Ömrümüzden kocaman bir yıl eksilmesine sayılı günler kaldı..

Bir yıl ne çabuk geçti değil mi?

Heyhat! Farkında bile değiliz.

Her yeni yılı milyonlar sevinçle karşılıyor, yine karşılayacaklar. Dünyanın bütün başkentlerinde yeni yılı coşkuyla kutlamaya sayılı günler kaldı.

Göreceksiniz yüzlerce ve binlerce kentte, yeni yıla giriş sevinci nedeniyle milyonlarca havai fişek patlatılacak.

Herkesin geleceğe dair hesapları ve umutları var. Değişmeyen tek gerçek ise hayat denilen yolculuğun çok kısa olduğu ve sayılı gün ve yılların çabuk geçtiğidir…

ACILAR VE SORUNLAR…

Keşke yeni bir yıla geçerken sorunlarımızı da gerimizde bırakabilseydik…

Keşke acılarımızı yeni yıla girerken unutabilseydik…

Keşke yepyeni ve tertemiz bir sayfa açarak hayatımızı sürdürebilseydik…

İnsanoğlu geleceğe ne kadar umutla ve sevinçle bakmaya çalışsa bile, geçmiş yılın sorunlarını geleceğe taşımaktan kurtulamayacak…

Evimizin, yaşadığımız çevrenin, kentimizin, ülkemizin sorunlarını geleceğe taşırken, acılarımızı da unutamayacağız…

Yeni yıla girerken yitirdiklerimizi unutmamız hiç mümkün mü?

Şu gerçek çok açıktır, yeni yıl bize yitirdiğimiz sevdiklerimizi geri getirmeyecek.

Keşke yeni yıl kaygılarımızı, gam ve kederlerimizi, acılar ve sorunlarımızı bizlere unutturabilseydi…

Dünyanın hal ve ahvaline bakınca yeni yıla sevinçle girebileceğimizi hiç sanmıyorum.

ACI TABLOLAR…

Dünyanın pek çok ülkesinde açlıkla boğuşan,

kıtlıkla savaşan,

hayata tutunmaya çalışan milyonlarca insan gerçeği karşımızda duruyor…

Bu tabloyu değiştirmek için herkes üzerine düşeni yaptı mı, yapıyor mu?

Dünyanın pek çok coğrafyasında birbirlerini hunharca boğazlamaktan çekinmeyen insanlık gerçeği gözlerimizin önünde.. Vahşette, barbarlıkta sınır tanımayanlar dünyayı bize zindana çeviriyorlar. İnsan hakları bilincinin gelişmesi için üzerimize düşeni yapıyor muyuz?

Kin ve nefret yaymaya çalışarak, ölümlü ve fani insanlara hayatı zindana çeviren sistemler ve şahsiyetler gerçeği de karşımızda duruyor…

Farklılıkları düşmanlık vesilesi yaparak insanlık ailesinin büyük trajedi yaşamasına hizmet edenlere karşı yeni yılda bir planımız var mı?

Evet, geçici dünya hayatında bir yaş daha ihtiyarladık,

bebekler bir yaş daha büyüdü,

çocuklar gençliğe doğru bir adım daha ilerledi,

40’ını geçenler bir yıl daha ihtiyarlamanın burukluğunu yaşadı ama,

Bediuzzaman’ın ifadesiyle;

ölümü öldüremiyor,

kabir kapısını kapatamıyor,

öbür aleme olan sevkiyatı önleyemiyoruz.

Nihayetsiz derecede zayıf ve biçareyiz. Acı olan bu gerçeğin farkında olmamamızdır…

Ezelden ebede doğru yolculuk devam ediyor. Bana göre insanlık ailesinin ihtiyaç duyduğu en önemli şey huzurdur.

Dünyanın pek çok yöresinde savaşlar, çatışmalar can alıyor, nice fidan gibi delikanlılar gençliklerine doyamadan ölümü tadıyor, yakınları ayrılık ateşiyle bir ömür boyu yanıyorlar…

Dünyanın pek çok ülkesinde milyonlarca insan aç geceliyor…

Her gün binlerce çocuğun açlık yüzünden öldüğü bir dünya gerçeği karşımızda duruyor.Bu acı gerçeğin ne kadar farkındayız?..

Yeni bir yıla merhaba diyen insanlık ailesi geçmişten kendisine dersler çıkarmalıdır.

Gelmiş geçmiş nesiller nereye gittiler, kimse bu dünyada baki kalabildi mi?

Madem kalmadı,

madem bütün servetler,

mal ve mülkler,

yatlar ve katlar birilerine kalıyor,

bunun muhasebesini yapmalıyız…

Yeni yılı çılgınlıklarla karşılamak yerine insanoğlu ezelden ebede doğru giden yolculuğun neresinde olduğunun hesabını yapmalı diye düşünüyorum.

Evet, her yeni yıl, yeni umut demektir. Zaten tüm yöneticiler yeni yıl mesajlarında bu gerçeğe dikkat çekiyorlar.

Sayılı günler sonra dünyanın bütün ülke yöneticileri de yine bu yönlü mesajlar verecek, güzel dilek ve temennilerini dile getirecekler. Ancak dilek ve temenniler yeterli olmayacaktır. Topluma yeni yıl için güzel mesajlar tüm ülke yöneticilerinin pratikte de bu doğrultuda hareket etmeleri gerektiğine inanıyorum.

İnsanlık ailesinin büyük ekseriyetinin gelecek için en büyük özlemi, dilek ve temennileri kesinlikle kalıcı huzur ve barıştır, daha güzel ve aydınlık, savaşsız, sömürüsüz bir gelecektir. Ancak bu dilek ve temennileri hiçbir zaman gerçekleşmiyor.

Dünyayı değiştirmeye gücümüz yetmiyor.

Bize düşen sorumluluk bilinciyle hareket etmek ve geleceğe öyle hazırlanmaktır.

Yöneticilere düşen görev ise toplumun beklentilerine olumlu yanıt vermektir. Yoksa yeni yıl için verilecek olumlu mesajların bir anlamı olmayacaktır.

Bu duygu ve düşüncelerle şimdiden yeni yılın hayırlara vesile olmasını diliyorum.