Medenî bir insan olarak çevremizde yaşayan kişilerle sosyal ilişkilerimizde gözetmemiz gereken ahlâkî kurallardan biri de selâmlaşmadır. Selâmlaşma aynı zamanda sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in bizlere sünnet olarak bıraktığı en güzel hediyedir. Biz bu güzel hediyeyi, o güzel insanın güzel sözleriyle açıklamaya çalışalım.

Selâm; esenlik, barış, maddî ve manevî sıkıntılardan kurtulup rahatlamak demektir. Dinî terim olarak selâm; Müslümanların karşılaştıkları zaman, birbirlerine karşılıklı olarak sağlık ve esenlik dileklerini sunmaları, birinin diğerine “Selâmünaleyküm” (Selâm sizin üzerinize olsun, Allah her türlü kazadan ve belâdan korusun) demesi; diğerinin ise: “Ve aleykümü’sselâm ve rahmetullahi ve berekâtüh” (Allah’ın selâmı, rahmet ve bereketi sizin de üzerinize olsun) diyerek birbirlerine yaptıkları duadır. Müminlerin birbirlerine yaptıkları dualar Allah katında çok değerlidir.

Selâmın önemi

Nitekim Yüce Allah selâm konusuna büyük önem vermiş ve selâmlaşma ile ilgili birtakım prensipler koymuştur.

“Bir selâm ile selâmlandığınız zaman, siz de ondan daha güzeli ile selâmlayın; yahut aynı ile karşılık verin. Süphesiz Allah, her şeyin hesabını arayandır.” (Nisa, 86)

Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s) de, birçok hadislerinde selâmın önemi ve yaygınlaştırılmasının gereği üzerinde durmuştur. Bir sahabi Hz. Peygamber (s.a.s)’e: “İslâm’ın hangi işi daha hayırlıdır” diye sorduğunda, Rasulullah şöyle buyurmuştur:  “Yemek yedirmen, tanıdığına ve tanımadığına selâm vermendir”

Yine Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmuşlardır:

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi sevmedikçe, olgun bir imana sahip olamazsınız. Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz; bir şeyi haber vereyim mi? Aranızda selâmı yayınız!...” (Müslim, İman 93. Ayrıca bk. Ebu Davud, Edeb 131; Tirmizî, İsti‘zân 1; İbniMace, Mukaddime 6, Edeb 11)

“Şüphesiz ki, Allah katında insanların en iyisi, önce selâm verendir” (Ebu Davud, Edeb, 133) hadisinden ise, selâm vermede acele etmenin daha sevap olduğu anlaşılmaktadır.

Gerek ayetlerden ve gerekse hadislerden anlaşıldığına göre; selâmı yaymak, insanlar arasında dostluk, sevgi ve barışın yaygınlaştırılması, Müslümanların kalplerinin birbirlerine ısındırılması bakımından son derece önemlidir. O hâlde, İslâm toplumunda dost ve ahbaplarla, arkadaş, tanıdık kısaca bütün Müslümanlarla sevgi, saygı ve samimiyet duygularının geliştirilebilmesi için, karşılıklı olarak selâm verip almak gereklidir.

Ayet-i kerime

Çünkü, Allah'a ve O'nun Rasulü'ne itaat edenler, Allah'tan korkup O'na karşı sorumluluk duyanlar; işte bunlardır, (nihai) zafere erişecek olanlar! (Nur, 52)

Hadîs-î Şerif

İmran İbnu Husayn (RA) anlatıyor: "Resulullah (SAV) buyurdular ki: "Kim, (mahkeme gereği, yapması icabeden) bir yeminde yalan yere yemin ederse bu yemini sebebiyle cehennemdeki yerini hazırlamış olur."

GÜNÜN DUASI

Yâ Rabbî!

Biz nefis ile şeytana köpek gibi tâbi olduksa da sen, azab arslanını bize saldırtma.

Ey Hayy, ebedî diri olan Rabbim! Sen kerem sâhibisin.Ey mahlûkâtın, yaratıkların canlıların ihtiyâcını gideren Rabbim! Sen varken hiç bir kimseyi hatırlamak ve ondan bir şey ummak lâyık değildir. Amin

1 SORU 1 CEVAP

Şevval Orucunun Hükmü Nedir?

Ramazan ayından sonra şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yılın bütününde oruç tutmuş gibi olur” (Müslim, Sıyam, 24; Tirmizî, Savm, 53) buyurarak Şevval ayında altı gün oruç tutmaya teşvik etmiştir. Bu oruç art arda tutulabileceği gibi, ara verilerek de tutulabilir.

Editör: TE Bilişim