Değerli Okurlar, kentimize verilen içme suyu konusundaki duyarlılığım malumunuzdur.

Bu köşede yıllardır kentimize verilen içme suyu ile ilgili makaleler yazmakta, ilgilileri uyarmaktayım.

21. yüzyıla yelken açan dünyada, gelecekteki en önemli tehlikenin sulardan geleceğini bilim insanları açıklamaktadır.

Çünkü su kaynakları sınırlıdır ve her türlü kirlilik riski ve tehdidi ile karşı karşıyadır…

Dünyamızın geleceği su açısından gerçekten ciddi tehdit altındadır…

Bu tehdit yabana atılamaz, çünkü ‘yakın bir tehdit’ olduğu aşikardır…

Sadece Küresel Isınma ve ondan kaynaklı iklim değişiklikleri, kuraklık su kaynaklarını tehdit etmiyor…

Devasa kentlerin çöpleri, atıksuları, oto yıkama ve yağlama işyerleri, büyük fabrikaların atıkları, tarım alanlarının ilaçlanması, gübrelenmesinden kaynaklı kimyasal atıklar da su kaynaklarımızı ve dolayısıyla geleceğimizi tehdit ediyor…

**

**

Biliyorsunuz, yıllardır su kaynaklarımızı tehdit eden her türlü kirliliğin üzerine üzerine giden ve bu konuda kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum ve demokratik kitle örgütlerini harekete geçiren biriyim.

Bölgemizdeki çatışmalı süreçte kullanılan ve toprağa düşen ağır silahların atıklarının gelecekte yeraltındaki su kaynaklarımızı ‘ağır metal’ ile kirleterek insan sağlığına ve ülke ekonomisine ciddi zararlar verebileceğine dair basın açıklamalarım ve yazılarım yazılı tarihe geçmiştir…

Bu köşenin acizane Yazarı olarak yıllarca, maalesef bugün aktif olmayan Batman Kent Konseyi’nin Çevre ve Sağlık Başkanlığı ile üç dönem Batman Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanlığını yürüten biri olarak halk sağlığı için mücadele vermiş ve halen vermekteyim.

Kanserojen etkileri bulunan içme suyumuzdaki Fenol, şehir içme suyu şebekesinin Asbestli boruları vs konularında gündem yaratan çalışmalara imza attığımı hatırlatmak isterim.

Bu gerçekleri hatırlatma nedenim, Zilek Su kaynağıdır…

Batman’ın gelecekteki en önemli su kaynakları olması beklenen Zilek Suyu ile ilgili çok sayıda makalemin bulunduğunu hatırlayacaksınız.

**

**

Bu kentin geleceği için kafa yoranlardan biri olarak Zilek Su Kaynağı ile ilgili çalışmalarım da olmuştur.

İki binli yıllarda ısrarla fenol maddesine dikkat çekmeme rağmen, ilgililer gereken tedbirleri almayınca, 2009 yılında kente verilen içme suyunun yemeklerde dahi tüketilmemesi için halkın etkin şekilde uyarılması istenmişti.

Sağlık Bakanlığı’nın söz konusu yazıları ve diğer gelişmeleri, bir süre önce 5 gün boyunca bu köşede yazdığım ‘Fenolün takibi’ başlıklı yazılarıma bakabilirsiniz.

İşte o süreçte kentin su kaynakları için arayışta olunmuştu.

Dönemin Valisi ve Belediye Başkanı’na yardımcı olmak ve halkımıza temiz su içme imkanının sağlanması için karınca kararınca çalışmalarımız olmuştu.

O çalışmalardan birisi de Zilek su kaynağı ile ilgiliydi. Zilek suyunun bir alternatif olduğunu öğrendiğimde, meseleyi Batman Kent Konseyi gündemine taşımıştım.

Dönemin DSİ 10. Bölge Müdür Yardımcısı Sayın Hasan Kılıç, kentimize gelip, Batman Eczacılar Odası’ndaki etkinliğimize katılmıştı.

Dönemin Valilik, Belediye yetkilileri ve STK temsilcilerine bir sunum yapılmış, Zilek suyunun önemi anlatılmıştı.

**

**

“10 MİLYON TL HARCANDI”
Geçtiğimiz günlerde Ankara’daki bir etkinlikte karşılaştığım bir meslektaşım, Zilek su kaynağının kuruduğunu, konu ile ilgili haber yaptıklarını anlatınca, şaşkına dönmüştüm…

Zilek suyunun kuruması çok vahim bir gelişmedir. Bu köşede yeraltı su kaynaklarımızın sürekli çekildiğine ve Sason tarafındaki asil su kaynaklarının kuruduğuna defalarca dikkat çekmişim. Zilek suyu ise çok güçlü debiye sahip bir kaynaktı, üzerinde önemle durulmalıdır.

Kentimizin geleceği için düşünülen ve Ilısu Baraj gölündeki kirlilikten korunması için 10 milyon TL’nin harcandığı bir su kaynağının kuruması beni çok üzmüştü. Ara başlığıma da konu olan söz konusu habere bakalım: “Zilek suyunun korunması için o zaman sözler almıştık. Uzun yıllardır gündemde olan ve Batman’ın en az 100 yıllık su ihtiyacını karşılayacağı söylenen Zilek su kaynakları kurudu. Batman kent merkezine 5 kilometre mesafede Batman çayı kenarında bulunan su kaynakları, kentin su ihtiyacını karşılamak üzere DSİ tarafından koruma altına alındı. 10 Milyon TL harcanarak yapılan 10 Keson kuyu suyunun son iki yılda azaldığı, iki ay önce ise tamamen kuruduğu öğrenildi. Zilek Su Kaynaklarında yaklaşık 2 seneden bu yana su kaybı yaşadığını belirten Abdurrahman Çiftçi isimli vatandaş, aşırı sulamadan dolayı kaynakların kuruduğunu söyledi. DSİ 103’üncü Şube Müdürü Bedi İleri ise, Zilek Kaynakları ile ilgili şuan uzmanlar tarafından incelemelerin yapıldığını söyledi. İleri, ‘Zilek Kaynağı yaklaşık 5 metreküp/saniye debisi olan kaynak bölgesinde, tesis yaptık. Gelecekte Zilek Kaynakları’nın içme suyu olarak kazandırılması için 2010 yılında çalışmalar yapıldı. Yaptığımız bu tesisle amacımız, kaynağın su altında kaybolmamasını sağlamaktı. Zilek’te gözlediğimiz bazı akım değerleri var. Yeraltı suyunda bir takım çekilmeler gözlemiştik. Bizim tahminlerimize göre son 45 yılın en kurak yılı olması, yağmayan yağmur ve kar suları ile beslenemeyen yeraltı sularından dolayı özellikle Güneydoğu’da sadece bu kaynak değil birçok yerde yeraltı sularının seviyesinin düştüğünü ve bazı kaynakların kuruduğunu görüyoruz. Bunun mevsimsel olduğunu düşünüyoruz. Kurak geçen bir mevsim ve sezondan sonra Zilek Suları’nın bundan etkilendiğini ve bunun geçici olduğunu düşünüyoruz’ şeklinde konuştu.

**

**

Ankara dönüşünde bu haberi araştıracağımı söyledim. Bu yazıyı yazmadan önce, yukarıda metnini verdiğim haber ile ilgili olarak DSİ Batman Şube Müdürümüz Sayın Bedi İleri’yi telefonla aradım.

Haberin doğru olduğunu belirten Sayın İleri, bir süre önce suyun kuruması ile ilgili olarak yöredeki yaşlıların yaşadıkları şaşkınlıktan söz etti. Yaşlılar, dedelerinden bile böyle bir şey duymadıklarını söylemişler.

Zilek suyunun geçmişte kuruduğuna dair hiçbir yazılı kaynak ve bilgiye ulaşamadıklarını belirten Bedi İleri, yaşanan ciddi kuraklığa dikkat çektikten sonra, şu müjdeyi verdi;

“Zilek su kaynağı yeniden akmaya başladı. Diyarbakır DSİ görevlileri önceki gün alanı gezip, ölçümler yaptılar. Su kaynağımız geri geldi.”

Bu güzel bir gelişme. Ancak bir kentin geleceğini ilgilendiren bir su kaynağı söz konusu olduğundan, kaynağımızın daha ciddi şekilde araştırılması ve incelenmesi gerektiğine inanıyorum.

Hangi asil su kaynağının ne zaman kuruyacağı şüphesiz Allah’ın takdirine bağlıdır. Bizlere düşen görev gereken tedbirleri almak, su kaynaklarımızı korumaktır.

Kentlerin atıksularının Batman’ın gelecekte ihtiyaç duyacağı su kaynakları ve mevcut kaynaklarımızı tehdit eden etkenler için geniş katılımlı bir toplantı öneriyorum. Bu konuda ilgili kurum ve kuruluşlar ile STK’ların buluşmasının sağlanması dileğimle