İnandığımız değerlere göre mübarek bir aydayız. Her ne kadar fırsatçılık yapan, bu ayın hürmetine saygısızlık yapanlar olsa bile, bu ayda insanlarımız daha çok sıla-i rahm yapıyorlar.

Yoksullar ve yardıma muhtaç aileler için ‘rahmet ve bereket’ ayı olarak bilinen Ramazan ayında binlerce mağdurun gözetildiğini biliyorum.

Bu mübarek ayda zekatlarını vermek isteyen duyarlı insanlarımızın olduğunu da gözlemliyorum.

Hala duyarlı ve varlıklı ailelerimizin olması, yoksulları gözetmeleri kentimiz adına çok olumlu gelişmedir.

Neden?

Çünkü yoksulluk ve yoksunluk toplumlar için en büyük felakettir…

Siyasal partilerin yoksulluk ve yoksunluk üzerinden toplumun duygularıyla nasıl oynadıklarını çocukluğumdan beri biliyor ve gözlemliyorum.

Ayrıntılara girmeye gerek yok. Yoksulların umuduyla oynayan ve istismarda bulunan partiler gerçeği toplumumuz tarafından çok iyi biliniyor…

Öte yandan yoksulların adi suçlara daha çok karıştıkları bilimsel bir gerçekliktir.

Yoksulluğu kullanıp, yanlış yollara sevk eden kötü niyetlilerin çok olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz.

Esrar, eroin vs alışverişleri genel olarak yoksul taban üzerinden yürütülüyor. Şer güçler dediğim kötü niyetliler hiç boş durmuyorlar…

Cezaevlerindekilerin ekseriyeti yoksullardan oluşuyor…

Bu arada belirteyim, yoksulların önemli bir kesimi onurludur ve varlıklı nicelerinden daha dürüsttür…

Ayaklarını yorganlarına göre uzatan, az ile kanaat eden yoksulları selamlıyorum…

Evet, bu kentte yoksulluk ve yoksunluk dikkat çekici bir durumdur. Maddi durumları çok iyi olan binlerce ailemiz ve en son model otomobillerin sokaklarında dolaştığı kentimiz gerçekliğine rağmen yoksulluk ve yoksunluk tablomuz değişmemektedir.

Değerli Okurlar, yardımlaşma ve dayanışmayı önemseyen varlıklı insanlarımızın olması sayesinde bu kentte sosyal patlamalar yaşanmıyor diyebilirim.

SEFALET TABLOLARI...

Kentin varoş semtlerini, kenar mahallelerini dolaştığımda tanık olduğum durumlar beni gerçekten dehşete düşürüyor.

Öyle sefalet tabloları var ki, Vallahi yazıya dökmekten acizim…

Bugüne kadar özellikle dar sokakları ile Karşıyaka, Petrol, Cudi, Petrolkent, Kısmet, Çarşı ve İluh vs. mahallelerinde yoğunlukla çok perişan aileleri gözlemliyordum. Özellikle Suriyeli yoksul ailelerin ikamet ettiği mahallelerde gerçekten dramlar yaşanıyor…

Ramazan ayının artık son günlerini yaşıyoruz. Şu günleri çok iyi değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum.

Varlıklı insanlarımız bayram akşamına kadar yoksulları gözeteceklerdir.

Zekat vermek isteyenlerin de bu son günlerde alanda olacaklarından şüphem yok. Hatta bunu zorunlu görenler var.

Yıllardır her zaman Ramazan ayında zekat dağıttıkları için mecburen bu ayda o ibadetlerini yerine getirmek zorunda olduklarını söyleyenler var.

“Ramazan ayının son gününe kadar zekatımızı dağıtmak zorundayız. Çünkü üzerinden yıl geçiyor” diyen duyarlı, inançlı insanlarımız gerçeğini hatırlatmak isterim.

Bu konudaki bakış açım farklıdır. Ramazan ayına hürmet gösterilmesi, bu ayda yoksulların daha çok gözetilmesi son derece olumlu bir gelişmedir. Bu gerçeğe inanıyorum.

Ancak zekatların illa Ramazan ayında dağıtılacağına dair bir Kur’ani Kerim hükmü yok. Ramazan ayını özellikle boş geçirmeyelim ama misal kış aylarında çalışamayan yığınla yoksullarımız gerçeğini de düşünelim. Zekatlarımızı kış aylarında dağıtmamızın dini açıdan bir sakıncası bulunmuyor diye düşünüyorum.

Evet, duyarlı ve hayırsever insanlarımız sorumluluk bilinciyle hareket ediyorlarsa, bundan sevinç duyarız. Ancak sadece hayırseverlerle yoksulluk ve yoksunlukla baş edebileceğimize inanmıyorum…

Devlet politikalarıyla yoksulluk ve yoksunlukla mücadele edilmelidir.

Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın çalışmalarını yakından takip eden biriyim. Binlerce aile gözetiliyor. Misal ‘Sosyal Market’ açıldı. Hayırlı bir çalışmadır.

Geçtiğimiz gün Sosyal Marketi ziyaret ettim. Vakıf Müdürümüz Sayın Beşir Arslan’la biraz sohbet ettim. Sosyal markette yoksullar için güzel bir planlama yapılmıştı. Giyim malzemelerinin seçimi ve alımı sürecini de izledim. Bunlar olumlu çalışmalar.

Ancak sadece tüketiciye hizmet etmekle yoksulluk ve yoksunlukla baş edilemez…

Kenar mahallelerde yaşama mücadelesi veren yığınlar, kentimize sığınmış muhacirler gerçeği var. Taşıma su ile değirmen çevirmek çare değildir…

Batman’ın yeni iş alanları, istihdama ihtiyacı var. Bunun için hamleler yapılmalıdır.

Hepimiz bazı gerçeklerin artık farkına varmalıyız. Kenar mahallelerde yaşanan dramlardan habersiz nicelerimiz var…

Bakıyorsunuz ki bazıları iftar yemekleri ile gündeme geliyor. Yerel basınımızın sayfalarında her gün iftar sofralarının görüntü ve haberleri yer alıyor…

İnanın o sofraları donatanlardan bazıları ve o sofralara oturan varlıklı nice insanlarımız kenar mahallelerdeki yoksulluktan habersizdirler. Yoksullukla ve yoksunlukla mücadele için hepimize, özellikle o varlıklı kişilere de görev düşüyor. Ama en önemli görev ülkeyi idare edenlere düşmektedir.

İl yöneticilerimizin, Politikacılarımızın, Milletvekillerimizin ve Bakanlarımızın acı gerçekleri görmeleri gerekiyor. Gidip o sefaleti yerinde gören yetkililer olmalıdır. İstediğimiz kadar dramı işleyelim. Onlar bunun farkında olmayacaklar. Çünkü alanı görmemişler. Herkesi alanı görmeye davet ediyorum. Gidip hangi yetim ve yoksul ailenin, hangi koşullarda yaşadıklarını görsünler diyorum.