Bir yeni yıla daha girerken, elimizde kalem tutuyorsak, daha güzel ve aydınlık yarınlar, daha yaşanabilir bir Batman için çaba göstermemiz gerektiğine inanıyorum.

Yoksullukla, işsizlikle boğuşan bir kentte gazetecilik yapmanın hem zorlukları, hem de sorumlulukları vardır.

2018 yılında olduğu gibi, inşallah 2019 yılında da topluma karşı sorumluluklarımızın bilincinde olmalıyız.

Bu kentin işsizlik sorununu yazarken, herkesin kabul edebileceği verileri ortaya koyacağız.

Kahvehane ve cafelerdeki insan sayısı değil, resmi veriler dayanağımız olacaktır, olmalıdır…

Bu kentin 201 9 yılında da yazılması, gündeme getirilerek üzerine gidilmesi gereken nice sorunları vardır. Bunları hepimiz biliyoruz.

Kentimizin temel sorunlarını kime sorarsanız, az da olsa izah edecek, en azından başlıklarını sunacaktır.

Gazetecilere düşen görev sorumluluk bilinciyle herkesin bildiği sorunların üzerine gitmektir.

Yeni bir yıla girerken bir kere daha bu sorumluluğumuzu hatırlatmak istiyorum.

Hiçbir gazeteci kişisel çıkar ve menfaatlerini toplumun çıkar ve menfaatlerinin önüne koymamalıdır…

İl yöneticilere olan yakınlığımız, sempatimiz veya hoşnutsuzluğumuz, iktidar temsilcilerine olan sevgimiz veya karşıtlığımız bizi yanlış tavırlara yöneltmemelidir…

Kalemimiz keskin olmalı ama adaleti gözetmelidir…

Sorumlu gazetecilik, sorunlara duyarlı olmayı gerektirir. Büyük bir sorumluluk bilinciyle, basın meslek ve ahlak ilkelerine bağlı kalarak görevimizi yapmalıyız.

Yeni yılda, önümüzdeki süreçte de şahsen vicdanımın, inancımın gereğine göre hareket ederek görevimi yapmaya inşallah gayret göstereceğim.

Yine sizin gören gözünüz, işiten kulağınız, ve hakkı savunan diliniz olmaya çalışacağım. Hatalarımız varsa, lütfen uyarın…

Duyarlı okurlar yerel gazeteleri takip ederken, sorumluluk bilinciyle hareket etmelidirler.

Bir gazetenin köşe yazarının sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiği gibi, o gazetenin yayın politikasında topluma hizmet önceliği esas olmalıdır.

2019 yılına girdiğimiz için artık günlük yazı yazma, yani gazeteciliğe başlama yılım için 29 yıl ifadesini kullanabilirim. 29. yıldır bu toplumun karşısındayım.

Toplumun çıkarlarını her zaman kişisel menfaatlerimin üstünde tuttuğuma, köşemi kişisel çıkar ve menfaatlerime alet etmediğime inanıyorum.

Pek çok tehdide ve baskıya rağmen, inandığım doğruları savunarak, sizin sesiniz olmaya gayret gösterdiğime arşivim şahitlik etmektedir.

HESAP SORAN GAZETECİ!..

Yeni yılda, yeni okurlarım mutlaka olmuştur. İlke ve prensiplerim hakkında yaptığım kimi değerlendirmeleri onlara da belirtmek isterim.

Kalemi elime aldığımdan bu yana, temel ilkelerimi önüme koyarak yazılar yazdım.

Her gazetecinin temel ilkeleri olmalı. Basın meslek ve ahlak ilkeleri zaten resmi bağlayıcı unsur.

En temel ilkemi ‘dürüstlük’ olarak ifade edebilirim…

Objektiflik benim için çok önemli bir kıstastır. Meselelere objektif bakışla bakmamız gerektiğine inanıyorum.

Objektif olmayan bir gazetecinin toplum nezdinde itibarının olamayacağı düşüncesindeyim…

Kişisel değil, toplumsal çıkarları gözeterek değerlendirmelerimi sizlerle paylaşıyorum.

Geçen zaman sürecinde onlarca kez tehditler alan biriyim. Neden?

Çünkü çıkarlarına dokunduklarımın başvurduğu en kestirme yöntem hep tehdit olmuştur…

Geçmiş yıllarda ‘jeneratörle balık avlanmasın, çünkü bu yöntemle avlanmak doğadaki canlıların toplu ölümleri demektir’ dediğim ve sorunun üzerine gittiğim için, rantlarına dokunduklarımın tehditlerine maruz kalmıştım…

Sason-Kozluk kırsalında kaçak orman kesimi yapılıyordu. Ormanlarımızı savunduğum için ‘orman kıyımı sana mı kalmış?’ şeklinde tehditler almıştım.

Köşemde ve yaşam pratiğimde insan hakları ve çevre mücadelesini verdiğim için tehditlerine maruz kalmadığım kesim kalmamıştır.

Batman’da fuhuş sektörünü kurmaya çalışanların aleyhine yazılar yazdığımda da telefonla tehdit edilmiştim.

İnandıkları değerler için mücadele verenlerin sloganlarından birisi de ‘Tehditler bizi yıldıramaz’ şeklindedir. Kendi adıma ifade edeyim; tehditler beni yıldıramadı, yıldıramaz. İnşallah hiçbir kınayıcının kınamasından çekinmeyerek inandığım doğruları, bağcı dövmek amacıyla değil, üzüm yemek cihetiyle dillendirmeye devam edeceğim…

Bu dünyada ve kentte yaşayan, bu dünyanın ve kentin havasını teneffüs eden, insanlık için ve bu kentin daha güzel yarınlarını isteyen, daha yaşanabilir bir dünya ve kentin olmasını yürekten talep edenlerin sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum.

Sorunlara duyarlı olmalıyız, çözümü için kafa yormalıyız.

Kaleme aldığım yazılarda ve sivil toplum örgütleri bünyesindeki çalışmalarımda amacım topluma karşı görevimi yapmak olmuştur. Hep adil durmaya çalıştım ve hiç kimseden de çekinmedim, korkmadım…

Her zaman ailemin, çocuklarımın kursağından ‘haram’ denilebilecek lokmaların geçmemesi için dikkatli oldum…

Allah korkusu/sevgisi, vicdan benim için yol gösterici etkenler oldu.

Batman yerel basını içerisinde bir tek meslektaşımın da gıyabımda aleyhimde konuşmalar yapacaklarına da inanmıyorum…

Hiç kimse şu satırların yazarı, sivil toplumların gönüllüsü için yağcı, yalaka gibi suçlamalarda bulunamaz.

Dünyevi rütbeler, makamlar, mevkiler, servetleri çok önemseyen biri değilim. Bunlar benim için ne övgü, ne de korku vesilesi olabilir. Makam ve mevki sahipleri karşısında inandığım hak sözü söylemekten asla çekinmedim. Bahsettiklerim dünyevi cihetle önemsiz ve değersizdirler. Bahsettiklerimin olumlu çalışmaları ve hizmetlerine ise değer vermekteyim.

Yazdıklarımda, yazacaklarımda bir suç varsa, bana sayfa açan gazete değil, kendim sorumluyum ve yargı yolu açıktır, idama razıyım. Başımı yastığıma koyduğumda her gece yazdıklarım kadar, duruşumun da muhasebesini bir yüce dergaha yapan sorumluluk sahibi biriyim. Dünyevi mahkemelerden yana hiçbir korkum yoktur…

Hakkımdaki olumlu ifadeleri dile getirme nedenim kendimi övmek değil, okurlarımın beni tanımaları içindir. Yeni yılda da sorumluluk bilinciyle inşallah görevimi yapmaya çalışırken, hepinize sağlık ve mutluluklar diler, yanlış yaptığımda uyarmanızı istirham ederim.