Dünden devam

Değerli Okurlar, dünkü yazımda zemin çöküntüleri üzerinde durmuştum. Zemin çöküntülerine ve kentin zemin durumuna dikkat çekmemin nedeni olası bir depremdi…

Biliyorsunuz ki yıllardır değişik vesilelerle bu duruma dikkat çekip dururum.

Van depreminden sonra olduğu gibi, yöremizdeki başka yer sarsıntıları sonrasında da kenti yönetenleri duyarlılığa davet ederim.

Tam da bu meseleyi gündeme taşımışken, biliyorsunuz İstanbul’da orta büyüklükte bir deprem yaşandı.

Şu yazıyı bilgisayar başında yazdığımda İstanbul sakinleri sokaklarda yatıyordu…

Yıllar önce Esentepe’de yol yapım çalışmaları sırasında ortaya çıkan bir çukur günlerce yerel basında gündem olmuştu.

Bilim insanları ile çukur başında ropörtajlar yapmıştım.

Dönemin Batman üniversitesi Jeoloji Mühendisleri, en ünlü Profesör ve doçentleri 280 metre derinlikteki bir çukurdan söz etmişlerdi. Bunu en gelişmiş bilimsel aletlere göre ifade ettiklerini açıklamışlardı…

**

**

DEPREM RİSKİNİ DÜŞÜNEN YOK…

İstanbul’da yaşanan deprem bizi daha da düşündürmelidir. Bu vesile ile yeniden uyarmak istiyorum.

Bu kentte ciddi zemin çöküntüleri yaşandı, kimse dikkate almadı. Esentepe arkasındaki çöküntülerin üzeri kapatıldı.

Sayısız bilim insanının altına imza attığı belgeler yok sayıldı…

Bakınız yedi yıl önce sorunu gündeme taşırken, hangi bilgileri Batman kamuoyunun bilgisine sunmuşum: Hatırlayınız geçen yıl Ekim ayında Batman’ın Esentepe mevkiinde bir çukur ortaya çıkmıştı. Esentepe’deki yeşil dokuya zarar verilerek yapılan yol çalışmaları sırasında ortaya çıkan çukuru inceleyen bazı bilim insanları, ilk tespitlerinde bunun kırık bir fay hattı olduğunu, derinliğinin ise 300 metre civarında bulunduğunu söyleyecekti. Daha sonra Batman Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim elemanlarından Prof. Dr. Yaşar Eren, Doç. Dr. M. Tahir Nalbantçılar, Yrd. Doç. Dr. Turgay Beyaz, Yrd. Doç. Dr. Salih Dinç.Yrd. Doç. Dr. Murat Ünal, Jeoloji Yüksek Mühendisi Şükrü Aslan ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Süleyman Polat’ın altına imza attıkları rapor yayımlanacaktı. Ön raporun özetini de hatırlatayım: “3 m derinliğinde çukur 4x2 m ebatlarında bir elips şeklini alır. 8 m derinliğinde ise en geniş yeri 3 m, uzunluğu ise 6m olan bir dikdörtgen şekil almaktadır. Bu derinlikte kuzeybatı ucunda kuzeybatıya doğru uzanan bir galeri gözlenir. Bu kesimden 17 m derinliğe kadar çukurun genişliği daralmakta olup 1,5 m’ye inmekte ve uzunluğu 6 m’yi bulmaktadır. 30 m derinliğe kadar ebatları daralan çukurun daha derinlerdeki gidişi görülmemektedir. Çukurun derinliğinin belirlenmesi için lazermetre ve seviye ölçer kullanılmıştır. 9 Ekim’deki incelemelerde 150 m hassasiyetli lazermetre ile 87 m, 117 m derinlikler ölçülmüş bazı noktalarda ise cihaz ölçüm alamamıştır. 300 m’lik seviye ölçer ile iki kez yapılan ölçümlerde tabana inilememiştir. 18 Ekim de ise 200 m hassasiyetli lazermetre kullanılmış, sırasıyla 170, 200,5 ve hata işaretli 260 m derinlikleri ölçülmüştür. Mevcut çukurun jeolojik özellikleri ise aşağıdaki şekilde özetlenebilir. Yüzeyden 3 m derinliğe kadar bol karbonat mercekleri içeren kırmızı kahve renkli çakıllı-kumlu çakıllar yer alır. Bu gevşek çökellerin altında tabakalı çamur ve kumtaşı ardalanması yer alır. Bunlar içinde de karbonat-kaliş mercekleri gözlenmektedir. Daha derinlerdeki kayaçlar ise doğrudan gözlenememiştir.”Bu rapordan sonra sorunu Batman Kent Konseyi’nin gündemine taşımıştım. Orada Prof. Dr. Yaşar Eren ve Doç. Dr. M. Tahir Nalbantçılar, kurul üyelerine sunum yaparak, kentin zemin etüdünün yapılmasının önemi üzerinde duracaklardı…

Sözünü ettiğim çukur gündemdeki yerini korurken, önce Maden Teknik Araştırma (MTA)heyeti Batman’a gelip çukurda incelemelerde bulundu. Çukurun 300 değil, 35 metre derinliğinin olduğunu ve fay hattı olmadığını açıklayan MTA, kafaları karıştıracaktı…

Van depreminin yaşanması nedeniyle toprak katmanlarının tekrar yakınlaşıp, 300 metre tespit edilen göçüğün 35 metreye düşmüş olabileceği görüşü bilim insanlarınca da dile getirildi. Daha sonra ise Ankara Afet Acil Durum Yönetim Başkanlığı Deprem Dairesi'nden gelen 4 kişilik uzman ekip çukurda incelemelerde bulunmuştu. O heyetin incelemesi ile ilgili Arif Arslan imzasıyla yaygın medyada yer alan haberin bir spotunu hatırlatmak istiyorum: “Deprem uzmanları 300 metrelik çukur içerisinde geniş kapsamlı araştırma ve inceleme yaptıklarını belirterek, ‘Jeor radarla çukur civarındaki tüm bölgede ölçümler yaptık. 300 metreyi bulan çukurdaki çöküntünün neden kaynaklandığı konusunda MTA ve TPAO'nun sismik araştırma ekibinden de destek isteyeceğiz. Şu anda çok da ciddi bir durum söz konusu değil. Bölgeden fay hattı geçiyor şeklindeki değerlendirme yapmak doğru olmaz, ancak araştırmalar tamamlanmayana kadar çukur ile ilgili net bir şey söylemek doğru olmaz’ dedi.”

Esentepe’deki zemin çöküntüsünü Batman Kent Konseyi’ne taşımıştım. Sonrasında yine ciddi çöküntü yaşandı. Kamyonlar dolusu malzeme ile çukurlar kapatıldı…

Batman’ın sayısız semtinde yaşanan ciddi zemin çöküntüleri, kentimizin jeolojik geleceği açısından ciddi uyarılar anlamına geliyor. Bu kentte zemin çöküntüleri ile ilgili Çalıştay bile düzenlendi. Ancak Çalıştay’ın ‘Sonuç Raporu’ sadece arşive kaldırıldı…

Batman Üniversitesi’nde ‘Batman’ın Jeolojik Sorunları ve Çözüm Önerileri Çalıştayı’ gerçekleştirilmişti. ‘Batman risk altında’ başlığıyla yaptığım uyarıyı herkes arşivimden rahatlıkla okuyabilir.

Jeolojik sorunlar bu kentin geleceğini ve hepimizi ilgilendiriyor. Allah korusun, Batman yakınlarında, örneğin Kozluk veya Sason kırsalından geçen bir fay hattında 7 şiddetinde bir deprem yaşansa, belki de bu kent dümdüz olacak!.. Ne yazık ki tehlikenin farkında değiliz. Başka kentlerde yaşanan depremleri izlerken, ‘Batman 2. derece deprem kuşağındadır, bir şey olmaz’ diyerek kendimizi teselli ediyoruz.

Oysa ki durum bildiğiniz gibi değil. O Çalıştay’da çok net şekilde anladım ki bu kent ikinci derece deprem kuşağında olsa bile, zemini nedeniyle büyük risk altındadır. Jeoloji’nin alanına depremler, fay hatları, kırıklar, çukurlar, çöküntüler, obruklar, yeraltındaki su hareketleri ve daha sayamayacağım sayısız konu giriyor.

Saydığım bütün hususlar Batman’da mevcut…

Batman’ın zeminin alüvyon tabakası nedeniyle ne kadar kötü olduğunu bilim insanları açıklarken ürpermiştim…

Bakalım bu yazım ilgilileri etkileyecek mi?

İlgililer, yetkililer ve de etkililer ya beni tekzip etsinler, yazdıklarımın yalan olduğunu söylesinler, ya da önlemler için harekete geçsinler...