Dünden devam

Değerli Okurlar, Batman şehir şebekesi içme suyu boru hatlarının bir kısmının kanserojen etkileri olan asbestli borulardan oluştuğu gerçeğini bile bile sanki hiçbir önemli sorun yokmuş gibi duyarsız kalamam. Bu sorun öyle ötelenecek bir sorun değildir.

Şehir içme suyu şebekemizin bir kısım borularının asbestli olması, 70-80’li yılların alt yapı yatırımı olduğundan mevcut Kayyumlu belediye yönetimini suçlamıyorum. Ayrıca önceki tüm yönetimleri de suçlayamam, çünkü borular 90’lı yıllardan önce döşenmiş.

Ayrıca yıllar önce belgeleriyle ortaya koymuştum; asbestli su boruları sadece Batman’da kullanılmıyordu. Bir dönemin İller Bankası Genel Müdürü, Türkiye’ki kentlerin yarısının asbestli su borusu kullandığını açıklamıştı.

Mevcut yönetim dahil, tüm belediye yönetimlerine yönelik eleştirilerim elbette ki vardır. Boruları döşedikleri için değil, asbestli boruları değiştirme konusunda gereken çabayı göstermedikleri için eleştiriyorum…

Türkiye’deki kentlerin çoğu asbestli su borularını değiştirmiştir. Batman’da da şebekenin bir kısmı değiştirilmiş. Ancak hala net olarak kaç kilometrelik şebekenin asbestli borulardan oluştuğunu bilmesem de, edindiğim ve teyit ettiğim bilgilere göre önemli oranda kanserojen borular değiştirilmeyi bekliyor…

Belediye yönetimleri bu gerçeği kamuoyundan gizlemeden, halkın, STK’ların ve basının da desteğini isteyerek bu boruları değiştirmelidir. Bir yol haritası çıkarılıp, bu tehlikeyi bertaraf etmelidirler.

Bazıları asbestli maddelerin kanser yapmadığını ileri sürmüştür. Geri zekalı bir İller Bankası Genel Müdürü de geçmiş zamanda böyle bir iddiayı dillendirebilmişti.

ASBEST, KANSER İLİŞKİSİ…

Daha önce de kamuoyuna arz ettiğim belgeleri sunmak ve tehlikenin boyutları hakkındaki bilgimizi tazelemek istiyorum: “’Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı (IARC), her yıl dünyada kanser yapıcı maddeleri düzenli olarak özelliklerine göre gruplara ayırmaktadır. Ajansın kanserojen maddeler listesinde asbest maddesi, ‘kesin kanserojen’ tanımlanması ile 1. grupta sınıflandırılmıştır.’

‘Çevre ve Orman Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü, asbesti tamamen yasaklayan yönetmelik değişikliğini Başbakanlığa göndermiş bulunuyor. Böylece daha önce kısmen yasaklanan asbest kullanımı tamamen yasaklı hale geliyor. Yeni uygulama ile Avrupa Birliği ile de tam uyum sağlanacak. Yönetmelik değişikliğiyle, 31 Aralık 2010 tarihinden itibaren tüm asbest türlerinin çıkarılması, herhangi bir ürün üretiminde kullanılması, asbest içeren tüm ürünlerin piyasaya arzı yasaklanacak.’”

Dönemin İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mesut Parlak, asbestli su borularına karşı çıkan bir bilim insanıydı. Basında yer alan konuyla ilgili haberi birlikte okuyalım: “Malatyalı olan ve ailesi halen kentte yaşayan Parlak, içme suyu şebekesinde asbestli boruların kullanılmaması için direndiğini, ancak kimsenin kendisini dinlemediğini söyledi. Kanserojen etkisi olan asbestin ishal vakalarıyla ilgisi bulunmadığını, ancak boruların döşendiği 1990'lı yıllardan bugüne kadar geçen süre dikkate alındığında kansere yakalanma riskinin çok arttığını öne süren Parlak, ‘Bu, yıllar sonra ortaya çıkar' dedim. Ama o dönemin yöneticileri dinlemediler. Şebekeleri araştırdım, nerelerde kullanıldığını belirledim ve kendilerini bilgilendirdim, dinleyen olmadı’ dedi.”

Bu belgeler geçmişe ait. Bu kentte yaşamlarını sürdüren herkesin sağlığı için çabalayan ve mensubu olmaktan gurur duyduğum Batman Çevre Gönüllüleri Derneği, uzun yıllar önce ‘Asbest’ ile mücadele için önemli çalışmalara imza atmıştı. Dönemin Valiliği nezdindeki girişimlerimiz sonucu asbestlle ilgili olumlu gelişmeler yaşanmıştı. Arşivimdeki basın açıklamamızı da bu vesile ile kamuoyunun takdirine sunmak istiyorum: “Kentteki kamu kurum ve kuruluşlarının gölgelik oluşturma, inşaat sektöründe, ısı ve ses izolasyonunda veya yağmurdan korunmaya yönelik olarak kullanılan kanserojen Asbest madde içeren elyaflı çatılar (atermit, eternit vs), halk sağlığını tehdit etmektedir. Söz konusu asbestli maddelerin aşınarak rüzgarlı havalarda toz zerrecikleri olarak canlılar tarafından solunması halinde akciğer kanserine neden olacağı bilinmektedir. Derneğimizin, asbestli maddelerin sökülüp bertaraf edilmesi için Valilik Makamına yaptığı yazılı başvurusu dikkate alınmış ve duyarlılık gösterilmiştir. Vali adına Vali Yardımcımız Sayın Osman Varol imzasıyla kentteki tüm kamu kurum ve kuruluşlarına aşağıdaki yazı yazılmıştır:’Asbestli malzemeler; 14.03.2005 tarih ve 25755 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği kapsamında değerlendirilmekte olup, insan sağlığına önemli zararlar veren ve son derece kanserojen bir maddedir. Asbest içeren yalıtım malzemeleri ve Asbest içeren inşaat malzemeleri; inşaat sektöründe, ısı ve ses izolasyonunda yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Kurumunuza ait yapılarda bahse konu asbestli malzemelerin bulunması halinde yukarıda adı geçen yönetmeliğe göre usulüne uygun olarak malzemenin sökülerek yerine asbestli olmayan malzemelerin monte edilmesi hususunda, bilgilerinizi ve gereğini rica ederim.’ Batman Çevre Gönüllüleri Derneği olarak; Valilik Makamının göstermiş olduğu hassasiyetin tüm kamu kurum ve kuruluşlarca da gösterilmesi ve yukarıdaki yazının gereğinin yapılarak asbestli maddelerin bertaraf edilmesini bekliyor, tüm vatandaşların, asbestin tehlikelerinden haberdar olmasını, bu konuda kamuoyu oluşturulmasını diliyoruz. Sorunlara duyarlılığımız sürecektir.”

Görüldüğü gibi çok uzun yıllar önce bu meselenin üzerine gitmişiz. Milli Eğitim Müdürlüğü, tüm okulların, Müftülük ise tüm camilerin asbestli elyaflı çatılar, atermit, eternit vs malzemelerini sökmüştür. Ne yazık ki benden başka hiçbir meslektaşım asbestli su borularını gündemlerine almamıştır. Halbuki sorunu Batman Küçük Millet Meclisi ile Batman Kent Konseyi’ne de taşımıştım. Ne yazık ki asbestli içme suyu borularımız hala kullanımdadır. Bunun değişimi için bu yazım bir çağrı metnidir.

İvedilikle asbestli su borularının envanterinin çıkarılmasını öneriyorum. Kaç kilometrelik şebeke asbestli, bunun tespit edilmesi lazım. Ondan sonra belediye yönetimine tam destek için elimizden geleni yapmalıyız.

Mevcut belediye yönetimi bu önemli hizmeti gerçekleştirecek olursa, hayır duaları bir yana bırakın, takdir toplayacaktır. Duyarlılığım inşallah sürecek ve yıllar önceki konumla ilgili yazımdan bir paragrafla bitireyim:

‘Bu yazıma mutlaka duyarlılık bekliyorum. Özellikle halk sağlığından kanunen ve vicdanen mesul olan Valilik, Belediye, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Hıfzıssıhha, Batman Sağlık Meclisi vs gibi kurum ve kuruluşlardan duyarlılık bekliyorum. Ya hala değiştirilmemiş 150 kilometrelik asbestli şehir içme suyu şebeke boruları konusundaki hassasiyetimin yanlış olduğunu açıklayarak yanlış yolda olduğumu söylesinler, ya da beni desteklesinler. Artık aynı konuda sayısız kez uyarı yazısı yazmaktan ciddi şekilde rahatsız olmaya başladım bilesiniz…’