Değerli Okurlar, açlık ve yoksulluk sınırını gösteren rakamlar geçtiğimiz günlerde açıklandı. Aylık 2 bin TL altı geliri olanların açlık, 6 bin TL altında geliri olanların ise yoksul oldukları gerçeğini hepimiz duyduk.

Böyle bir zaman diliminde kamu emekçilerine yüzde 4 zam verilirken, kısa zaman zarfında sadece elektrik ve doğalgaza yapılan yüksek zamlar sosyal barışı riske koyan önemli gelişmelerdir…

Bir ülkede sosyal barışı riske koyan gelişmeler yaşanırsa, duyarlı insanların yöneticileri makul şekilde uyarması, tehlikeye dikkat çekmesi gerekir.

Duyarlı insanlar duyarsız kalırlarsa ülkeyi idare edenler doğru yolda olduklarını sanıp sosyal barışı riske koymaya devam edecekler…

Toplumun tepkisizliği de çok vahim yanlıştır…

Göz göre göre yanlış olan bir durum varsa, toplumun tepkisiz kalmaması, demokratik zeminlerde kalmak şartıyla yanlışa yanlış demesi gerekir.

**

**

Duyarlı insanların, duyarlı çevrelerin ve toplumun gösterecekleri reaksiyon kesinlikle sonuçsuz kalmaz.

Bu gerçeğe inanıyorum.

Ancak esas ülkeyi idare edenlerin tabandan ve toplumdan gelecek seslere duyarlı olması önemlidir…

Eğer hükümete yakın STK’lar ve demokratik kitle örgütleri hükümeti uyarıyor ve yanlışlarını eleştiriyorlarsa, problem büyük demektir…

Batman’dan örnek vereyim. Yaklaşık 30 sendika ve derneğin üst çatısını oluşturan, aralarında Memur-Sen’in de bulunduğu Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu, son zamlar nedeniyle tepkisiz kalmadı…

Normalde bu platform genel olarak düşünceye, inanca ve temel insan hak ihlallerine reaksiyon gösterir, açıklamalarda bulunur. Batman Düşünce ve İnanç Özgürlüğü Platformu Dönem Sözcüsü Sayın Ramazan Çelikal, yazılı bir açıklama yaptı. Her zaman hükümetin yanında genel olarak yer alan bu platformun açıklamasını kamuoyunun takdirine sunuyorum:

**

**

“ZAM FURYASINA SON VERİLMELİ”

“23 Haziran Yerel Seçimlerinin ardından Doğalgaz başta olmak üzere, elektrik, çay, şeker ve yakıt gibi günlük hayatımızı ilgilendiren pek çok ürüne azımsanmayacak düzeyde zam yapıldı. Döviz kurlarındaki artıştan dolayı serbest piyasadaki fiyat artışlarıyla birlikte hayat pahalılığı kendini iyice hissettirmeye başladı. Rakamlarla ifade edildiğinde fiyat artışlarının büyüklüğü daha net görülebilmekte. Aralık 2017'den Eylül 2019'a kadar geçen süreçte doğalgaza konutlarda yüzde 64, büyük sanayi kuruluşlarına yüzde 120, elektrik santrallerine ise yüzde 110 zam geldi. Elektrikte ise dün yapılan yüzde 14,9 zamla birlikte 14 aydan bu yana, konutlara toplamda yüzde 56.8 oranında zam yapıldı. Bununla birlikte çay ve şekere de yine son aylarda yüzde 15-16 dolaylarında zam yapıldı. Öğrenci servisleri, Kırtasiye giderleri, Özel hastane muayene ve tetkikleri ve daha birçok alanda son aylarda yapılan fiyat artışları maalesef çift haneli rakamlar düzeyinde oldu. Hükümetin de kabul ettiği üzere ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden çıkmak için başvurulan ilk çare maalesef zamlarla yükü vatandaşın sırtına bindirmek bir gelenek oluşturmuş durumda. Toplumun krizler karşısında topyekûn sıkıntıların paylaşması, eşitlik, paylaşımda adalet ve israfın önlenmesiyle ancak hayatiyet bulabilir. Zenginin daha da zenginleştiği, fakirin de daha da fakirleştiği günümüzde zamlarla yük yine fakirin sırtına binmekte. Sıkıntıların paylaşımı ancak adil bir sistemde toplumdan beklenebilir. Platform bileşenleri olarak acil talebimiz son zamanlarda gerçekleştirilen bu zam furyasına son verilerek halkın rahat bir nefes almasıdır.”

**

**

Platform açıklamasında çok doğru tespitler yapılmış. Hükümetin son zammı geri alarak kamuoyunun ve kendi cenahının tepkilerine olumlu yanıt vermelidir diye düşünüyorum.

Zamlardan söz edip de, maziye gitmemek olmaz. Küçüklüğümde duyduğum bir türkünün sözleri hala kulağımda. Bir aşık şöyle diyordu;

“Zam geliyor, zam geliyor,

Köylü kardaş zam geliyor.

Et kilosu kırka çıkmış,

Zam geliyor, zam geliyor.”

Çocukluğumda temel gıda maddelerine yapılan zamlar nedeniyle bir aşık bu sözlerle

tepkilerini dile getirmiş, kitleleri etkilemeye çalışmıştı.O zamanlar kitle iletişim araçları sınırlıydı. Günümüzdeki gibi teknoloji gelişmemişti. Teyp bantları ile herkes o parçayı dinliyordu.

Günümüzde herkes, her gelişmeden anında haberdar olabiliyor. Zamlara tepki çok yüksek düzeyde. Sayısız kişinin zamlara çok büyük tepki gösterdiklerini biliyorum.

Sonuç olarak şunu ifade edeyim; kitleler yoksulluk ve hatta açlıkla boğuşuyor. Durum böyle iken yüksek zamlar sosyal barışı tehdit eder diye düşünüyorum. Sosyal barış tehlikeye düşerse, toplumsal huzurumuz kalmaz. Ülkeyi idare edenlerin bu gerçeği görmeleri dileğimle