Yeni Zelanda, dünyanın öteki ucunda, Güney Büyük Okyanus'taki bir adalar ülkesi.

Yeni Zelanda, bugüne kadar dünyanın en güvenli ülkelerinden biri olarak biliniyordu.

Avustralya kıtasının yanı başında, nüfusu 5 milyon olan bu ülkeyi tanımak istediğinizde karşınıza şu bilgiler hemen çıkar: "Yeni Zelanda; görenleri büyüleyen doğal güzellikleri, kar kaplı dağları, bir masal diyarını anımsatan manzaralarıyla dünyanın seyahat edilecek en iyi ülkelerinden biridir.

Dünyaca bilinen Yüzüklerin Efendisi serisi Yeni Zelanda’da çekilmiştir.

Hobbit köyü Shire da turistler tarafından oldukça ilgi görmektedir.

Yeni Zelanda’da insan nüfusundan 7 kat fazla koyun, 3 kat fazla inek vardır.

Yeni Zelanda'da 5 milyon kişiye, 2,5 milyon araç düşmektedir.

Avustralya'dan sonra dünyanın en büyük 2. yün üreticisi, en büyük 5 süt üreticisi ülkesidir."

Hakkında bilgiler sunduğum Yeni Zelanda, maalesef acı bir terör saldırısıyla dünya gündemine taşındı...

**

**

Bir Cuma günü, Christchurch kentinde ibadet için iki camide toplanan Müslümanların üzerine ateş açılan Yeni Zelanda gerçeğini duymuş olmalısınız.

Bir alçağın silahından çıkan kurşunlarla 49 Müslüman hayatını kaybetti, 40'ı aşkın ise yaralı var...

Öncelikle bu barbar saldırıyı lanetliyor, katledilen Müslümanlara Cenabı Allah'tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum.

Bu alçakça ve barbarca saldırıyı değerlendirmeden geçmek istemiyorum. Gerçekten de çok alçakça bir saldırı gerçeği söz konusudur.

Verilen bilgilere göre sadece bir kişinin silahlarından çıkan kurşunlarla bu kadar kayıp verilmiş ve saldırgan cani, canlı yayınla olayı görüntülemiştir.

Saldırgan teröristin Hıristiyanlık adına başvurduğu barbarlık, dünya genelinde gerilime ve tepkilere neden olmuştur.

Bu bir terörist eylemdir ancak bunun Hıristiyanlara mal edilmesi akıl sahibi gerçek Müslümanların kabul edebileceği bir şey değildir...

**

**

5 SİYASİ PARTİDEN ORTAK AÇIKLAMA...

Yerel seçim için alabildiğince kirli propagandanın yürütüldüğü bir zaman diliminden geçtiğimiz malumunuzdur.

Çok kirli tarafgir siyaset nedeniyle ülkemizde gerilimin tırmandığı da bilinen bir gerçekliktir...

Tam da böylesi bir süreçte Yeni Zelanda'daki terör saldırısı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde grubu bulunan 5 siyasi partiyi(Ak Parti, CHP, HDP, MHP ve İyi Parti) bir araya getirdi...

Konumuzla ilgili yaygın medyada yer alan haberin özetine bakalım; "TBMM Başkanı Mustafa Şentop, AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı, TBMM Başkanvekili Levent Gök, CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, HDP Grup Başkanvekili Ayhan Bilgen, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay ve İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan imzasıyla ortak bildiri yayımlandı. Bildiride, 'Bizler TBMM Başkanı Şentop'un çağrısıyla bir araya gelen AK Parti, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti temsilcileri olarak Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrinde bugün, cuma namazı sırasında ibadet etmekte olan cemaate yönelik olarak gerçekleştirilen ve en az 49 kişinin hayatını kaybetmesine yol açan silahlı terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Bu menfur hadise, birkaç 'çılgın'ın şahsi teşebbüsü olmaktan ziyade, her geçen gün artan ve ne yazık ki bir kısım politikacının ve medya unsurunun destek verdiği İslam ve yabancı karşıtı, nefret söylemini esas alan ırkçılığın sonucudur' denildi."

Bu önemli gelişme yaygın medyada küçük haber olarak yer alırken, televizyonlar bunu gündeme taşıma gereği bile duymadılar.

**

**

Bu yazıyı yazma nedenim, Yeni Zelanda'nın Christchurch kentindeki alçakça saldırı nedeniyle bazı şer güçlerin Müslümanları galeyana getirmeye çalışmasıdır...

TBMM adına yapılan ortak açıklamada, "Bu menfur hadise, birkaç 'çılgın'ın şahsi teşebbüsü olmaktan ziyade, her geçen gün artan ve ne yazık ki bir kısım politikacının ve medya unsurunun destek verdiği İslam ve yabancı karşıtı, nefret söylemini esas alan ırkçılığın sonucudur" ifadesi, çok önemli bir tespittir.

Dünyanın pek çok ülkesinde ırkçılık prim yapmakta, İslam ve yabancı nefret söylemi geniş kitlelere empoze edilmeye çalışılmaktadır. Bunun yansıması, böyle barbarların üremesidir.

Planlayıcılar, İslam alemini etkilemeye ve oyuna getirmeye çalışmaktadırlar.

Hiçbir semavi din masum insanların hunharca katledilmesine onay vermemiştir. Mevcut Hırıstiyanlık ve beş İncil'de de "Katletmeyeceksin" hükmü bulunmaktadır.

Bu saldırıyı Hırıstiyanlara mal ettiğimizde, bir kin ve nefret dalgası oluşacaktır. Sosyal medyada ve bir kısım yaygın basında misilleme olarak kilise ve sinagogların yakılması ve onların mabetlerine de saldırıların gerçekleştirilmesi gibi İslam'ın ret ettiği görüşler dillendirilmektedir. Savaş halinde bile başka dinlerin kutsallarına, mabetlerine dokunulmaması hükümlerine sahip İslam gerçeğinin topluma anlatılması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda acizane görüşümü yarın ki yazımda ifade etmek istiyorum.

Devamı yarın