*1970'li yıllarda Batman’ın çekirdeğini Cumhuriyet Meydanı ve çevresindeki dar sokaklar oluştururdu. O dönemler, petrol kentinin ‘değişim’ yıllarıydı. Nüfusu 40 ila 50 bin arasındaki bir dönemlerin ‘Doğu’nun Paris’i denilen ve de işsizi olmayan ‘Petrol Kenti’nin gelenek ve görenekleri farklıydı…

*Adını ‘kara altın’dan alan şehirdeki o güçlü petrol sektörleri geçen sürede küçüldükçe küçüldü. O eski petrolcülerin temelini attığı petrol kasabası da geride kaldı artık. Önceki gün Batman Rafinerisi işçilerini de kapsayan toplu sözleşmede hayal kırıklığına uğrayan rafineri çalışanları tepkiliydi: “Ülkenin ilk rafinerisi Batman'da ama maalesef bu rafineri diğer rafinerilerinin gerisinde kaldı. Toplu sözleşmedeki ücret artışı da komik…”

ESKİ MERKEZ KARAKOLU SOKAĞI
İşte Batman'ın çekirdeğini oluşturan Cumhuriyet Meydanı’na komşu Emniyet merkez karakolunun hemen arkası.

O dar sokaktan kimler geldi, kimler geçti.

Bir zamanlar petrol kentinin ‘Kabadayısı’ olarak bilinen ‘Gırgo Ahmet'in mekanı Siirt Petrol kıraathanesiydi. O mekana belli simalar konuk olurdu. Her önüne gelen kahveye giremezdi.

O sokakta hafta sonları kendini sevenler bir araya gelirdi. Kahve işletmecisi Mesut Kaya'nın demli çayı içenler o küçük petrol kabasında 24 saatte ne olur, ne biter öğrenirdi. Çünkü, dibinde merkez karakolu vardı.

1970'lerin başıydı… Hem futbol camiası hem de liseli gençlerin uğrak yeri Petrol kıraathanesinde iskambil oyunu gençlerin tutkusuydu.

Alın size 49 yıl öncesinin siyah-beyaz karesi…
Siirt Petrol Kıraathanesinin önünde eski kürsülere oturan gençler kahve önünde dinleniyor. Batman Petrolspor'un eski futbolcularından Burhan Kaynak, Siirtli Arif, Yaşar Sessiz ve kentin eski simalarından Mehmet Atayan, bir arada görülüyor. Kaynak ile Atayan iskambil oyununda. Onları izleyen bir ayakkabı boyacısı da petrol kentinin eski sokağının kaldırımda ter döküyor.

Yıllar ne de çabuk geçiyor.

O sokağın dili olsa da Kabadayı ‘Gırgo Ahmet'in o güzergahtan geçişi sırasında bazı esnafların nasıl saklandıklarının halini bir anlatsa.

49 Yıl öncesinde o sokaktaki esnafların çoğu şimdi aramızda yok.

GÜVEN MATBAASI O SOKAKTAYDI
Merhum Abbas Koyuncu’nun sahipliğini yaptığı Güven Matbaası da ‘Siirt Petrol Kıraathanesi’ bitişiğindeydi.

70'li yıllarda gençliğimiz o sokakta geçti. Sabahları ortaokula giderdik, öğle sonraları da karanlık düşene dek o matbaada çalışırdık ağabeyim merhum Enver Arslan ile…

Güven Matbaasının fedakar çalışanlarının başında ağabeyim merhum Enver Arslan gelirdi.

Matbaa sahibi merhum Koyuncu, TPAO'da çalışırdı. Genelde matbaa ağabeyim merhum Arslan’dan sorulurdu.

Bir de matbaanın çalışanlarından Faruk Erten ve Veysi Uzunboylu vardı.

O emekçiler el dizgisiyle hazırladıkları matbu evrakların kalıplarını yapmak için parmakları boya içinde kalırlardı. Bazen matbaa boyası çalışanların yüzünü siyahlaştırırdı.

70'li Yıllarda ofset ve bilgisayar yoktu.

Her şey el dizgisiyle hazırlanırdı.

Merkez Karakolu’nun arka sokağında genelde ‘Siirt’ kökenli esnaflar vardı.

Siirtli Gırgo Ahmet kahvesi, Siirtli kasap İdris Erden, Güven Matbaası sahibi merhum Abbas Koyuncu, İkiz Tito sahibi Mehmet Usta, Petrol Ofisi bayii Aydın Sarı ve adlarını anımsayamadığım bir grup Siirtli esnaf hemşerilerimiz o sokağa ayrı bir renk katmışlardı. Tıpkı küçük Siirt gibiydi.

Şimdiki Altınbaşak Oteli ‘Kent Oteli’ idi.

Otelin zemin katı ise taksi işletmecilerine aitti.

70 ve 80'li yıllarda faytonların yerini alan taksilerle yolculuk yapmak bir ayrıcalıktı.

O dönem Batman'ın sokakları çamurdan geçilmezdi. Taksiler de her sokağa girmezdi.

Hiç unutmuyorum; 1978 yılında Hasankeyf’te ‘Nehir’ filmini çevirmek için Kent Oteli’nde konaklayan sanatçılar Tarık Akan, Müjde Ar ve İhsan Gedik’i görmek için yüzlerce kişi Cumhuriyet caddesine akın etmişti.

Batmanlılar, ünlü sanatçıları görmek için ‘Kent Otel’i etrafında gün boyu nöbet tutmuşlardı.

Tarık Akan ve Müjde Arı görmeye gelenler, otelin hemen karşısındaki DDY'nin Petrol-İş Sendikası binasına giden üst geçit köprüsünde gün boyu beklemişlerdi.

Bir de meydandaki Merkez Karakolu’na komşu olan şehirlerarası otobüs firmalarının, merkez yazıhaneleri vardı. Siirt Petrol, Oto Şark ve Kamil Koç gibi şehirlerarası otobüs firmaları, İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlere seferleri vardı. O eski firmalarla yolculuk günlerce anlatılırdı.

Petrol şehri o kadar hızlı değişti ki; eski kareler Batman’ın dününü her şeyiyle özetliyor bize.

GİYİM TARZI BÖYLEYDİ
1935, 1940 ve 1950’li yıllarda Batman ve yöresinin giyim tarzı su altında kalan ‘Elmedina’ ve ‘Beşiri’ ilçesinde oturanların giyim tarzını benimserdi.

Eskilerin deyimi ile ‘Derpı u Kiras’ bayanlarındı. Şalu-Şepik ise erkeklere aitti.

Erkekler bir de başlarına ‘Kolos’ diye serpuş takarlardı.

Batman'ın 60-70 yıl öncesinde giyim tarzı buydu.

Aradan yıllar geçti, o giyim tarzı da tarihe karıştı.

Fakat Şırnak ile Mardin gibi iller, yüzyıllar öncesinin giyim tarzını günümüzde de sürdürüyor.

Oysa Batman Halk Eğitim Merkezi, folklor yarışmalarında Batman’a has giyim tarzını folklor ekibini yansıtarak yarışmalara katılmalı.

Mardin'den bir parça, Şırnak'tan da bir parça alırsanız; haliyle yarışmalardan elenirsiniz.

Batman, kendine has giyim tarzına dönüp kimliğini bulmalıdır…

************

RAFİNERİ İŞÇİLERİ KIRGIN

Yaklaşık 7 aydır toplu sözleşme görüşmelerinin sürdüğü ve Batman Rafinerisinin de aralarında bulunduğu 4 Rafineride önceki gün sözleşme sonuçlandı.

Yüksek Hakem Kurulu’nun toplu sözleşmeyi neticelendirdiği Batman Rafinerisi’nde 420 işçi hayal kırıklığına uğradı.

Sendikacıların aylardır sürdürdüğü eylem bitti ama çalışanlar tek kelimeyle sözleşme şokunda.

Sözleşme sürecinde çalışanlara % 11 ücret teklif eden Koç Holdingin, sözleşmeyi % 6 ücretle bağlaması işçiyi hayal kırıklığına uğrattı.

Petrol-İş Sendikası yöneticileri hukuken sözleşmenin sonuçlandığın söylüyor ama artık Rafineri’de işverenle eski sıcaklığın olmayacağının altını çiziyorlar: “Yüksek Hakem Kurulu’nda yer alan Özgür Akkol, Türkiye İşverenler Sendikası Konfederasyonu’nun da Başkanıdır. O da Yüksek Hakem Komisyonundaydı. Maalesef elle tutulur bir yanı olmayan bir sözleşme oldu. Bundan böyle diğer şubeler ile ortak hareket edeceğiz. Kazanılmış haklarımız bile elimizden alındı…”

Sendikacılar sözleşme sonrası kırgındı.

Ne diyeceklerini bilemiyorlardı; “Türkiye'nin ilk rafinerisi Batman'da kuruldu maalesef bu rafinerinin ne kadar geride kaldığı bilmeyen yok. Düşünün eski haklarımız da elimizden gitti. Günlerdir eylemler sürdürdük, gelinen nokta bu olmamalıydı…”

Kısacası; Batman’ı eski karelerden görünce hüzünleniyoruz.

O eski günleri özlemle anıyoruz.