Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyla kucaklaşıyor, yılların yanlış uygulamalarından dönülüyor.
Allah’ın kendilerini Kürt olarak yarattığı bir kavim doğal olan tüm haklarına kavuşuyor
Dinlerinin emrini yerine getirmeye çalışan türbanlı bayanlar okul ve iş hayatına atılabiliyor
Sürgün diye addedilen bu topraklara tayini çıkan memur artık fazladan maaş da alacak
Eşini döven, öldüren sapık koca veya kardeş bundan böyle en ağır suçla yargılanacak
Güneydoğuya yatırım kararı alan firma, devletin birçok imkânından faydalanacak
Batmanlı bir kız çocuğu isterse annesinin dizi dibinde Üniversite de okuyabilecek
Bu örnekleri çoğaltmakta mümkün.
Bu örneklerden belki de en can yakıcı olanı Kürt sorunuydu.
Adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan bu kangrenleşmiş cerahate bir neşter vurdu ve inşallah artık dağlarda gençler toprağa düşmeyecek
Bir insanın hayatı ve hatta bir damla kanı bile kutsaldır. Anneler bundan böyle yavrularını anlamsız bir savaş uğruna gömmeyecek.
Silah baronlarına giden yurdumun kaynakları ki bunda fakirin ve tüyü bitmemiş yetiminde hakkı vardı, bundan böyle tanka topa değil de ilim irfan yuvalarına gidecek. Yeni yeni iş yerleri kurulacak.
Ben şahsen gelecekten yana ümit varım. İnşallah Rabbim bozmaz da
Ama gelin görün ki bir takım şer odakları da boş durmamakta.
Kimi zaman Üniversiteleri karıştırmaya, kimi zaman da bombalı saldırılarla adeta “hey, biz hala burdayız” gibi mesajlar vermekte, asker ve polis tüm güvenlik teşkilatlarının reflekslerini ölçmekte, halkın da nabzını yoklamaktalar.
Bu konuda vatandaş olarak bize düşen görevde, bu kutsal davada son derece dikkatli olmak, ortalığı karıştırmaya çalışan her kesime karşı provokasyona karşı dikkatli olmak ve de belki de en önemlisi güvenlik görevlilerine elimizden geldiğince yardımcı olabilmektir.
Çünkü şimdi kardeşlik, barış zamanıdır.
Devlet, artık eski kutsiyetini terk etmiş ve” aslolan insandır” tezine teslim olmuştur.
Bu manada Başbakan son derece samimidir.
Aynı şekilde kabinede de güzel değişimler yaşanmış, aksi, uzlaşmaz tavırlı, biz istemeyük zihniyetli insanlar uzaklaştırılmış ve gerekli adımlar atılmıştır.
İdris Naim Şahin ile bir yere varamayacağını gören Başbakan, Mardinli (Arap veya Kürt ama güneydoğulu) Muammer Güler’de karar kılmıştır. İçişleri diğer Bakanlıklara benzemez. Emniyet Teşkilatının doğrudan emrinde olduğu bir bakanlıktır bu.
Sırf bu değişim bile bende “Başbakan Allah senden razı olsun” dedirtmiştir.
Bu halk çok acılar çekti.
Başbakanlarının idamlarına, cumhurbaşkanlarının suikastlerine şahitlik etti
Sokak ortasında öldürülen milletvekillerine ve yakılan köylerine de şahitlik etti
Ama dünya eski dünya değil ve bizler de eski halklar değiliz
Çok çektik ama artık rahata kavuşmanın arifesindeyiz
Bu manada şer odakları son kozlarını da oynayacaktır elbette
Bu günden yarına çok büyük toplumsal infialler uyandırabilecek eylemler de muhtemeldir
Başta Başbakana veya Cumhurbaşkanına suikastler yapılabilir ve bu suikastleri de yine bir örgütün üzerine atıp “bakın açılım yapacaklardı ama neler oldu?“ kabilinden bir toplumu bir diğer topluma saldırtmak isteyebilirler.
Ya da ana muhalefet partisi liderlerinden birine yüksek düzeyde patlayıcı ile saldırıp bunu da hükümetin basiretsizliğine bağlayıp toplumsal uzlaşıyı yok etmek isteyebilirler
Tabii başta İran ve Suriyeli ajanlar olmak üzere Amerika ve Avrupa’nın Türkiye’nin bu cesaretli ve insani yaklaşımını boşa çıkartacak saldırıları da mümkün
Irak Kürdistan’ına geçmeye başlayan binlerce PKK militanına Başbakanın “infaz edilmeyecekler ”sözü vermesine rağmen Türk güvenlik güçleri üniformasıyla bazı saldırılar da mümkün
Hatta kaderiyle yatağında ölse bile Abdullah Öcalan’ın öldürüldüğünü iddia da edebilirler
Demem o ki ülke olarak bir bahar havası yaşadığımız şu günlerde bu ülkenin ve bu halkların düşmanları da boş durmayacak ve son kozlarını oynayacaklardır
Ama İnşallah artık bu yoldan dönüş de olmayacaktır.
Zaman, barış ve kardeşlik zamanıdır
Zaman, eskilerin hatalarını yapmadan aydınlık geleceğe yol alma zamanıdır
Zaman, uyanık olma ve provokasyonlara gelmeme zamanıdır.