarılı olmamızın mümkün olamayacağı kanaati hâsıl oldu. Yönetimle bir karar vermemiz gerekiyordu, ortada bir başarısızlık vardı veya başarısızlık demeyelim de bizi istediğimiz sonuca taşıyacak bir olgu yoktu. Bunun sebebini de kendi aramızda istişare ettik, neler yapabiliriz diye konuştuk. Hocamız hassasiyetimizi bildiği için kendilerinin bir kan değişimimin, bununla beraber bir değişikliğin futbolculara doping etkisi yaratacağını ifade etti. Akabinde de istifa etmek istediklerini söylediler. Yönetimle bir araya geldik. Hocanın ve teknik heyetin istifasını kabul ettik. .

 

 

 Ortak bir başarısızlık var ise bellidir. Çünkü başarısızlığın net belirtileri var. Yönetimin yaptığını Batman kamuoyu hatta Türkiye kamuoyu biliyor. Parasal ve yönetsel anlamda, ön açma anlamında, futbolcuların, teknik heyetle, taraftarın taleplerinin tamamına yakınını makul bir çerçeve içerisinde karşıladığını bütün kamuoyu biliyor. Ama takdir edersiniz ki, ortada bir başarısızlık var. Bu başarısızlığın sebebi hoca mı, futbolcu mu olduğunun kararını yönetim olarak bizlerin ne tribünden ne de kendi içerimizden bilmemiz çok mümkün değil. Somut bir şey yok ise ve ortada bir başarısızlık var ise doğal olarak bu başarısızlığın birinci sebebi teknik heyet olur. Çünkü hocanın bize şu ana kadar bu arkadaşlar başarısız şunlar başarılı bu takımla her hangi bir şekilde şampiyon olunmayacağı gibi ne bir söylemi ne de yazılı bildirimi olmadı. Böyle bir talebi olsaydı bizde sporcular üzerinde yoğunlaşırdık. 1-0’lık skor sonucunda istifasını veren hocayla ilgili yorum şöyle yapılmaz öğrenciler çok başarısızdı ama hoca gitti veya yönetim çok başarısızdı ama hoca gitti. Deseydi ki; benim kimyam yönetimle uyuşmuyor, yönetimle biz bu bağlamda anlaşamıyoruz, taleplerimiz yönetim tarafından karşılanmıyor, istediğimiz yerde isteğimiz şekilde hareket edemiyoruz bizde ona göre hareket ederdik ve kendimizi gözden geçirirdik. Kamuoyundaki algı nedir bilmiyorum. Hocayla sporcular arasında kimyasal bir uyuşmamamı, bozuşmamı bilmiyorum fakat bu istifadan çıkan sonuç şudur: Hocalarımız özünde fedakârlık yaptılar bir şeyler yapmaya çalıştılar ama sonuç istedikleri skorda olmadığı için istifa ettiler.

 

 

Bu kocaman bir yanlış ve yalan olur. Ben hocalarla ki hocalardan kasıt Mesut Demiroviç’le haftada en az iki kez görüşüyordum. Bütün samimiyetimle söylemek istiyorum ki; teknik heyet tarafından bana sunulan ne bir dosya ne de bir sporcunun değişmesi gerektiğiyle ilgili rapor iletilmedi. Ama sosyal hayatını iyileştirici bazı talepleri vardı. Odasındaki bir sandalye eksikliği için başkana gelebilecek kadar cesaret gösterebilen teknik direktör o kadar ciddi bir konuda gelmemiş veya engellenmiş ise bu çok manidar bir şey… Ben hocanın böyle bir şey söylediğine pek inanmıyorum. Çünkü bana ulaşmak en kolay şeydir. Ortada bir sorun var ise bilmek isterim ama eğer sorunları konuşamazsak bunun da bir bedeli olur. Bu bedel hocanın veya futbolcunun veya yönetimin gitmesi ise bu bedel ödenir.

 

 

Bununla ilgili bir ekibimiz var. Direkt görevli olan arkadaşın adını söylemek istemiyorum. İlgili arkadaşımız çalışmalarını yönetime sunduktan sonra kararımızı vereceğiz ve kararımızı kamuoyuyla paylaşacağız.

 

 

Kesinlikle evet. Arada çok bir fark yok. 8 puanlık bir fark var. Lig uzun bir maraton… topta yuvarlak. Bir şekilde biz bu şampiyonluğu alacağız. Şampiyon olacağız demek çok iddialı bir cümle olur ama şampiyon olmak istiyoruz. Bütün gayretimizle yönetim, teknik heyet, sporcu ve taraftarlarımızla buna inanacağız ve iman edeceğiz. Buna inanan ve iman eden kişiyi de teknik direktör olarak arıyoruz.

 

 

Soyut ve somut kazançlar vardır. Maddi hiçbir kazancımız olmadı. Bilet gelirlerimizin tamamını Batman 72’ ye bıraktık. Manevi olarak ciddi hazlar aldık. Fenerbahçe’nin gelmesi Batman’a ve Batmanlılara lokal anlamda çok rahat gidilebilir, görülebilir, ziyaret edilebilir olduğu Türkiye kamuoyunda görüldü. Yaygın medya bunu çok güzel işledi, tabii yerel basının sayesinde… Petrolspor kulübünün böyle bir organizasyon içinde olması, alnımızın akıyla çıkabildiğimizin güveni oluştu sporcularımızda. İlk geldiğimizden bu yana hep bunu söylüyorum ‘biz doğuyu batıya değil batıyı doğuya taşıyacağız’ çünkü tanıtmanın empati kurmanın en iyi yolunun bu olduğunu düşünüyorum. O projenin adı da ‘doğusuyla batısıyla el ele’ idi. Buda güzel mesaj verdi. Fenerbahçe gibi köklü Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birisi Batmana geldi aslanlar gibi maçını yaptı, hiçbir sorun çıkmadan Batmanlılar misafirperverliklerini gösterdi ve anlının akıyla geri gönderdi.

 

 

Galatasaray, Trabzon hatta diğer kulüplerin de Batman’a gelmek istediklerini sizde duymuşsunuzdur. İkinci büyük bir kulübü Batman’a getirmeden evvel bir kere stadın ana zeminini, diğer yan ünitelerini iyileştirmek gerekiyor. Gerekli düzenleme yapılmadan böyle bir organize içerisinde Petrolspor olarak yer almayacağız.

 

 

Alt yapı olarak Petrolsporun futbol ve basketbol haricinde başka dallarla iştigali yoktu. Dört ay önce bir karar aldık. Mümkün olduğu kadar da Batmanlı çocukların ve gençlerin kabiliyetleri ışığında neler yapabiliriz diye bir altyapı çalışması yaptık. Gelen bilgiler ışığında da basketbol, voleybol, atletizm, masa tenisi, güreş, hentbol ve satranç gibi dallar oluşturduk Özellikle salon sporlarının çok hızlı bir şekilde Petrolsporda olması gerektiğine karar verdik. Batmanlı çocuklara getireceği faydayı düşünerek öğrenci bulabilir miyiz kısmını hiç düşünmeden harekete geçtik. Şu anda 450 lisanslı olmak üzere, toplamda 1250 civarında sporcumuz var.

 

 

Sayın Cumhurbaşkanının Batman’a gelmesi Fenerbahçe’nin üzerine bir taçlandırma oldu. İlk kez üretim sahasına bir Cumhurbaşkanı çıktı. Sayın İsmet İnönü daha önce Raman kuyusunun keşfine gelmişti, orası üretime açılmadan önceydi, sondaj aşamasındaydı. Fakat Sayın Gül, faal aynı zamanda dünyanın ender sahalarından ve Türkiye’nin en büyük sahası olan Batıramana gelmesi özellikle biz TPAO’ları müthiş mutlu etti. Sadece TPAO’nun idari binasını ziyaret etmiş olsaydı o denli mutlu olmazdık. Çünkü bizim işimiz saha, alan ve kuyularımız. Bütün akarımızı petrol kuyularından alıyoruz. Neler yaptığımızı çok hızlı ve çok yalın haliyle Sayın Cumhurbaşkanımıza anlattık. Can kulağıyla bizi dinlemesi bizleri çok mutlu etti. Isparta Yuva köyde 7200 m derinliğe inmiş olduğumuz kuyu çalışmasına hayran oldu.

 

 

Batman’ın petrol rezervini net olarak belirlemek mümkün değil. Çünkü rezerv miktarı sürekli değişir. Gravitesi de her kuyuya ve her sahaya göre değişir. Bizim 12 graviteden 36 graviteye kadar değişik sahalardan petrol gravitemiz var. Ticari sırlarımızın ifşa edilmesi sağlıklı olmadığından, rezervle ilgili çok şey söylemek de doğru olmaz. Fakat söyleyebiliriz Türkiye’nin %62.5’nu Batman üretiyor.

 

 

Batman kesinlikle ve kesinlikle isminden bile faydalanamıyor. Her ilin bir sembolü vardır fakat Batman’ın hiçbir şeyi yok gibi bir algı var. Ben buna ifrit oluyorum. Petrol uğruna savaşlar verilir. Petrol gibi bir ürünün %62.5 ni Batman Bölge Müdürlüğü üretiyorken Batmanlıların petrolle ilgili ciddi ve somut bir şeylerinin olmaması çok üzücü. Zaten petrol olmazsa Batman’ın 8 hanelik İluh’tan 350 bin nüfusa ulaşması zordu. Bir defa petrol kelimesi Batmanla özleşmiş gibi gözüküyor fakat özde özleştirilememiş. Batman dendiği zaman, Türkiye kamuoyunda hatta dünya kamuoyunda bile petrol akla gelir. Batmanla petrol özdeşleştirilir ama Batmanlılar bunu yapmaktan imtina ediyorlar. Batman deyince ilk akla petrol geliyorsa, Batmanlı hemşerilerimizin de aklına, Batman deyince petrol, petrol deyince Batman gelmeli. Bunun bir şekilde kamuoyu gündemine taşınması ve tartışılmasını istiyorum.

 

 

Mesela Petrol festivali olabilir. Şeftali festivali oluyor da, petrol festivali neden olmasın. Festival ille de boğazdan geçen yemek içmek değildir. Petrolle ilgili enerji birimleri vardır. Konferanslar, kongreler yapılabilir. Türkiye’de yapılacak olan bir enerji kongresinin Batmanda yapılması sağlanabilir. Petrol nedir, nerede üretilir uğruna neden savaşlar verilir bununla ilgili söyleşiler yapılabilir. Batman deyince petrol, petrol deyince akla Batman’ı getirmek, bunu kamuoyuna göstermek ve yansıtmak önce siz basın mensuplarının görevi sonra bizlerin, idarecilerin ve tüm Batmanlı hemşerilerimizin görevi. Petrolü meşhur dendiği gün her şey çok değişmiş demektir.

 

 

Prosedür gereği bütün hibe asfaltlarımızı valiliklere veriyoruz. Valilik bunları belediyelere dağıtıyor. Biz bu sene 500 tonluk bir asfalt hibesi yaptık. En büyük pastayı da Batman Belediyesi aldı.

 

 

Önyargılarım, ortalama Türkiye Cumhuriyeti Devletinin batısında, sahil kasabalarında yaşayan insanlarla müşterekti. Şöyle bir durum vardı. Doğu ve Güneydoğu en az bildiğim bölgelerdi. Birkaç kez koordinasyona geldim. Onun dışında bildiğim bir yer değildi. Bu yargılar benim tecrübe edinerek edindiğim yargılar da değildi. Hep birilerinin yüklediği yargılardı. Mesela taş atan çocuklar fenomeni vardı. Sanırsın ki, uçaktan inip eve gidinceye kadar birileri sizi taşlayacak gibi bir algı… Buna ister cehalet, ister bölgeyle ilgili önyargı veya bu bölge algısının batıdaki yansıması deyin, adına ne derseniz deyin bende böyle gereksiz bir yargı vardı. Buna gereksiz diyorum çünkü gerçekten gereksizmiş. Olumsuz önyargıyı olumluya döndürdüm. Şimdi batıda bir yerlere gittiğimde bunu paylaşıyorum. Orada olan önyargıları değiştirme gayreti içerisinde oluyorum.

 

 

En önemlisi Batmanda aslında her şey normal… Batman beklentilerimin üstünde çıktı. Batmanlıların bu kadar pratik zekâlarının olduğunu düşünmezdim, çok zekiler. Ama bu zekâlarını bireysel anlamda kullanıyorlar. Bireysel zekâlarını toplumsal ve kolektif hale getirirlerse müthiş bir potansiyel oluşur. Güçlerini birleştirmeleri gerekiyor. Bunu başardıkları gün Batman ve Batmanlılar müreffeh bir seviyeye ulaşırlar.

 

 

Site Batmandır, Batman sitedir ama takdir edersiniz ki, en nihayetinde burası bir müessesedir. Bizim giriş çıkışlarımız semboliktir. Meskûn mahal alana biz müdahale edemeyiz ona kişilerin vereceği izin doğrultusunda hareket edilir. Fakat sosyal tesislerimizden faydalanmak isteyenler kapıda sorun yaşarlarsa yönetime bildirsinler.

 

 

Biraz agresifim… Çalıştığım içinde biraz rahatsızlık veririm çevreme.

 

 

Kendini beğenmişlik demeyelim de ama biraz artistliğim vardır. Trakya’da, İstanbul’da da böyleydim. Batmanlı hemşerilerimiz rahatsız oluyorlarsa onlardan özür diliyorum ama beni böyle kabul edecekler yapılacak bir şey yok.

 

 

Galatasaray. İyi bir Galatasaraylı olduğum söylenir.