Yıllar önce yoksul ve yardıma muhtaç insanlar medyada açıkça teşhir ediliyordu. Özel sektörü, hayırseverleri bir yana bırakın, devletin kurum ve kuruluşları da yoksulları teşhir etmekten çekinmiyordu.

Ayakkabı yardımlarında bile yetim ve öksüz çocuklar, çok perişan insanların fotoğrafları çekiliyor, görüntüleri yayımlanıyordu.

Bunun yanlışlığını her zaman eleştirenlerden oldum. Zira teşhir, insan haklarına aykırıydı.

Yoksul insanlarımızın rencide edilmesi söz konusuydu.

Sonra bu konularda açıklamalar yapıldı. Teşhir yasaklandı.

Mevcut hükümetin yoksulların teşhirine yönelik uygulamalarını takdirle karşıladık.

Son dönemde yeniden teşhire tanık oluyoruz.

Devlet tarafından yoksul ve yardıma muhtaç insanlara yapılan yardımları takdirle karşılarım. Ancak yoksulların fotoğraflarının çekilmesi, görsel olarak medyada teşhirine hayır diyorum…

Bakıyorum da milletin parasıyla yapılan harcamayla yoksullara dağıtılan yardımlarda vatandaşlar teşhir ediliyor.

Yoksul ve yardıma muhtaç insanlara gıda, giyim, ayni ve nakdi yardımlar mı yapılıyor, bunun görseline izin verilmemelidir…

Sosyal hukuk devletinde yoksullara devletin bütçesinden dağıtılan sosyal yardım malzemeleri kadar doğal bir şey olamaz. Bunu kamuoyuna duyurmanın ölçütü, giyim yardımını alanları teşhirden geçmez, geçmemelidir…

Ellerine birer ayakkabı kutusu veyahut birer giyim yardımı poşeti verilen yoksul insanlarımızın, kadın ve çocuklarımızın fotoğrafları basına servis edilemez, servis edilmemelidir…

Geçtiğimiz günlerde bir ilçe sosyal yardımlaşma kuruluşunun yetkilisi, bir engelliye verilen tekerlekli sandalye ile basına poz vermişti. Motorlu değil, sıradan basit bir tekerlekli sandalye yardımı yapmışsınız, o zaten göreviniz. Devlet bunun için size ödenek gösteriyor. Bunun teşhiri mi olur?

Geçtiğimiz ay sosyal medyada Suriyeli bir engelli için tekerlekli sandalye çağrısı yapmış, belediye ve Kızılay gibi bazı kuruluşlardan da gizlice yardım istemiştim.

Çağrım yanıtsız kaldı, sonra çok sayıda engellinin fotoğrafları basında yer aldı. Kendilerine dağıtılan tekerlekli sandalye ile gündeme gelen zor durumdaki engellilerimiz gerçeğine tanık oldum…

Engelli çocuklarını sırtlayarak gelen anneler gerçeğini gözlemlerken, bir yandan sevindim, bir yandan da hayli üzüldüm. Sevindim çünkü engellilerin gözetilmesi kadar hayırlı bir gelişme olamazdı…

Üzüldüm çünkü annelerin şimdiye kadar engelli çocuklarını sırtlamaları bizim ayıbımız ve eksikliğimizdi.

Ey büyüklerimiz, iyi niyetle bazı güzelliklere imza atarken, lütfen teşhire dikkat ediniz. Bir okulda yetim öğrencilere ayakkabı ve giyim yardımı yapılıyor diye, o öğrencilerin ruh dünyalarına duyarlı olalım. Lütfen duyarlı olalım, lütfen…

FAİZ, MERKEZ BANKASI, DOLAR, EURE VE ENFLASYON…

Uzun süredir faiz lobisine karşı çıkan Cumhurbaşkanımız gerçeğini biliyorsunuz. Merkez Bankası başta olmak üzere tüm bankaların faiz oranlarını düşürmesini isteyen Sayın Cumhurbaşkanının sert tepkisine rağmen Merkez Bankası’nın faiz oranlarını yükseltmesi gerçeğiyle karşılaştık.

Bu durum hepimizi yakından ilgilendiriyor. Çünkü faizler yükseltildikçe, dolar ve euro ile enflasyon da yükseliyor. Son AK Parti İl Başkanları Toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın sözlerini hatırlattıktan sonra, bir yazarın güzel tespitlerini de bilginize sunmak istiyorum. İşte o konuşma: “Faizler konusunda maalesef devletin bankaları dahi ciddi bir muhafazakarlık içindedir. Bu iş böyle yürümez, bunu çözeceğiz. Merkez Bankasının bağımsızlığı var müdahale etmeyin diyorlar. Müdahale etmediğimiz için faizler bu hale geliyor. Ekonomide de ciddi bir operasyonla karşı karşıyayız. Belli ki bir yerlerden Türkiye'nin dikkatinin dağıtılması için düğmeye basılmış. Üstesinden gelemeyeceğimiz bir yükle de hamdolsun karşı karşıya değiliz. Faizin sebep enflasyonun netice olduğu kanaatindeyim. Bu konuda beni anlamayanlar er veya geç anlayacaklar. Enflasyon, yok hıyarmış yok salataymış bunlardan kaynaklanan bir şey değil. Ana sebep faizdir, faiz. Bunu öğreneceksiniz. ABD'deki faiz oranları ortada. Japonya ortada. Avrupa ortada. Enflasyonların da orada ne olduğunu zaten görüyoruz. Bizdekilere bunu hala anlamadık. Faiz lobisine çalışıyorsunuz başka bir şey yok. Bu ülkede en çok kazanan hangi kurumlar, kimler? Banka sahipleri, finans sektörü. Onlar götürüyor parayı. Bu kadar yüksek ile kredi vermeye kalkarsan tabii ki yatırımlar bu ülkede yürümez. Hala bunu anlatamıyoruz. Bu konuda maalesef devletin bankaları dahi ciddi bir muhafazakarlık içindedir. Bu iş böyle yürümez, bunu çözeceğiz. Başbakan ile de konuştuk. 15 senedir bunda inat edilmiştir. Merkez Bankası ne diyor? Kaç kere revize ettiniz, söyledikleriniz hiçbiri tutmuyor ya, tutmaz. Merkez Bankalarının bağımsızlığı var müdahale etmeyiniz. E tamam. Müdahale etmediğimiz için bu hale geliyor.”

https://www.haberler.com/cumhurbaskani-ve-ak-parti-genel-baskani-erdogan-10250506-haberi/

Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanına katılıyorum. Pek çok konuda hükümeti ve Cumhurbaşkanını eleştirmekten çekinmeyen Milliyet Gazetesi Yazarı Sayın Mehmet Tezkan’ın geçen hafta içerisindeki yazısı çarpıcıydı. Sayın Tezkan’ın tespitleri, Sayın Cumhurbaşkanı ile örtüşüyor. İşte o yazı: “Merkez’in faiz oyunu elinde patladı. Ekonomi tarihine geçecek olay yaşandı.. Merkez Bankası dövizi (dolar, euro) tutmak için faizi artırdı.. Tam tersi oldu; dolar, euro aşağı ineceğine, yukarı çıktı.. Sormak lazım: Faiz oranı neden artırıldı? Beştepe ekibine göre, faiz artınca enflasyon da artıyor..

Dün gördük, faiz artırılınca artık doların da euro’nun da TL karşısında değeri artıyor.. Dolar ve euro’nun değeri artınca, enflasyon daha da artıyor.. Ne yapmak lazım?!..

Hem soru işareti hem ünlem koydum..

Ne yapmak lazım..

Merkez Bankası dünkü hamlesiyle çıkmaz yola girdi.. Korkak davrandı, Beştepe’nin tepkisinden çekindi, faizi artırıyormuş gibi yaptı.. Piyasa yemedi..

Hep söylüyorum.. Merkez Saray’ın dediğini yapsın.. Saray’ın kurmayları iddialı.. Merkez Bankası geç likidite faizini devreden çıkarsın (yüzde 12.75 oldu), politika faizini devreye soksun (yüzde 8), bakalım ne olacak?

Çünkü bu iş böyle gitmeyecek..

Deneyelim, görelim..”

Bu önemli tespite katılıyorum. Faiz, enflasyon hepimizi olumsuz etkiliyor. Artık yeter.