*Batman Çağdaş özel bayram sayısında Hasankeyf’in son durumunu okurlarıyla paylaşmıştı. Mağarada yaşayan Mehmet Tilki’den çocukluk yılları kalede geçen İbrahim Türkan’a dek tarihi ilçenin ‘dününü’ bilenlerin görüşlerine yer verdik.

*Hasankeyf’in yeni yerleşim biriminde 750’ye yakın konut yükseliyor. Önceleri bekarlara yer verilmediği gerekçesiyle tartışma konu olan Hasankeyf’te şimdi de 50’ye yakın konutun yapımı sürüyor. Raman dağı dibinde yükselen yeni yerleşim birimine bir de eski eserler taşınarak, tarihi hava estiriliyor yeni yerleşim biriminde.

HASANKEYF’İN BİLGESİ…
9 Çocuk babası İbrahim Türkan 65 yaşını geride bırakmış. Mağarada doğmuş. Çocukluğu ve gençliği Hasankeyf’in mağaralarında geçen Türkan anlatıyor;
“Dicle Nehri üzerinde beton köprü yoktu. 1969 yılıydı. Dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’dı. Köprü tamamlandıktan sonra açılışa katılmıştı. Çok büyük bir kalabalık yoktu ama Hasankeyflilerin tanınan simaları o açılıştaydı. Uzun yıllar kalede muhtarlık yapan merhum Cemil Ayhan, kaledeki tehlikelere dikkat çekiyordu. Her yıl 15 kişinin kayalıklardan düşerek hayatını kaybettiğini söylüyordu. Cumhurbaşkanı Sunay da o’nu pür dikkat dinliyordu. Eğer Hasankeyfliler üzerlerine düşeni yapsaydı, çoktan kalenin boşaltılacağını anlatıyordu Cevdet Sunay. Köprü açılışını yaptıktan sonra bir yıl geçmeden herkes kaleden indi. 245 kişiye ev yapılınca, Hasankeyfliler kaleden inmek zorunda kalmıştı…”

Bir de Hasankeyf’in köprüsü yapıldığı sırada ortaya çıkan altın hikayesini de yine İbrahim Türkan’dan dinliyoruz:

“Eski Öğretmen evi binası bitişiğindeki hafriyatı kepçe operatörü kaldırdığı sırada altın ve gümüşlerin bir bölümü yola dökülmüştü. Herkes ‘altın var’ diye koşuşturmuştu. İlçe sakinlerinin bir bölümü altınları toplamıştı ama dönemin ilçe jandarma komutanı adını hatırlayamadığı bir rütbeli ile aslen Midyatlı Süryani olan bir dişçi ile bir araya geldi. Etrafa saçılan altın ve gümüşleri toplayıp ortalıktan kayboldu. Kimileri o Süryani dişçinin, İstanbul’da bir iş hanı aldığını da söyledi. Bir daha da kimse o dişçinin izini bulamadı…”

Mağaraların başkenti Hasankeyf kalesinde bir dönemler ‘Helenistik’ döneminin mağaralarının ne kadar değerli olduğunu da anlatan İbrahim Türkan, tarihi ilçenin son halini özetler gibiydi; “Biz de kaleden aşağı indik. Ömrümüzün büyük bölümü sonradan yapılan TOKİ konutlarında geçti. Şimdi de yeni yerleşim birimine geçeceğiz ama Hasankeyf’in tarih gölgesindeki yeri bir başka güzeldi. Çünkü örf-adetlerimiz bir başkaydı. O yılların geleneğini belki de yeni yerleşim biriminde görmeyeceğiz...”

MAĞARASINDAN KOPMUYOR
64 yaşındaki Mehmet Tilki’nin ailesi Adana-Ceyhan’da yaşıyor ama o sıcak yaz mevsiminde 6 ay süreyle Hasankeyf’teki mağarasında yaşamını sürdürüyor.

3 Katlı mağarasında mutlu olan Mehmet Tilki anlatıyor;
“Burada çok mutluyum, çünkü modern konutlarda bulamadığım her şey var. Televizyonum, buzdolabım, radyom ve çamaşır makinem mağarada kurulu. Elektrik ve suyun olduğu mağarama, keşke ‘yapı ruhsatı’ alsaydım. İmar barışı için ben de başvurdum. Sonuç alamadım. Mağaranın önünde bir yapı olsaydı şimdi ben de bu tarihi mağaranın ruhsatını alacaktım. Fırsatı kaçırdım ama varsın olsun, çünkü burası su altında kalmayacak. Belki de barajın kıyı bölgesi olacak. Yaşadığım sürece bu mağaramdan kopmayacağım…”

3 Katlı mağarasında keklikten güvercine hindiden tavşana kadar çeşitli kümes hayvanlarını besleyen Mehmet Tilki, yazın serin kışın da sıcacık mağarasında her dini bayramı geçirmek için Adana’dan Hasankeyf’in yolunu tutuyor.

‘Burada atalarımın izi var’ diyen Tilki şöyle devam ediyor;
“Benim gardırop alacağım 3-5 kuruşum da var ama eski askılıkları, eşyaların bırakıldığı yeri hiç bozmadım. Geçmişte mağarada yaşam nasılsa bugün de aynısını burada sürdürüyorum. Bakın, yıllar önce buraya kayalıkların oyuklarından nasıl su getirmişler. Ben geçmişi yaşatmak için buradayım. Birçok kişi nasıl mağarada kaldığımı konuşuyor. Oysa ben bu mağarada mutluyum. Mağarama yakın evlerde oturanlar her bayram ziyaretime gelir şeker, hurma alır ve zemzem suyunu içer, gider. İşte bu nedenle ben kolay kolay ne Hasankeyf’ten ne de mağaramdan kopmak istemem…”

RAMAN DİBİNDEKİ HASANKEYF
Raman Dağı eteğine komşu olan Hasankeyf’in yeni yerleşim biriminde nereden bakarsanız bakın, 750’ye yakın yeni konut var.

İçinde 50 yatak kapasiteli Devlet Hastanesi binası, eğitim yuvaları, Kültür parkı, Turizm Otelcilik Okulu ve yeşil alanlar var.

Yeni yerleşim birimi yılsonuna kadar tamamlanacak gibi.

Konut yapımını üstlenen firmalar bayramda bile harıl harıl çalışıyor.

Yeni Hasankeyf yerleşim birimi artık ilçe sakinlerini ağırlamaya hazır.

Yeni yerleşim birimin en ücra köşesine yeni mezarlık yapılmış.

Mezarlığın büyük bölümünü İmam Abdullah Zaviyesi çevresindeki eski mezarlıklar oluşturuyor.

Üzerleri numaralandırılan mezarlar, yakın döneme ait değil. Nereden bakarsanız bakın, o mezarların çoğunluğu 300-400 yıl öncesine ait.

Hasankeyfliler yeni yerleşim biriminin bitmesini dört gözle bekliyor. Çünkü eski yerleşim birimi şantiye gibi.

Hasankeyf’in tarihi eserlerinin bir bölümü de artık hızla Raman eteğindeki Hasankeyf’e taşınıyor.

Kısacası, yıllardır tarihle iç içe yaşayan Hasankeyflilere yeni yerleşim birimine uyum sağlamak hiç kolay olmayacak... Konutlar bitsin de bakalım Hasankeyfliler yeni yerleşim birimi için ne diyecek?